-11-

413 37 30
                                    

Seokjin'in ağzından..

Günler birbirini kovalamış, okul iznim bitmişti. Şimdi ise okula gitmek için kalkmış, hazırlanıyordum. Tae hyung evden erken çıkmıştı. Ben ise okul ceketimi giymiş, çantamı sırtıma takmıştım. Telefonumu da alıp evden çıktım. Evin kapısını kapatıp kilitledim. Okula doğru yürürken izlendiğimi hissetmeye başlamıştım. Bana öyle geliyor diye düşünürken arkamdan adım sesleri gelmeye başlamıştı. Normal biridir diye düşünürken adım sesleri daha çok hızlanmıştı. Arkama baktığım da ise tanıdık bir beden vardı. Hemen önüme dönüp hızlıca yürümeye başladım. Okul kapısına yaklaşmışken kolum tutulduğunda durmak zorunda kalmıştım. Arkama baktığımda ise tanıdık yüzle bir şok geçirmiştim. Bu.. Beni rahat bırakmayan jungwoo delisinden başka biri değildi. Kolumu hızlı bir şekilde geçtikten sonra okulun kapısına doğru ilerledim. Güvenliğe bir selam verip okuldan içeri girdim. Gereksiz yere jungwoo'ya sinirlenmiş çantamın iplerini sıkmaya başlamıştım. Sınıfa girdiğim de ise meraklı bakışlar üzerimde gezinmeye başlamıştı. Hemen yerime, en arkadaki sıraya doğru ilerlemiştim. Byul'un yanına oturup çantamı omuzlarımdan çıkarttım ve yere koydum. Byul, anında bana doğru dönmüştü.

"Vay gizemli çocuk seokjin gelmiş. Özlettin kendini,şimdi hiç itiraz istemiyorum. Dersin başlamasına daha 40 dakika var. Ne olduysa anlatıyorsun bana."

Onu başımla onaylamış, ve başıma ne geldiyse çok ayrıntıya girmeden anlatmaya başlamıştım.

(...)

Bay kim'i başka bir isim takıp, Sınıftan bir duyarsa başka biri zannetsin diye başka bir isimle anlatmıştım. Bu sabahki olayı anlamadığımı fark edip onu da anlatmaya başlamıştım.

"Ve son olarak Byul, bu sabah jungwoo ile karşılaştım."

"Ne?!"

Şaşırmış olması normaldi ki, ben de şaşırmıştım.

"Sabah evden çıktığım da arkamdan bir anda adım sesleti gelmişti. Normal biri diye düşünürken adım seslerinin arttığını anlamıştım. Okulun önüne geldiğim de jungwoo kolumu tutmuş, sinirli bakışlar atmıştı. Boş anına denk gelecek ki kolundan bir anda kurtulabildim."

Byul, kulağıma yaklaşıp çok sessiz şekilde bir şeyler fısıldamıştı.

" Bay kim'e anlatacak mısın?"

" Bilemiyorum Byul, belki anlatırım."

Beni başıyla onayladığında gülümseyip önüme döndüm. Sınıfa hoca girdiğinde herkes toparlanmış ve içeri girmişti. Şimdi eğlenceli bir matematik dersi işleyecektik. Çünkü bay namjoon eğlenceli biriydi fakat derslerde gayet ciddi bir duruşu vardı. Kaşları çatık olan bay namjoon'u gördüğümüzde sınıfta büyük bir sessizlik oluşmuştu. Bay namjoon bizim ayrıca sınıf öğretmeniydi. Sağ taraftaki arka dörtlüye bakmıştı. Kalın sesiyle konuşmaya başladığında istemsizce yutkunmuştum.

"Moonbin, Chan, Felix ve Jinjin siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Çok büyükmüş gibi alt sınıflara sataşmak nedir? Burası bir okul, ya kendinize gelin ya da cezasına katlanın!"

Sınıftan çıt çıkmıyordu. Chan ve felix'i az da olsa severdim. Kafa çocuklardı fakat insanları aşağılamayı çok severlerdi. Bir keresinde benim o yamuk parmaklarımla dalga geçmiş ve gülmüşlerdi. Ben ise hiç bir cevap vermeyip öylesine gülmüştüm. O olaydan sonra bir daha yakın samimiyet kurmamıştım. Bay namjoon gözünü onlardan ayırıp bana dönmüştü.

"Kim seokjin, sen ise dersten sonra öğretmenler odasına gel. Telafi sınavı yapacağım sana da."

Onu başımla onaylamıştım.

Foster Teacher-TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin