Seokjin'in ağzından..
Gıdıklama faslından sonra hep beraber salona geçmiş pizza siparişi vermiştik. Cebimdeki titreyen telefonumu cebimden çıkarttım. Ardı ardına mesajlar gelmeye başlamıştı.
Bilinmeyen numara:
Benden kurtulabilecğini mi sandın seokjin-shi?
Ben insanların peşini bırakmam.
Tatlı yanımdan sonra;
Kötü yanımın da olduğunu unutma.
Gördüğüm mesajlarla kaşlarım çatılmıştı. Bu jungwoo delisinden başka biri değildi. Numarayı engelledikten sonra telefonu kapatma tuşundan kapattım. Karşı koltukta oturan tae hyung'un meraklı gözleriyle karşılaştığım da el hareketimle sorun olmadığını belirttim. Titreyen telefonuma tekrar baktım byul'dan mesaj yağmuru yağmaya başlamıştı.
Byul but star🌟
Jinnie neredesin sen?
Alo?
Evine geldik ama ev sahibi evden çıkış yaptığını söyledi.
Mesajları okuyacağına cevap versene!!
Byul'un sinirlendiğini anladığım da derin bir nefes alıp cevap yazacakken tae hyung yanına oturmuştu. Ne yazacağıma karar veremeyip tae hyung'a baktım. Telefondaki mesajlara bakıp izin ister gibi gözlerime bakmıştı. Şu an biraz da olsa şirin gözüktüğünü söyleyebilirim. Başımı aşağı yukarı sallayıp telefonu ona verdim. O ise eline aldığı gibi cevap yazmaya başlamıştı.
Ben şu an bay kim'in yanındayım byul.
Byul but star 🌟
Ne?Ne demek bay kim'in yanındayım.
Nasıl lan?
Ne oldu da gittin?
Byul, ilk öncelikle az önceki mesajı ben yani bay kim yazdı.
Byul but star🌟
Ah özür dilerim bay kim. Seokjin yazıyor zannetmiştim.
Önemli değil Byul, seokjin bir süre benim yanımda kalacak. Babasından kurtulana kadar yani.
Byul but star 🌟
Anlıyorum bay kim, rica etsem Seokjin'i verebilir misiniz telefonu acaba?
Tae hyung telefonu bana uzattığında elime aldım. Byul ile konuşmalarına bakıp derin bir nefes verdim. Bu kız beni deli edecekti.
Söz veriyorum Byul, okula gelince bütün olanları anlatacağım sana. Şimdilik görüşürüz.
Byul but star 🌟
Pekala jinnie, görüşürüz.
Telefonu kapatma tuşundan kapattım. Tae hyung başını omzuma koymuştu. Ona baktığım da gözleri kapalı olduğunu görmüştüm. Gülümseyip başımı çok yükümü vermeden başının üzerine koymuştum. Saçlarımdan gelen kahve kokusuyla gülümsedim. Bu kokuyla uyumanın güzel olacağını düşünürken zil çalmıştı. Yongsun noona kalkmış ve siparişleri almıştı. Kutuları sehpanın üzerine bırakmış ve hemen yanıma oturmuştu. Tae hyung'u normal bir şekilde uyandıracakkem aklıma gelenle gülümseyip Yongsun noona'ma döndüm. Sessizce ama onu duyabileceği bir seste konuştum.
"Bu olanları video'ya çekmek isteyebilirsin noona. Şimdi, bana bir pizza dilimi verebilir misin?"
Ben başıyla onaylamış pizza kutusunu sessizce açıp bir pizza dilimi vermişti. Pizza dilimini elime alıp tae hyung'un ağız ve burun çevresinde gezdirdim. Pizza kokusunu alacak olucak ki ben pizzayı çekerken o peşinden geliyordu. Yongsun noona ise bunu kayıt altına alıyordu. Tae hyung birden gözlerini açtığında irkilsek de sonradan gülmeye başlamıştık. Tae hyung meraklı gözlerle bize bakıyordu. Bu duruma daha çok güldüm. Pizza dilimini sehpaya bıraktım. Gülme faslını geçip ppizzaları yemeye başlamıştık. Bir yanım da sakin yiyen noona'm ve bir yanımda sinirli yiyen hyung'um vardı.
"Siz bana ne olduğunu anlatmayacak mısınız?"
Yongsun noona telefonu eline aldığın da ne yapacağını anlayıp dudaklarımı birbirine bastırdım. Tae hyung'un telefonundan bir bildirim sesi yükselmişti. Tae hyung video'yu izlerken kaşları çatılmıştı. Video'nun sonunda ise gülmeye başlamıştı.
"Gülüyorum ama kızgınım size haberiniz olsun."
Dediklerini dinleyince dudaklarımı istemsizce büzmüştüm. O ise kollarını göğsünde birleştirip ayaklarını yere sürte sürte gitmişti. O gittiğinde peşinden bakıp tebessüm ettim. Aklıma gelen fikirle noona'ma döndüm.
"Bak noona bence sen buraları topla ben kendimi afdrttirmeye gideyim sonra siz abla-kardeş anlaşırsınız zaten. Olur mu?"
Beni onaylamdığın da gülümseyip salondan çıktım. Tae hyung'un kapısına doğru ilerledim. Kapıya geldiğimde kapıya bir kaç kez tıkladım. Gel sesini duyunca içeri girdim. Arkası dönük, kolları göğsünde bağlı olan hyung'u görünce gülümsedim. Çok tatlı gözüktüğü barizdi. Şimdi ise gönül alma işlemindeydi sıra. Yatağın yanına gidip arkasına doğru oturdum.
"Hyungie~"
Çenemi omzuna koyup derin bir nefes aldım. Kokusu gerçekten hem ağır hem de hafif bir kahve kokusu vardı.
"Şaka yapmıştık sadece, kırıldıysan kendi adıma özür diliyorum."
Bir süre sessizlik olduğunda kalkacakken o konuşmaya başlamıştı. Yerimden hiç kalmayıp, onu dinlemeye başlamıştım.
Taehyung'un ağzından..
Pizza videosu olayından sonra odama çıkmış yatağa oturmuştun. Sadece küsmüş numarası yapacaktım. Kapı tıklandığında bunun seokjin olduğunu anlayıp arkamı dönüp kollarımı göğsüm de bağladım. Seokjin olmasının sebebi ablamın kapı çalma adeti olmadığı için direkt girmesiydi.
"Gelebilirsin."
Seokjin yanıma gelmiş çenesini omzuma koymuştu.
"Şaka yapmıştık sadece, kırıldıysan kendi adıma özür diliyorum."
Ona yandan bakmıştım, şunu kabul etmeliyim ki şu an gerçekten çom tatlı duruyordu.
"Ama ben size küsmedim ki seokjin, küçük bir numaraydı sadece."
Arakma dönüp oturdum. İkimizde bağdaş kurduğumuz için dizlerimin birbirine değiyordu. Çünkü şu an nerdeyse dip dibeydik.
"Ama ya hyungie, gerçekten küstün sanmıştım."
"Hyung'a ama ya denmez çok ayıp."
Sahte bir kızgınlıkla söylediğimi anlayınca seokjin'in kıkırtısı kulağıma dolmuştu.
-Şunu anlıyordum ki:
Seokjin'in iyileşmesinin tek yolu yanında mutlu insanların olmasıydı.--------------------------
Evet canlar, bir bölümün daha sonuna geldik. Umarım beğenirsiniz , oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum, görüşmek üzeree. Taejin ile kalın💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Foster Teacher-Taejin
FanfictionResim öğretmeni Taehyung, hiç ummadığı bir anda en sevdiği öğrencileri arasında olan seokjin'in koruyucusu olacağından haberi yoktu. ------------------------------------------------------- Aslında da bu hikayeyi başka bir hesaptan yazıyordum. Ama o...