-14-

370 36 38
                                    

Yazarın ağzından..

Tanrı, seokjin'e Taehyung'a karşı olan hislerine açıklaması için bir kaç şans tanımıştı. Seokjin'in babası her şeyi bozmasaydı, günbatımı'nda seokjin Taehyung'a açılacaktı. Ama kader böyledir, tanrı herkese imtihanlarını vermişti. Seokjin'in imtihanı ise babasıydı..

Babasının, seokjin'e bu kadar takık olmasının tek bir sebebi vardı..
Babasının ölen karısı.

Seokjin'i doğururken kaybetmişti karısını. Bu yüzden de içini bir öfke kaplamış, seokjin'e kötü davranıştır.
Hayatta ağzıma sürmem, dediği alkolü içmeye başlamıştı. Kafayı bulunca da seokjin'e sarmaya başlamıştı babası. Seokjin'e vuruyor, dövüyordu. Fakat seokjin bir türlü kimseye bunu açıklayamıyordu. Babasının çevresi genişti. Eğer birine olanları söyleseydi ve bunu babası öğrenseydi kötü şeyler olabileceğini biliyordu seokjin.

Babası 14 yaşında hapse girdikten sonra ona bakacak ne ana tarafı, ne de baba tarafı olmadığından devlet tarafından bir yurda yerleştirilmişti. Yurt, okul derken seokjin'in 12. Sınıfta onu red eden ilk aşkı gelmişti okula. Çocuk uzun boylu, siyah saçlı biri gelmişti. Bütün kızlar o çocuğa hayrandı. Fakat seokjin ilkten ondan tiksinmişti. Sırf yakışıklı diye onaya yalakalık yapanlardan nefret ediyordu. Seokjin çocuğa açıldığın da ise olanları biliyorsunuz zaten..

Günler geçti üniversite sınavı geldi çattı. Seokjin zeki ve hocalar tarafından sevilirdi. Ondan tahmin edildiği gibi, yüksek puanlı bir okulu kazanmıştır. İşte o okulda hayatının sonuna kadar birlikte olacağı kişiyle tanımıştır.
Kim taehyung.

O gün seokjin'in kalbi nerdeyse ağzında atıyordu. Sadece küçük bir hoşlantıdır diye kendini geçitirmişti. Ama tanrı, seokjin'in hislerinin yok olmasını engellemişti.

Bir gün anladı seokjin.
"Ben gerçekten ona aşığım."

(...)

Taehyung'un ağzından..

Seokjin ile sonunda birbirimize açılmıştık. Babasının her şeyi mahvetmesiyle başlıyordu işte yeni hikayemiz.

Seokjin'e çıkma teklifi etmiş, o da kabul etmişti. Şu anlık ablam dışında kimse bilmiyordu. Ablama ise ilk söylediğimde haliyle şaşırmıştı. Fakat onaylamış to, hatta bizim adımıza bile sevindiğini söylemişti.

Şimdi ise okulda ki öğretmenlerle ile zorla bara getirilmiştim. Bu barı biliyordum, çok tekil bir yer değildi. İçki çok sevmezdim, o yüzden hafif bir şeyler içmeye çalışıyordum. İçki ve alkol kokusundan biraz başım ağrıyordu. Buradan hemen kaçmalıydım yoksa sahiden kusacaktım şuraya. Sahne de olan baekhyun denen herif şarkı söylerken beni kesiyordu ve yavaş yavaş sinirlerim bozuluyordu. Artık sıkıldığımdan ablama mesaj attım.



Noona, birazdan beni arasana. Bu ortamdan kaçmak istiyorum.

Yongsun☀

Tamam tae tae ararım.

Bardağımda ki son içkiyi de kafama diktim. Telefonum titremeye başladığında telefonuma bakıp ablamın aradığını görünce hafif gülümseyip telefonumu açtım.

"Efendim Noona."

"Ara dedin aradım, hadi gel eve artık oğluşum dememi beklemiyorsun herhalde."

"Buna evde gülmem lazım. Geliyorum o yüzden."

Telefonu kapatıp cebime koydum. Herkese gitmem gerektiğini söyleyip oturduğum yerden kalkıp hafifçe eğildim. Barmenin oraya gidip hwasa'ya kendi borcumu sorup hesabı ödedim. Hwasa ve wheein ile arkadaştık. Bir de hwasa'nın çok sevgili, sevgilisi namjoon ile. Bir araya gelemememizin sebebi ise işleirmizdi. Grupta yarın için bir buluşma ayarlamışlardı. Fakat ben bir nevi istemiyordum. Yarın hafta sonuydu ve seokjin ile vakit geçirmek istiyordum biraz. Hwasa'ya da selam verip bardan çıktım. Arabama doğru ilerlerken kolumdan tutulmuştu. Arkama hızlıca döndüğüm de ise şu bardaki solist baekhyun vardı. Gözlerimi devirip kolumu çektim.

"Hadi ama senin de beni ne kadar çok istediğini biliyorum. Sahnedeyken kestin beni."

Ona tiksindirici bir bakış atıp, parmağımla attığım bakışı gösterdim.

"Beni sürekli süzdüğün için ben de sana bu bakışlarla baktım. Ve hayır, seninle olmak gibi saçma bir düşünceye bile kapılmadım. Sizin gibilerle asla."

Kokumu hızlıca çekip yanımdaki arabama binip arabayı çalıştırdım. 'O neler saçmalıyordu öyle?'

Arabaya biraz daha gaz verip evime doğru sürmeye başladım. Geldiğim de arabayı park edip, arabadan indim. Kapıları kilitleyip evime girdim. Daha yeni akşam olmaya başlıyordu. O yüzden fazla sessizliğe önem göstermedim. Ablamla göz göze geldiğimiz de gülümsedim.

"Saol noona, sen olmasan nasıl kaçardım bilmiyorum."

"Önemli değil oğluşum."

Dediğiyle ikimiz de gülmüştük. Odama çıkıp üstümü değiştirdim ve bir eşofman takımı giydim. Odamdan çıkıp seokjin'in odasına ilerledim. Kapıyı tıklayıp gel sesiyle içeri girdim. Yatağın için de bilgisayarı ile film izliyordu. Beni gördüğünde yataktan adeta fırlamış, yanıma hızlıca gelerek sarılmıştı.

"Çok özledim seni, bir an gelmeyeceksin zannettim."

"Çok sevgili öğretmenlerin salmadı beni, yoksa erken gelecektim."

Gülümseyip, sıcaktan kızarmış yanağına minik bir öpücük kondurdum. Şu an ki haliyle çok tatlı gözüküyordu. O da benim boynuma bir öpücük bıraktığında gülümsedim. Ondan ayrılıp yatağa doğru ilerledim. Yanıma yatması için yatağa hafifçe bir kaç kere vurdum. Yanıma yattığında gülümseyip kollarımı ona doğru sardım. O da kollarını bana sarmıştı. Yarın ki buluşmayı ona söylememiştim.

"Seokjin, ben yarın yokum. Arkadaşlarım buluşma ayırmışlar ve gitmem gerekiyor."

Gülümseyerek bana cevap vermişti.

"Git, benim için sorun olmaz ki."

Cevabına gülümseyip, bir elimi saçlarına çıkartıp okşamaya başladım. Yumuşak saçları vardı. Dudaklarımı saçlarına yaklaştırıp saçlarına minik bir kaç öpücük kondurdum. Gözlerim yorgunlukla kapanmaya başlarken onun çoktan uyuduğunu gördüğüm de ben de kendimi uykunun kollarına bıraktım.

--------------------

Biraz kısa bir bölüm oldu galiba. Bölüm oldu mu onu da bilmiyorum ama umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum, görüşmek üzeree. Taejin ile kalın💕

Foster Teacher-TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin