Kahvaltıdan sonra üstümüzü giyinip merkeze geçtik. Şırnak'taki müdrümle sık sık konuşup durumlardan haber vermiştim. O da bana oradaki müdür ne derse onu yapmam gerektiğini söylemişti.
**
Toplantı odasında yarım saatlik beklemenin ardından gelen Ozan başkomiser, Demir ve birkaç özel hareketçı odayı doldurmuştu.
"Şimdi Ezgi ilk seninle başlayalım. Bundan sonra bu ekipte olmanı istiyorum. Ekibin başkomiseri benim. Emniyet genel müdürlüğü ve özel hareket daire başkanlığının aldığı bir karar ile yeni bir TİM oluşturulacak.
Bu timde şef benim, benim yardımcım Ezgi olacak yani sağ kolum. Cenk, Demir, Ata, Turan, Dilan, Fatih, Burkay, Ezgi, Murat, Umay ve ben. Toplam 11 kişi birde bizden sorumlu başkan ile 12 kişiyiz. Her türlü olayla ilgileneceğiz, ister dağ ister şehir bunu gelen görevler belirliycek. Sayılı özel hareketçılardan oluşturulan bu TİM pkk'nın ve yurda kötülük yayanların korkulu rüyası olacak. Evet şimdilik bu kadar. Yarın sabah genel bir toplantı yapılacak üst düzey yetkililer ve TİMe seçilen kişiler olucak. Bu gün gitmeniz gereken bir baskın var hazırlanın. "Hep bir ağızdan yüksek sesle söylediğim kelimenin ardından dona kalmıştım.
" Emredersiniz "
" Oha ben şok oldum.. "
" Şimdi biri beni aydınlatsın. Yeni TİM kuruldu ben bu timde şef yardımcısıyım ve Şırnak'taki görevim bitti. Öyle mi? "
" Evet, öyle"
"Hadi toparlanalım baskın varmış"
Hep beraber odadan çıktık operasyona hazırlamamız için ayrılan odaya girdik. Çelik yelek, balistik kask gerekli silah ve mühimmatı aldıktan sonra ejdere bindik. Operasyonu tam olarak bilen Demir'di.
**
'Aç kapıyı Polis!'
Bir kaç kere tekrarlanan ikazı kimse dinlemeyince koçbaşı devreye girmişti. Tek hamlede açılan kapının ardından önde bekleyen zırhlı kuvvet içeri daldı. Onun ardında biz.
'Yat yere yat yat yat!'
Sırasıyla yere uzananları alıp kelepçeliyorduk. Ondan sonrada tem alıyordu. Çok bişe çıkmamıştı adamları paket edip olayı halletmiştik.
Ama tek bir baskınla kalmıycaktı.
Bugün devriye bizim timdeydi hepimiz sivil bir şekilde gruplara ayrılıp kalabalık nerede ise oralarda gezinecektik.Ünüformasız kendimi çıplak gibi hissediyorum..
°
°
°
"Yemin ederim kusucam. Gerçekten çok az kaldı."
"Sen çikolata yerken ben bişey demiyorum sus"
Gözlerimi devirip ellerimi cebime soktum. Tam yarım saattir sahil kenarında bir midyecinin yanındayız.
Neden mi?
Cenk tam bir midye hastasıdır, bense görmeye bile dayanamam..Sonunda tepsinin içindeki midyeler bittiğinde derin Bir oh çekip Cenk'e döndüm.
"Bir tepsi daha istersen seni burda bırakır giderim."
"Yok ya fazla yedim Bi dahaki sefere inşallah"
Son söylediklerine tekrar göz devirdim. Gerekli parayı adama verdikten sonra arkamızı dönüştükki adam konuşmaya başladı.
"Başka midyelerde var, isterseniz vereyim"
Başka midye?
Hap !
Bir anlık göz temasının ardından söze daldım.
"Eğer güzelseler neden olmasın"
Dedim, yüzüme keyifli bir tebessüm yerleştirerek.
Tezgahın altından siyah bir poşet çıkartmıştı, poşetin içindende midye..
Cidden midye..
Alıp içini açtım. Minik vakumlu bir poşet parçasının içinde küçük kırmızı haplar vardı.
"Nasıl? Güzel kafa yapıyor mu?"
"Hemde nasıl. Daha yeni piyasaya sürüldü bunlar"
Şüphe çekmemek için paketin içinden bir tanesini alıp ağzıma attım.
O sırada bana dönen Cenk gözlerini gözlerime dikmiş 'ağzına sıçıcam' bakışları atıyordu.
"Güzelmiş evet, bunların tozu yok mu?"
"Tozuda var ama onlar daha tehlikeli, ha bu arada o hapı emerek bitirirsen akşama öbür tarafa gidersin. Direk yutarsan iyi gelir."
"Tamam"
Ben etrafa bakınırken söze Cenk girdi.
"Ne kadar bu haplar?"
"Ne kadar aldığına bağlı."
"Böyle bir midyesi ne kadar?"
"400 TL"
"Dört tane hap mı?"
"Evet"
"Tamam tadına bakmış olduk güzelde malmış. Biz para bulup gelelim ama biyere kaybolma"
"Tamam bekliyorum"
__
Eğer bu hapı yutarsam kriz geçiririm. Yutmazsam ne olur bilemem.
Dilimin altına sakladığım hap yavaş yavaş eriyip beynimi uyuşturuyordu.
Cenk elimi tutmuş bizi oradan uzaklaştırıyordu.
Gözlerim kararıyor..
Adamdan iyice uzaklaştıktan sonra bir banka oturduk ama ben kendime değilim.
"Ezgi neden böyle bir aptallık yaptın? Yuttun mu?"
Kafamı hayır anlamında yana sallarken gözlerim istemsizce kapanıyordu. Ağzımda hissettiğim acı bir su kendimi kaybetmemle dudaklarımdan köpürcük halinde dökülmüştü.
Ellerim Cenk'in ellerinden kayıp bankın üstüne düşmüştü. Titremeye başlamıştım. Vücudum benden bağımsız hareket ediyor gözlerimi sıktıkça sanki yukarı doğru kayıyor gibiydi.
Kasılmaya başlamıştım. Cenk'in bağırıp çağırışları yankı yapar gibi sadece uğultuydu.
Soğuk elleri yüzüme değdiğinde bir damla sıcaklık hissettim yanaklarımda.
Ben ağlamıyorum ki.
Bir damla daha düşmüştü yanağıma.
Kendimden bir haber dudaklarımı kıbırdatmaya çalıştım ama ben bile duyamadım dediklerimi.
Erkekler ağlamaz Cenk..
Sonra birkaç damla daha süzüldü yanaklarımda ama bunlar bana aitti.
Bir ambulansın aci sireni bağırırken ben karanlığa teslim olmuştum.
Evet canım okurlarım..
Sizleri beklettiğimin farkındayım bunu için çokk özür diliyorum 😊Yazarınızı affedebilecek misiniz?
Bundan sonra daha çabuk bölüm atıcam.
Bu aralar bazı sorunlar yaşıyorum ve yazamıyorum..
En yakın zamanda görüşmek üzere 🖤
Sizleri seviyorum 🍭
Sınır ; 50 oy ( yıldıza tıklayın)
20 yorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖK GİRSİN KIZIL ÇIKSIN / ARA VERİLDİ.
AksiPOLİS ÖZEL HAREKAT komiseri EZGİ KARA 'nın hikayesi.. Aspanda Bürküt, Jerde Kökbörü bol ! Gökyüzünde Kartal, yerde BOZKURT ol.. 🇹🇷 08.08.2021 #kız 13,1 bin hikayeden 2. Olmuştur. 09.08.2021 #polisözelharekat Sıralamada 1. Olmuştur. 09.08.2021 #bo...