22. Bölüm: Sembolün Arkasındaki ÇiçekSembolün arkasındaki çiçek benim güneşim oldu.
Küçük beyefendiler ve küçük hanımlar, üstüne titrediği duygularını hiçe sayıp, yanlış adımlar attılar. Kalbinin dört kapakçığına koymuş oldukları arzuları ve kötülükleri yok etti onları. Yaşıyorlar mı?Evet.
Seviyorlar mı?
Evet...
Severken kırıyorlar mı?
Yine evet!
Peki bu kimin umrunda? Benim mi? Peh! Eski Adelya yok karşılarında.
Ben insanaların üzerine titremeyi çoktan bıraktım. İnsanaların benim ruhumu anlaması isteğimi çöpe atıp yaktım. Ruhsuzlaştım. Hissizleştim... Dudaklarıma değen dudakların bende etkisi yoktu. Deniz'i geriye itip olabildiğince sert tokatı yüzüne yapıştırdım.
"Sen kimsin de beni öpebiliyorsun?" Dedim nefes nefese kalarak. Sinirimi dizginlemeye çalışıyor, bir yandan da Deniz'e hesap sormaya çalışıyordum.
"Anlamadığın şeyde bu Adelya," benim gibi nefesini dizginlemeye çalışırken " ben hep yanındayken senin için hep kimse oldum. Görmedin bile.."
"Ne saçmalıyorsun sen Deniz?" Dedim anlam veremeyerek. Tamam benden hoşlandığını az çok anlamıştım. Ama dediği her kelime farklı kapıları açıyordu.
Birkaç adım daha yaklaşıp gözlerimi gözlerine dikti. Çok yakın olsa bile gerilemedim. Ondan korkuyordum ve bunu oda bilecekti. Gözlerini dikmiş olduğu gözlerimle sert bir şekilde gözlerine bakmaya devam ettim. Onu ilk gördüğüm an bakışlarının ürkütücü olduğunu söylemiştim. Haklıydım. Deniz kötü bakmaktan daha ötedeydi. Kendisine karşılık vermeyen birini zorla öpecek kadar pislik herifin tekiydi.
"Defol git! Ve bir daha bu şehre gelme." dedim tıslayarak. Ellerini ikisinide sert bir şekilde kafasına vurduğunda bu kadar delirebileceğini tahmin bile edememiştim.
"Aynı şeyi yapıyorsun. Yine..." Deyip kaşlarını çattı. " Beni delirtiyorsun!"
"Defol git buradan Deniz. Yoksa olacakalardan ben sorumlu değilim." Dedim bakışlarımı sert bir şekilde yüzünde tutmaya devam ederek. Bunca yaşanmışlıktan sonra kimseden korkuyordum.
"Ne o, seni sevdiğini sanan Toprak mı beni dövecek?" Dedi dalgaya alarak. Karşımdaki yüzü tanıyamaz olmuştum. Bu benim tanıdığım Deniz değildi. Sanki içine biri girmiş onun yerine yönetiyordu kendisini. Kendisini bir kez daha sert bir şekilde itip üzerine doğru yürüdüm.
"Sen beni çok hafife alıyorsun Deniz. Hemde baya hafife alıyorsun. " Elimle omzuna baskı uyguladım. "Benim seni dövmesi için birine ihtiyacım yok. Ki şiddete her türlü karşıyım. Ama iş psikolojik şiddete gelirse bak işte orada kimse seni elimden alamaz. Şimdi siktir olup git buradan "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK MAVİ
Teen FictionZihnimin o karanlık sokaklarda mavi edasıyla dolanıyordum günlerce, çünkü ben Kırık Maviydim. İnsanlardan uzak olan, kendinden uzak olan kırık bir kız. Evet, o benim. Yok oluyordum usulca, ve bu durum kimsenin umrunda değildi. Ondan başka... Bana "...