Arabada Bulut vardı. Arabadan sinirle indi.
''Sana beni bekle demiştim!''
''Haberin var mı? Seni kaç saat bekledim!''
''Kız başına bu elbiseyle böyle bir şehirde gezersen ne olacağını bilmiyor musun? Ayrıca seni almaya geliyordum!''
''Bana bağırmayı kes! Suç sende burayı bilmeyen birini nasıl orada tek başına bırakırsın!''
''Doğru, suç bende ben olmasan orayı rüyanda görürdün!''
''Bir barı görmek isteyeceğimi zannetmiyorum!''
''İyi o zaman istediğin yerde takıl!"
''Güzel, sen o lüks arabana bin git!''
Bana doğru yaklaşmaya başladı.O yaklaştıkça geri gidiyordum.
''Ne yapıyorsun Bulut!''
''Olduğun yerde kal ve ağzını aç!''
''Saçmalama!''
''Sana dediğimi yap!'' Korkmuştum. Ağzımı yavaşca açtım.Daha çok yaklaştı. Burnunu ağzıma doğru dayadı.
''Sen alkol mu aldın?''
''Seni ilgilendirmez!''
''Hadi arabaya bin böyle gidemezsin.'' Afallayarakta olsa kaldırıma doğru yürüdüm,oturdum.
''Hayır, sen git.Ben kendim gelebilirim.''
''İyi, sen bilirsin. Yapabileceğim bir şey kalmadı.'' Tekrar bana doğru yaklaşmaya başladı.Birden omzuna aldı.
''Ne yapıyorsun çabuk indir beni!''
''Sen istedin.''Hafifçe arabanın arka koltuğuna bıraktı. Yığılıp kaldım.Üzerime ceketini verdi.Öne oturdu.
''Sandığım kadar odun değilmişsin,'' diyerek mırıldandım.
''Bir daha seninle hiçbir yere gitmem, orası cennet olsa bile.''
Uyandığımda başımda feci bir ağrı hissettim. Bana ne olmuştu böyle? En son bardaydım.Aynaya baktığımda savaştan çıkmış gibi bir halim vardı.Ya üzerim. Üzerimde dün giydiğim çicekli elbisem vardı.Önce duş aldım.Daha sonra dolabımdan üzerime beyaz bluzumu, altına dizimin bir karış üstünde olan bordo eteğimi giydim. Saat çoktan on bir olmuştu.Hemen aşağı indim. Etraftaki hizmetçiler evi temizliyorlardı.Birini durdurup:
''Kemal Bey nerede?''
"Bahçede oturuyorlar.''
Bahçeye gittiğimde Kemal Bey gazete okuyordu.
''Şey... Kemal Bey ben dün gece için-''
''Aferin kızım Bulut senin onu eğlendirdiğini söyledi.'' Bu cevabın üzerine ağzım açık kaldı.
''Peki Rüzgar nerede?''
''Havuzun orada oyun oynuyor.''
''Ben Rüzgara bakıyım.''
Bahçe çok büyüktü.Labirent gibi olduğundan kaybolmam saçma olsada söz konusu olabilirdi.Birkaç yere girdikten sonra nihayet havuzu bulabilmiştim.
''Merhaba Görkem abla, yeni oyuncağıma bak.''
''Peki oyna, bakalım nasıl bir oyuncakmış?'' Elinde gemisiyle oynarken ben de onu izliyordum.Bekle bu anı kameraya alalım.İleride izlersin.Kamerayı almak için salona gittim.Bulut televizyon izliyordu.
''Şey... ben dün gece için özür dilerim.''
''Abartılacak bir şey yok.''
''Olsun yinede özür dilemeliydim.'' Bahçeye tekrar çıktım.Rüzgar gemiyle oynarken onu kameraya alıyordum.Gemisi biraz uzağa gitti.Onu almak için ileri doğru uzanırken havuza düştü.Kamerayı yere fırlatıp hemen havuza doğru koştum.Rüzgar suda batıp çıkıyordu.
''Görkem abla yardım et!'' Düşünmeden havuza atladım.Unuttuğum bir şey vardı. Yüzmeyi bilmiyordum. Bu sefer ben de batıyordum. İkimizin de çığlıkları yükseliyordu.Bulut koşarak salondan geldi.Havuza atladı.Rüzgarı çıkardı.Ne kadar çırpınırsam çırpınayım yüzeye çıkamıyordum.
Yeni bölüm büyük ihtimalle haftaya gelecek.Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.Beğendiyseniz yorum veya oy atarsanız çok sevinirim. :) Yazım hatası varsa özür dilerim.