İyi Okumalar Dilerim!
🌙
"Bunlar kim?" diye sordu Ege. Oğuz fotoğrafa dikkatle baktıktan sonra "atlayan anneannem yukarıda ayaklarını sallayan adam ise dedem." demişti. Fotoğrafı alıp iyice baktım.
Ne kadar güzeldi anneannesi, ne kadar güzeldi bu fotoğraf. "Kıskandım gerçekten. Bir benim fiziğime bakın sonra dönün bu güzel kadının fiziğine bakın." ayağa kalkan Gizem'e hepimiz gülmüştük. Haklıydı bizi gerisinde bırakırdı. "Tamam, baktığınız yetmedi mi bir saattir bakıyorsunuz burada canım sıkıldı benim."
"Benim aklıma bir fikir geliyor ama Oğuz bu bacakla bize nasıl katılacak onu düşünüyorum." dedim. "Neymiş o?" Oğuz üzgün surat ifadesini yapmıştı yine. "Kar yağıyor yine, kayalım mı?" sorduğum soru ile herkes bana dönmüştü. "Ciddi misin yoksa dalga mı geçiyorsun?""Tamam, kar veya kış mevsimini sevmiyor olabilirim ama sizinle eğlenmek istiyorum."
"Yavrum kendinde misin?"
"Abartmayın ama." dedim sahte bir kızgınlıkla. "Hadi gidelim, benim ayağım böyle kıpırdamamakla iyileşmez zaten biraz hareket lazım." İzem, Ege, Atakan ve Gizem hemen ayaklanmışlardı. Kaan'a baktım sonra sırıtıp o da kalkmıştı. Montlarımızı, berelerimizi, botlarımızı ve eldivenlerimizi giydik tam çıkmak üzereyken arkadan gelen ses ile döndük. "Ama ayıp şimdi bu yaptığınız günah değil mi bana?"
Arkamızda bıraktığımız Oğuz bize seslenmeseydi aklımıza bile gelmezdi. "Gerçekten ayıp bize. Nasıl unuturuz kocaman adamı?" dalga geçiyordu İzem. Kaan ve Atakan ilerleyip ona yardımcı olurken biz dışarı çıkmıştık. Kar lapa lapa yağıyordu bu durumdan hoşnut olmasam bile gülümseyecektim. Ege ve İzem az ileride ağaçların altında fotoğraf çekiniyorlardı son anda ağacın dalında biriken karı elinde topladı Ege ardından İzem'in yüzüne yavaşça atarak telefon ile videoya almıştı. İzem onu kovalarken hala videoyu devam ettiriyordu.
"Ne ile kayacağız biz?"
Gözlerimi onlardan çekip Gizem'e baktım. Burada bir yokuş vardı ama kayacak bir şey yoktu. "Poşet." Atakan elinde duran poşetleri havaya kaldırmıştı. Gizem, Atakan'ın elinde duran poşetlerden ikisini alırken benide peşinden sürüklemişti. "Ben sevgilim ile kayacaktım ama." arkadan seslenen Kaan'a saniyelik bakıp dil çıkardım. "Küçük şey!" diye bağırdı Oğuz.
Gizem ile sonunda yokuşa gelmiştik, hemen poşeti yere serip üzerine oturdu ardından "takla atmazsam iyidir." diyerek kendini ileri iteledi. O kayarken gülerek arkasından bakındım sadece. Arkamdan sarılan Kaan'ı fark ettiğimde kafamı ona yasladım. "Birlikte kayalım mı?" diye fısıldadı kulağıma kafamı sallamakla yetindim. Elinde duran poşeti yere serdiğinde üzerine oturdu ardından bacaklarına hafifçe vurdu. "Kucağında mı oturayım, yok artık sonra birlikte yuvarlanalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HYMENALOUS
Teen FictionYa hayatın bize verdikleri ile geçinmeliydik ya da bize veremediklerinin peşine düşmemiz gerekiyordu. İki yakın arkadaş ve onları bekleyen yeni bir hayat. Peki, bu yeni hayata ayak uydurabilecekler mi?