27.Bölüm: Islak Kelebek

161 44 90
                                    


Buraya yakın arkadaşınızı etiketlerseniz çok sevinirim ❤️


27. Bölüm: Islak Kelebek

*Bir gün alışırsın gözlerini kapatmaya..*

Hikâyeler hep Kırık Maviler ile başlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hikâyeler hep Kırık Maviler ile başlar. Kırık Maviler; ağlar hep yalanlara, saklar hep acılarını... Duyguları gizlemek onlar için evren tarafından verilen özel güçtür.

Gücü kullanmak ise işkencedir.

Duyguları gizlemek aslında kaybetmektir.

Ve Kırık Maviler hep kaybeder...

Peki bunların ötesindeki Kırık Siyahlar? Onalar neyi başarır bu hayatta? İnsanlar kötüdür ve bir o kadar da sahtekâr. Kırık Siyahlar sahtekârdır.

Kırık Siyahlar en kötüsüdür.

İki evren vardır içlerinde; pembe hayata göz kırparken, gerçek yüzünü gösteren kirli dünyada hokkabaz olurlar.

Pembe hayata göz kırpmak ne kadar istek dolu bir yanlarında var olsa da Kırık Siyahlar; Siyahtır.

Bir evren, bir yaşayış tarzı seçme söz konusu olsa; pembe hayatı hiçe sayıp siyaha koca bir adım atarlar. Ne pembeler, ne maviler nede herhangi bir renge tâbi olmazlar.

Peki Siyah, bir mavi göze âşık olduysa? Ya ondan vazgeçmek eskisi kadar kolay değilse onun için? Ne yapar Siyah?
Vazgeçer mi aşkından?

Toprak, uzun bir zamandır taşınmış olsa da bu apartmana, bir türlü alışamamıştı evine. Aslında kendi kazanarak elde etmediği hiçbir sey onun için kendisine ait değildi. Amcasının parası ile bu evi tutmuş, daha doğurusu tutmak zorunda kalmıştı.
Hiçbir şey ona beş yaşındaki huzurlu evindeki hayatı vermiyordu ki ona. Anne ve babasını çok özlüyordu Toprak. Beş yaşında onları toprağa gömdüğünde, amcasının elinden tutan ve çaresizce ağlayan çocuktu o.

Acılar unutulur. Çocuklar büyür. Kuşlar uçmayı bırakır.

Anneler, kendine emanet edilen evladından vazgeçer.

Babalar, eşlerini aldatır.

Küçük çocuk, sahilde taşın üzerine oturup ağlamayı bırakır.

Seven adam, sevdiğini terk eder..

Elindeki gitarı koltuğun üzerine bırakıp, deri ceketini üzerine giyip evden çıktı. Biraz dolaşmalı, bir sigara yakıp amcası güle gitmeliydi. Onca şeye rağmen hâlâ nasıl bakabiliyordu Toprak ona. Hâlâ nasıl sevebilirdi ki onu? Hayatını mahvetmek için girdiği bu oyunda, nasıl onun yüzünde çiçek açtırabilirdi?

En kötüsü de ondan nefret etmesine rağmen ona nasıl âşık olmuştu?

Kalbinde hissettiği acı ile kaşlarını çattı Toprak. Eli istemsizce kalbine gitmişti. Adelya'nın ona âşık olmasında hiçbir sıkıntı yoktu, ama onun Adelya'ya onca şeye rağmen âşık olması doğru değildi. Ama olmuştu bir kere, geri dönüşü yoktu bu işin...

KIRIK MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin