Hafif büzüşen ayaklarımı hızla havuzdan çektim. ''Ben gitsem iyi olacak.'' dedim tedirgin ve aceleci çıkan ses tonumla.Aybars Utku ve Nihal yüzüme oldukça garip bakıyorlardı.''Daha akşam yapacaklarımız vardı.'' dedi Aybars.''Başka zaman.''diye geçiştirdim.Hızla ayakkabılarımı elime aldım ve yola doğru ilerlemeye başladım.Bulutun yanından geçerken başımı önüme eğdim.Göz göze gelmek istemiyordum.Kolumdan sıkıca kavradığında ister istemez gözlerimi gözlerine sabitledim.Yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirdikten sonra ''Tesadüfe bak.'' dedi. Bir şey demeden hızla kolumu elinden çektim.Tam adım atacağım sırada tekrar hızlı bir hamleyle kolumu kavradı.''Seninle konuşacaklarımız var.'' dedi.Sesi öncekilere nazaran daha öfkeli çıkmıştı. ''Konuştuğumuzu sanıyorum.'' dedim iğneleyici şekilde.''Hayır, bana bir açıklama yapmak zorundasın.'' dedi öfkesinin giderek çoğaldığını anlamıştım.''Bulut zorlama.'' dedim yalvarırcasına.''Baya kararlısın sanırım.'' dedi.''Bulut bırak artık.'' dedim, cılız sesim adeta bir kükreyişe dönüşmüştü.''Bunu sen istedin!'' dedi. Kolumdan daha sıkı kavradıktan sonra arabasının yanına götürdü.''Sana beni bırak dedim!''Uzaktan gören biri kesinlikle kaçırılıyorum sanardı.Arabanın kapısını açtı ve beni koltuğa doğru itti.Saniyeler sonra sürücü koltuğuna oturdu.Kapıyı açmaya çalıştığımda çok geç olduğunu anladım.Beni böyle konuşturmaya çalışması gerçekten sinirimi bozmuştu.Başımı pencereye çevirdim ve dışarıyı izlemeye başladım.Ruhum çoktan göçmüştü bile.''Çok inatçısın.'' dedi, sesi biraz sakinleşmişti.Ne derse desin konuşmamaya karar verdim.Başımı pencereden ayırmadan dışarıyı izlemeye devam ettim.''Ben.. özür dilerim, biliyorum fazla kaba davrandım ama başka şans bırakmıyorsun ki.Tam seni unutmaya çalıştığım anlarda geri adım atıyorsun.Amerikaya gideceğim zaman neden geri çağırdın öyleyse? Sonra benden kaçtın ve dün ayrılmak istediğini söyledin.'' Tepkisizce dışarıyı izlemeye devam ettim.Arabayı birden sağa çektiğinde hafifçe sarsıldım. Sonunda ''Bulut senin amacın ne?''diyebildim. Tepkisizce yüzümü süzmeye başladı. ''Beni seviyor musun?'' Bu çok ani olsa da cevabı biliyordum ve hissediyordum.''Cevabım hiçbir şeyi değiştirmeyecek.'' dedi göz pınarlarım çoktan dolmuştu.''Çok şey değişterecek.''dedi umut dolu bakan gözleriyle.''Bırak beni ineyim.'' Başını onaylamazcasına sallarken telefonu çalmaya başladı.O telefonla konuşmaya başladığında hızla kilide uzanıp kapıyı açtım.Kapıyı açıp tek ayağımı yere bastığımda kolumdan sıkıca kavradı. Kolumun akşam moraracağına emindim.Hızla ve kendimin bile inanmakta güçlük çektiği kolumu hızlıca çektim.Tekrar kolumu tutmaya çalıştığında eli havada kaldı.Koşarak gelen taksilerden birini çevirdim ve evin adresini verdim. Deli gibi titriyordum.Ya kaçamasaydım ne cevap verirdim? Düşününce ondan uzak kalmak benim için daha iyiydi.Evin önüne geldiğimimde sanki Bulut bir yerlerden çıkacak gibi hissetmeye başladım.Bu evi bilmiyordu sonuçta.Ücreti ödedikten sonra eve girdim.Odama doğru çıkarken babamın seslenişiyle duraksadım. ''Görkem!'' Yorgun adımlarla yanına gittim. ''Eğlendin mi?'' dedi sakince. ''Evet, eğlenceliydi.'' Bulut bir anda belirmese çok daha eğleneceğime emindim.''Peki, akşam istersen dışarı çıkabilirsin.Utku sana eşlik eder.''dedi. Başımı masumca onaylar biçimde salladım.Akşam dışarı çıkmayacağıma adım kadar emindim.Koşar adımlarla odama ulaştığımda üzerimdeki rahatsız edici kıyafetlerden hemen kurtulup pijamalarımı geçirdim. Saçlarımı yukarıdan topladıktan sonra yatağıma uzandım.Uzun zamandır böyle rahat bir yatakta oturmamıştım. Sanki içi suyla doluydu.Televizyonu açtım ve kanalları gezmeye başladım.Belgeseller, pembe diziler, baş ağrıtıcı şarkılarla doluydu.İzlememek benim için daha hayırlıydı.Yatağa uzandım ve yine tavanı izlemeye başladım.Bazen düşünmek her şeyden daha rahatlatıcıydı ama benim düşünecek tek şeyim sıkıntılarımdı.Telefonuma gelen mesajla irkildim.Komidine uzandım ve gelen mesajı açtım.Numara rehberimde kayıtlı değildi.Mesajda:
'Ben Utku. Dışarı çıkmaya ne dersin?' Gerçekten oldukça yorgun hissediyordum.Kibarca reddetmek en iyisiydi.
'Yorgun hissediyorum, başka zaman yapsak?'