İyi okumalar!
Ege'nin dediğini duymuştum ama uyku beni ele geçirdiği için ağzımı açamamıştım.Yine de yüzüme hafif bir tebessüm kondurmuştum.O da bunu anlamış gibi yanağımı okşamıştı.Atakanlar iyi geceler dileyip kendi odalarına dağılırken benim uykum yavaşça açılıyordu.Ege koltuğun kenarına doğru beni nazikçe iterken, yanıma sokulmuştu.Tekrar üşümeye başlamıştım tıpkı yeniden soğuk suya düşmüş gibi.Orda neden hareket edemeden kaldığımı bile anlamamıştım.Sanki bileklerim kelepçelenmiş,ayaklarımı tüm gücümle çırpmama rağmen daha çok dibe batmıştım.Ege'yse hiç düşünmeden peşimden atlamıştı.Aşık olabileceğine inancı olmayan birinin hayatının başında böyle birini bulması mucizeydi.Arada sırada yaşadıklarımın hayal olup olmadığını bile sorgulatıyordu bana.
Sanki dışardaymış gibi üşümem artınca dizlerimi kaldırarak büzülmüştüm.Soğuk uykumuda alıp götürüyordu sanki.
"Üşüdün mü?"diye sordu Ege ellerimi yastığımın altında ısıtmaya çalışırken.
"Biraz."
Anında ayağa kalkmıştı.Ve ellerimden tutarak benide kaldırmıştı."Bana verdiği oda daha sıcaktı.Battaniyeler falanda orda."Bir elim Ege'deyken diğer elimle gözlerimi ovuşturmuştum.Uykum daha fazla açılmasın diye gözlerimi olabildiğince kısmıştım.Karanlık odaya gelir gelmez kendimi yatağa atarak yorganı yüzüme kadar çektim.Ege'de bir tane daha battaniyeyle örtmüştü beni,ardından yanıma yatmıştı.Arkam dönük bir şekilde yatarken, kollarıyla beni sarınca, ısınmıştım.
______
"Ev halkı uyanın! Kalkın deprem oluyor! Oğuz bisikletini bulmuş evin içinde sürüyor!"
Yüzüme gelen günışığı ile birlikte zar zor açmıştım göz kapaklarımı.Sabah sabah ne biçim bir uyandırılma şekliydi bu.Komple yorganın altına girerken sesler daha çok artıyordu.
"Al kırdın kırdın! Gelin alın bunu yanımdan!"
Uyuyamayacağımı anlayınca yorganın altından çıkarak yatakta oturmuştum.Ege'yse hala uyuyordu.Bu sese de uyanmadıysa çok yorulmuştu anlaşılan.Bağdaş kurarak otururken uyandırma denemelerine başlamıştım."Ege,uyan hadi."elimle biraz dürtsemde hareket bile etmemişti.
"Ege! Deprem oluyor,kalk!"
Sesimi yükseltmem sadece çok az hareket etmesine yol açmıştı.Elimi saçlarına götürmüş karıştırırken dudağının kenarının hareket ettiğini gördüğümde numara yaptığını fark etmiştim.Biraz eğlensem fena olmazdı.
"Aşkım, kalk baban geldi!"dedim,cümlem biter bitmezde gözlerini açıp "ne?"demişti.Kahkaha atmıştım."Ya Ege şuan böyle bir ihtimal mi var Allah aşkına."
O da gülmeye başlamıştı."Boşluğuma geldi."dedi eliyle gözlerini ovuştururken.
"Bende bir an kış uykusuna yattın heralde diye düşünmedim değil."diyerek sinir etmeye çalışmıştım.
Ege kaşlarını kaldırarak "Sen az önce bana ayı mı dedin?"derken belimden tuttuğu gibi yatağa yatırmıştı.
"Tamam tamam demedim bir şey.""Ulan uyansanıza saat 1 be!"
Oğuz'un saati söylemesi ile ağzımız 'o' şeklinde açılmıştı.Ne ara bu kadar uyumuştuk.Bende sabahın köründe kalkıp şaklabanlık yaptıklarını düşünmüştüm."kalkalım hadi."diyerek ellerinden kurtulmuştum.Odadan çıkıp merdivenlerden iner inmez gülmüştüm.Çünkü gerçekten ufak bir çocuk gibi ortadaki sehpanın etrafında bisikleti ile dönüyordu.
"Günaydınlar."dedim banyoya geçerken.
Bisikleti durdurup"Hele şükür Ege kalktı mı?"diye sormuştu Oğuz. "Geliyor."diyerek banyoya girdim.Soğuk suyu yüzüme çarparken aynada saçlarımın biraz dağıldığını görmüştüm.Ellerimi havluyla iyice kuruladıktan sonra saçlarımıda düzeltmiştim.Kapıyı açar açmaz önümde Tonks belirince dudakladım kıvrılmıştı.
"Aç mısın sen gel oğlum gel yemeğini vereyim." Dilini çıkarmış beni izlerken kenardaki çantama koyduğum küçük paket kuru mamasından kaba biraz döküp vermiştim."Ye bakalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HYMENALOUS
Teen FictionYa hayatın bize verdikleri ile geçinmeliydik ya da bize veremediklerinin peşine düşmemiz gerekiyordu. İki yakın arkadaş ve onları bekleyen yeni bir hayat. Peki, bu yeni hayata ayak uydurabilecekler mi?