18. Bölüm: Ondan Vazgeçmeyeceğim.

334 129 281
                                    


18. Bölüm: Ondan Vazgeçmeyeceğim.

Benim evim onun yanıydı...

Belkide en çok kaybetmekten korktum bu hayatta

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Belkide en çok kaybetmekten korktum bu hayatta. Ben, sen veya bir başkası... Hepimiz bir şeyleri kaybetmekten korktuk. Sevgilimizi kaybetmekten korktuk, severek dinlediğimiz şarkının popüler olmasından korktuk, birilerinin ruhumuzu anlaşmasından korktuk. Biz bu dünyada bir şeyleri kaybetmekten korktuk. Bilemedik her kaybın altında yatan gizli fırsatları, bilemedik bizi her konuda mutlu eden insanları... Kaybettiğimiz herşey bize daha iyileri getirdi ve biz bunu anlamadık çünkü içimizde yaşam mücadelesi veren yaşama kırıntıları, bizi herzaman kayıplarımızı hatırlattı. Ne birilerine şans vermemize izin verdi, nede mutlu olmamıza... Ben artık kaybetmek istemiyorum. Toprak'ı kaybetmek istemiyorum... Yüzüm bembeyaz titreyen elimi ne kadar gizlemeye çalışsam da bas baya belli oluyordu. Önümde duran büyük yapıya baktığım her an nefesim kesiliyor konuşamıyordum. İçimde ağlamamak için zor duran bir çocuk vardı. Her çocuk hastaneye gelince korkardı, belkide sırf korktuğu için gizlerdi hastalığını ailesinden... Bütün çocuklara elimi uzatıyorum çünkü bende korkuyorum. Bu sefer gizlemenin bir anlamı yoktu ben onu kaybetmek istemiyordum...

" Yanındayım"

Cevap veremeden yüzüne baktım. Kerem halimden epeyce telaşlı bir şekilde bana bakıyordu. Gözlerimi kapatıp göz yaşımın yanağıma düşmesine izin verdim.

"Onuda kaybedemem..."

Kolunu omzuma atıp tutunmam için destek verdi.
"Onu kaybetmeyeceksin..."

"Sence onu çok üzmüşmüşümdür?" Nefes verip önüme gelen saçları abi edasıyla kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Bilemeyiz güzelim. Sence bunu ona sorsak olurmu?"

Yutkunup kafamı olumlu anlamda salladım. Ne kadar beklemediğimizi bilmesemde uzun süredir bomboş bir şekilde hastanenin girişinde bekliyorduk. Önümde duran büyük yapıt beni hiç olmadığım kadar ürkütüyordu. Yarım saat önce Deniz'den öğrendiğim kadarıyla Toprak birirleri tarafından yaralanmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Nefes verip burnunu çektim. Ve beni ürküten o yapıta bir adım attım. Kerem omzundaki belime doladı. Her zaman korumacı bir tavrı vardı Kerem'in. Bana herzaman bir abinin verdiği hissiyatı veriyordu. Yaş olarak büyüktü de benden. Kolumu beline dolayıp hastanenin içine girdik. Görevli danışman bizi görmeyip önündeki bilgisayarla işlem yapıyordu.

"Merhaba! Bizim bir hastamız burada yatıyormuş da rica etmesem hangi odada kaldığını öğrenebilirmiyiz?"

Kadın danışman Kerem ile beni fark ettiğinde önündeki bilgisayarda bir kaç tuşa basıp tekrardan bize döndü.

"Tabi hastanızın ismi neydi?" Bakışları birbirimize dolanan kollarımıza kaydığında gözlerini devirdi. Belli ki Kerem'i yakışıklı bulmuştu. Benden ise yanında olduğum için nefret ettiği her halinden belliydi.

KIRIK MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin