''Bulut beni rahat bırak dedim.'' Öfkeliydim. Hem de benim bile şaşırabileceğim kadar.Bana ona ait bir eşyaymışım gibi davranıyordu. Öfkeyle yüzüne doğru baktım. Tek kelime etmeden geldiğimiz yola doğru yürümeye başladım. ''Kaybolacaksın.'' dedi. Yüzündeki anlamsız gülümsemeyi görebiliyordum.Nede güldüğünü de biliyordum.Ormanda geçirdiğimiz geceyi hatırladığına emindim.Eğer onun yanında daha fazla durursan kesinlikle kaybolan şey benliğim olacaktı. Duymazdan gelerek yürümeye devam ettim.Üzerimdeki kıyafet üzerime yapıştığından donuyordum. Ruhum ise duyduklarım karşısında alev alev yanmaya devam ediyordu. Birkaç ay önce böyle aşık olacağımı söyleseler gülüp geçerdim.Hatta saçmaladıklarını bile düşünürdüm.O zamanlar ben farklıydım, dertlerim farklıydı ve hayatım farklıydı. Her şey değişmişti şimdi.Yaşadıklarımdan asla pişman olmadığımı biliyordum.Bulut ile geçirdiğim her dakika bin yıla bedeldi. Şu an ise kendimi kandırıyordum.Ona kızgındım ama kesinlikle sevgim azalmamıştı.Bir gram bile hem de.Kara büyü dedikleri şey aşktan başka bir şey olamazdı.Sanki doğduğumda kulağıma Bulut'un adı fısıldanmıştı. Onun için eğlence makinesinden başka bir şey olmasam da onun yeri bende başkaydı.Kimseyi koyamazdım oraya.Gururum olmasa koşarak boynuna bile sarılırdım.Bu yüzden bir an önce yanından ayrılmak istiyordum.En acısı da Bulut benim için havayla, eş değerken ben onun için kocaman bir boşluktum. Seneye adımı unutacaktı belki de. Ben onun yüz hatlarını ezbere bilirken o kaç defa yüzüme doğru düzgün bakabilmişti acaba? Gerçekler gerçekten acıtıyordu.
Zifiri karanlıkta yolumu bulamayacağımdan dolayı ağaçlardan birinin kenarına oturdum.Burası uyumak için güvenli bir yer gibi görünüyordu. Başımı ağaca yasladım ve gözlerimi kapattım.
''Görkem uyan.'' diye seslendi tanıdık ses.Gözlerimi açtığımda deri bir koltuğun üzerindeydim.Etrafı incelediğimde denizin ortasında bir yatın içinden olduğumuzu kavradım.Karşımda Bulut duruyordu. Benim şaşkınlığıma karşın Bulut gülümsüyordu. ''Hadi ama, Yemek pişirmedin daha.Açlıktan ölebiliriz.Burası denizin ortası.'' dedi kahkaha eşliğinde. ''Ne yemeği?'' dedim şaşkınlıkla. Bulut kahkahayı bastı. ''Karıcığım uykuyu biraz fazla kaçırmış.'' dedi gülümseyerek , gamzeleri belirgin şekilde ortaya çıkmıştı. Şaşkınlığım karşısında ağzım açık kalmıştı. ''Karıcığım mı?'' dedim bende oluşan şok etkisiyle. ''Evet daha iki hafta önce evlendik ya. İnanamıyorsun değil mi?'' dedi gülümseyerek. Hızla doğruldum ve küçük pencereden dışarıya baktım.''Bütün bunlar gerçek mi?'' dedim.Şaşkınlığım geçmemişti. Bulut elimden tutarak beni ayağa kaldırdı ve güverteye doğru götürdü.Masmavi denize bakıyorduk. ''Hadi beraber denize atlayalım.'' dedi Bulut gülerek. Aklıma uçurumun kenarı ve Bulut'un dedikleri geldi.Gözümde canlanan bu olay beni oldukça korkuttu. Elinden kurtularak ''Hayır.'' dedim. ''O zaman ben atlarım.'' dedi. ''Bulut hayır! Atlama!'' bağırmama rağmen denize atladı.Aradan dakikalar geçmesine rağmen yüzeye çıkmamıştı. İçimdeki korku çığ gibi büyüyordu. Bir anda deniz simsiyah oldu ve yağmur yağmaya başladı. ''Görkem!'' Bulut'un sesini duymama rağmen onu göremiyordum.''Görkem kurtar beni!'' Ağlamaya başladım. ''Bulut lütfen gel!'' çaresizce bağırıyordum. ''Sadece bana güvenin beni kurtarabilir Görkem.'' Dediğinden hiçbir şey anlamamıştım.''Bulut!'' Bağırmaya devam ettim. ''Sana aşığım.Bana inanıyorsun değil mi?'' dedi. ''Evet.'' diye haykırdım. ''Görkem yalan söylüyorsun.Bana inanmıyorsun!'' dedi.Sesinden ne kadar çaresiz olduğunu anlıyordum.''Sana inanıyorum.Bunu biliyorum hatta.'' Elime damlayan kan damlasıyla irkildim. Gözlerimden kan damlıyordu. ''Bulut!'' Bağırmaya devam ettim.Ses gelmiyordu.''Bulut!'' Yüzüme elimi götürdüğümde ellerim kan içinde kaldı. Şaşkınlıkla ve hüzünle mahvolmuştum.Simsiyah denize çekinmeden atladım.Dibe battığımda gözlerimi açtım.Bulut bütün canlılıyla karşımda duruyordu.Elini bana doğru uzattı.Gülümsüyordu.Elimi ona doğru uzattığımda beni kendine doğru çekti. Korkuyla boynuna sarıldım. ''Beni bir daha bırakma.'' dedim fısıltıyla. ''Sen beni bıraktın!'' öfkeyle bağırdı.Tekrar gözden kaybolmuştu.Arkamı döndüğümde Bulut'u gördüm. Sevinemedim. Gökçen'in elinden tutmuştu. ''Sen beni kaybettin.'' dedi Bulut sessizce. Birlikte yüzeye çıktılar.Ben ise simsiyah denizin dibinde ağlamaya başladım.