İyi okumalar!
Bu an o kadar huzur versede çekilmek zorundaydım. Çekilip Kaan'ın elinden tuttum ardından Ece'ye döndüm, orta parmak gösterip "siktir git." dedim.
Bu hareketim ile Ece'yi kızdırmayı başarmıştım ama beni mutlu eden tek kişiyi kaybetmiş olabilirdim de. Ece gitmiş bizimkiler ile baş başa kalmıştık arkama baktığımda hepsi bize şaşkın ifadeler ile bakıyordu. Onları boş verip Kaan'a döndüm yüzündeki hayal kırıklığını görmüştüm. En çok korktuğum şeyi.
Ben belki sevilmekten nefret ediyordum ama Kaan'ın bana gösterdiği sevgiyi bu zamana kadar hiç hissetmemiştim şimdi ise onu Ece'ye karşı kullanmış gibi olmuştum.
Onun kalbini kırmamaya çalışan ben, bugün onun kalbini belkide kırmıştım.Fısıltıyla "Kaan" dedim ellerimiz hala birlikteyken o ise gözlerini çekmeden bana bakıyordu. Tam lafa girecekken peşinden beni dışarıya götürdü. Hiçbir şey demeden, birbirimize bakmadan dakikalarca yürüdük en sonunda ağaçlık sessiz bir alana gelmiştik.
"Özür dilerim."
Tekrar gözleri beni bulduğunda kafamı eğdim. "Dileme." hiçbir şey diyemezdim. Ona karşı bazı duygularım olsa bile orada sadece Ece'nin gıcıklığına yapmıştım. Kaan sakindi ama ne düşündüğünü gayet iyi biliyordum. Bana doğru bir iki adım attı ve yüzüme eğildi "bana karşı hislerin var mı Sera?" diye sordu. Cevap belliydi ama asla onu üzmek istemiyordum.
Cevabımı bekliyordu "ben daha kendimi sevemiyorum biri nasıl sevilir bilmiyorum ve bunu öğrenmeye çalışırken seni incitemem anlıyor musun? Kafasını salladı. Eğer ona bakmaya devam edersem her şey daha çıkmaza girebilirdi. Arkama döndüm.
Bir iki dakika geçtikten sonra beni kolları ile iyice sarmıştı. "İki haftalık bir zaman verelim birbirimize bu süre içinde arkadaş kalalım."
Kokusunu iyice çektim içime dediğini kabul ederek başımı salladım."Bunu demeden edemeyeceğim beni öpmen belki Ece içindi ama bu hoşuma gitti." kulağıma son kez fısıldayıp kollarını çekti. Bunu demesi benimde hoşuma gitmiş dudaklarım hafiften kıvrılmıştı. Arkamı döndüğümde benden fazlasıyla uzaklaştığını gördüm. "Arkadaşım." diye seslendim ilk önce yüzünü astı sonra asker selamı verip arkasını dönmüş gitmişti.
Belki bizim için bu hafta zor olabilirdi. Dersi de kaçırmıştık artık Kaan'dan başka birini daha bulmalıydım bölümden. Bugün fazla dersim olmadığı için biraz daha yürüdükten sonra otobüs durağına gelmiştim. İzem'e eve gittiğime dair bir mesaj attıktan sonra dışarıya baktım hava yavaş yavaş soğuyordu.
Düşündüm bu iki hafta neler olabilir diye. En başından arkadaştık biz önümüzdeki haftalarda öyle geçecekti. Asla bir ilişkiye başlamayı istemiyordum ama Kaan'a karşı hislerim de yok değildi. Belki denemeye çalışsam her şey yoluna girebilirdi belki de her şeyden kaçmalı her zaman olduğu gibi eğitimime odaklanmalıydım.
Kafam karmakarışıktı. Uzun uzun dışarıyı seyrettikten sonra eve varmıştım. Ne zaman düşünceli olsam uyumayı tercih ederdim. Asansöre çoktan binip kata basmıştım. Arkamda ki aynadan kendime baktım. Kıvırcık olan saçlarım havanın nemi ile biraz kabarmış yüzümdeki makyaj ise bir an önce silinmek için yapılmış gibiydi.
Odama vardığım gibi çantamı sandalyeme bırakıp üzerime pijamamı ve yarım atlet giyip yatağıma girdim. Gözlerimi kapadım.
Sağa döndüm sola döndüm ama bu sefer uyuyamıyordum evde tek olmanın verdiği sessizlik ile kendime kahve yapıp balkonda oturmaya karar verdim. Balkona çıkmadan önce üzerime kalın bir kazak giyindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HYMENALOUS
Genç KurguYa hayatın bize verdikleri ile geçinmeliydik ya da bize veremediklerinin peşine düşmemiz gerekiyordu. İki yakın arkadaş ve onları bekleyen yeni bir hayat. Peki, bu yeni hayata ayak uydurabilecekler mi?