13.BÖLÜM

101 72 11
                                    

İyi okumlar!

Sera'nın Ağzından

Ege, Kaan'a bu soruyu sorduğunda açıkcası merak etmiştim cevabını. Biraz düşündükten sonra "gitar eşliğinde şarkı söylüyorduk bitirince birden ses gelince şaşırdık. Bizim yaşımızda olduklarını anlamıştım sadece. Yaramızda kalsın şarkısını istediler söyledim o saatte bu şarkıyı istemek açıkcası biraz aşk acısı mı çekiyorlar diye düşündürmüştü."

İzem gülünce Ege ona bakarak "ne oldu?" dedi. "Bir şey olmadı sadece biz aşk acısı çekmedik hiç." dediğinde kafamı salladım. Bugün için mutluydum çünkü İzem ve Ege sonunda birlikteydiler Oğuz aynı şekilde öyle. Gizem'in olayları da çözülmüştü. Haftasonumuz iyi geçmişti.

Biraz daha oyunu devam ettirdikten sonra sıkılmıştık. Saatlerce birlikte değişik oyunlar oynayıp, dans etmiştik. Gecenin sonuna doğru iyice yaklaştığımızda Oğuz birden kaybolmuştu. Ege ve İzem biraz ileride oturuyorlardı. Atakan yerde uzanıyordu. Kaan hemen karşımda dikkati telefondaydı.

"Yokluğumda hemen yığılmışsınız ya ben olmasam ne olacak sizin bu sıkıcılığınız." diyerek odaya girdi Oğuz. Elindeki tekila şişesini kaldırarak "shot atıyoruuzz" diye bağırdı. "Oğuz, aferin sana tekila mı?" dedim. Umarım rezil olmayız diye geçirdim içimden.

"Bir şey olmaz canım hemen yan dairede oturuyorsunuz ayrıca gel bana yardım et." dediğinde kalkıp yanına ilerledim. Birlikte mutfağa ilerlediğimizde aldığı misket limonlarını çıkartıp tezgahın üzerine koydu bende dilimlere ayrırıp bir tabağa koydum ardından tuz ve bardakları alıp salona tekrar döndük.

İzem ve Ege bizden kopmuş kendi aralarında konuşuyorlardı. Atakan ve Kaan yere masanın etrafında oturuyorlardı. "Sadece shot atalım ama." diyen Ege'ye baktık. Başımızı onay verircesine salladık. Oğuz hareketli bir müzik açınca hepimizin neşesi tekrar yerine gelmiş. Shot atmaya başlamıştık bile. Hem tuz hem limon yapıyorduk.

Zaman hızlı ve eğlenceli geçiyordu ama bana bu kadar yeterdi. Bizimkiler biraz daha devam ettikten sonra onlarda bırakmışlardı. Hepimiz artık yorgunluktan bayılmak üzereydik. Kaan elini bana uzattığında elinden tutup kalktım odasına doğru ilerledik. İkimizinde uykusu vardı. "Koltukta yer yok. Yatağımda yat sen."

Odaya geldiğimizde hemen yatağa yığılmıştım. Üzerimi örttükten sonra yanımdan ayrılacakken bileğinden tuttum yarı uykulu bir şekildeydim. "Gitme." dedim. Biraz bakındı bana sonra ben yatakta kayıp ona yer açtığımda elim ile gelmesini işaret etmiştim. Hafif gülmüştü ama uzanmıştı yanıma. İkimizde birbirimize dönüktük.

"Kaan iyi ki seninle tanıştım." gözlerimi kapayıp kokusunu içime çektim. Güven veriyordu bana. Açtığımda yüzümüz çok yakındı. "Bende Sera." elimi saçlarına götürdüm bunu yapmak hoşuma gidiyordu. Saçlarıyla oynadım bir süre, uykumuz olmasına rağmen hala açık olan gözlerimiz ile birbirimize bakınıyorduk. Ona biraz daha yaklaştım dudağına bir buse kondurup boynuna sokuldum. Kolları ile sarmıştı beni.

"Ev halkı duyduk duymadık demeyin. Gün ağardı uyanın!" gelen sesler ile kıpırdanmaya başladım. "Ne oluyor yine?" dedim. Kaan çoktan uyanık bir hali varmış gibi "Oğuz her sabah böyle uyandırıyor bizi." dediğinde gülmüştüm bu çocuk enerji kaynağı falan mıydı?

Yataktan kalkıp üstümü başımı düzelttikten sonra odadan çıktım ardımdan da Kaan çıkmıştı. "Günaydıınn" diye bağıran Oğuz'a karşılık verip salona doğru ilerledim."İzem nerede?" diye sorduğumda Ege'nin odasında olduğunu söylemişlerdi.

HYMENALOUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin