Buğulu gözlerimle görebildiğim kadar bakındım etrafa. Sedye üzerinde girdiğim hastane koridoru anlık karmaşaya boğulmuştu benim için.
Ellerimde hissettiğim eller yanımda koşuşturan bir sürü beyaz önlüklü ve dayanamadığım hastane kokusu..Bir süre daha ilerlediğimiz koridorda Cenk'e ait olduğunu düşündüğüm eller kaydı ellerimin üstünden.
Gözlerim tekrar karanlığa gömülmüştü..3 saat sonra..
Cenk'ten
Ameliyathane kapısından çıkan doktor ile tekrar bağlanmıştım hayata.
Saatlerdir sinip kaldığım soğuk mermerden kalkmamıştım.
Önüne atılıp Ezgi'nin durumunu sordum."Ezgi nasıl? İyi dime? Hayatı bir riski yok"
Dedim, olumlu bir yanıt vermesi için gözlerinin içine bakıyordum.
"Ezgi şuanlık iyi. Midesini yıkadık fakat etkili olmadı bu yüzden birkaç işlem görmek zorunda kaldı. Hayati bir riski yok tam zamanında getirmişsiniz. Fakat başka sorunlar yaşanabilir, bunları Ezgi normal odaya alındıktan sonra tekrar konuluruz"
Demiş ve gitmişti.
Başka sorunlar?
Ne kadar merak etsemde Ezginin hayati bir riski olmadığını öğrenmek içime su serpmişti.
Yanıma gelen Demir
"şükürler olsun kardeşim, Ezgi güçlü kız merak etme iyi olacak"
Dedi ve sırtıma desteklercesine birkaç kere vurup yanımdan ayrıldı.
Bikaç dakika sonra tekrar açılan ameliyathane kapısından bu sefer sedye üzerinde Ezgi çıkıyordu.
Solgundu..
Çiçeklere renk veren Gülüşünden eser yok bakmaya doyamadığım gözleri kapalı.. Teni bembeyaz gözlerinin altı hafif mor.
Onu öyle görmek bitirmişti beni.Sedye üzerinde giden Ezginin peşinden bizde gidiyorduk. Üçüncü katta 123 numaralı odaya yatırılmıştı.
Hala gözlerini açmamış en ufak bir uyanma belirtisi yoktu.Odadan çıkan hemşirelerin ardından Demir yanıma geldi.
"Kardeşim gel kantine inelim kaç saattir burda böyle bekliyorsun. Biraz bişeyler ye kendine gelirsin"
"Yok kardeşim vallahi canım bişey istemiyor ben iyim böyle"
"Cenk dostum Ezgi uyandığında seni böyle mi görsün kalk hadi"
Kısa bir bakış attıktan sonra ayağı kalktım ve kantine doğru yol almaya başladık.
Ezgi'den
Başımdaki şiddetli ağrı ile yavaş yavaş araladığım gözlerim tekrar kapanmıştı. Ellerimi hızla kafamda birleştirip sıkmaya başlamıştım. Dişlerim kasılıyor ellerim yanıyordu. Tesadüf eseri beni kontrol etmeye gelen hemşire durumumu farketmiş hemen doktor çağırmıştı .
Birkaç dakika içerisinde gelen doktor muayene sonrası bu atakların birkaç hafta devam edeceğini söylemişti..
Öylece kala kalmıştım."Neden peki"
Dedim, sorabileceğim en mantıklı soruyu sorarak.
"Bakın Ezgi hanım, aldığınız haplar kesinlikle dil altında eritilirek kullanılmamalı. Eğer böyle birşey yaşanırsa anında kana karışır ve hücrelerinizi öldürmeye başlar. Zaten alışık olmayan bünyeniz birden yüksek bir doza temas edince dengeniz bozuldu. Vücudunuzdan bu hapların izini silmek bile en az bir iki hafta sürecek. Ve siz sıkça böyle sorunlar yaşayacaksınız. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖK GİRSİN KIZIL ÇIKSIN / ARA VERİLDİ.
ActionPOLİS ÖZEL HAREKAT komiseri EZGİ KARA 'nın hikayesi.. Aspanda Bürküt, Jerde Kökbörü bol ! Gökyüzünde Kartal, yerde BOZKURT ol.. 🇹🇷 08.08.2021 #kız 13,1 bin hikayeden 2. Olmuştur. 09.08.2021 #polisözelharekat Sıralamada 1. Olmuştur. 09.08.2021 #bo...