-8-

411 41 31
                                    

Taehyung'un ağzından..

Seokjin'i kendi kanatlarımın altına almam bir nevi iyi olmuştu galiba. Çünkü babası,şerefsizin önde gideniydi. Seokjin'in peşini bırakmayacağı belliydi. Noona'm gelmiş ve ona seokjin'in durumunu çok ayrıntıya girmeden anlatmıştım. Şaşırmış ve benim yaptığıma hak vermiş ve burda kalmasının bir sorun olmadığını söylemişti. Seokjin ile tanışmak istediğinden odasına gitmişti. O gittiğinde ben ise köpeğim yeontan'ın suyunu ve mamasını doldurmuştum. Onu etrafta görmemiştim. Seokjin ve noonamın kahkahaları buraya kadar geliyordu. Ne olduğunu merak ettiğimden yeontan'ı aradığımı unutup onların yanına doğru gitmeye başlamıştım. Odanın kapısı açık olduğundan kapının eşiğine yaslanıp seokjin ve yeontan'ı izliyordum. Bir insanın yüzünü yalıyorsa onu sevdiğinin anlamına geliyordu. Seokjin'i gülmek gerçekten çok güzel yakışıyordu. Dudağının hemen yanında bir gamze çıkıyor, gözleri kısılıyordu. Yeontan yüzünü çizdiğinde kucağındaki yeontan'ı yana bırakıp yanağına ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Hadi ama yeontan daha ilk günden hyung'unun yüzünümü çizeceksin?"

"Önemli değil Bay Kim"

İtiraz edercesine başımı iki yana sallamıştım. Noona'ma yeontan'ı alıp odadan çıkmasını belirten bakışlar attıktan sonra seokjin'in yanağına dokundum. Dokunduğum gibi kalbim biraz hızlı atmaya başlamıştı. Bunun nedeni kimseye bu kadar yakın yaklaşmadığımdı. Bunu saha sonra sorgulamaya karar verip seokjin'in hafif kızaran ve küçük kan toplayan yanağına baktım.

"Ben yeontan adına özür dilerim seokjin. Canını bilerekten yakmayı istememiştir eminim ki."

"Önemli değil dedim ya bay kim. O da böyle yapmak istememiştir eminim ki. Yanlışlıkla olduğunu biliyorum."

Ne yapabileceğimi düşünürken aklıma gelenle odadan çıkıp kapının hemen yanındaki ecza dolabının içini açıp bir parça pamuk, tendürtiyot ve küçük yuvarlak bir yara bandı alıp dolabı kapattım. Odaya tekrar girip seokjin'in yanına oturdum. Pamuğa açtığım tendürtiyotdan döküp seokjin'in yanağına dokundurmadan önce gergin olan seokjin'e baktım. Bacağımın yanında olan elini tuttum.

"Eğer acırsa sıkarsın seokjinie."

Başıyla onayladığında pamuğu yavaşça yanağına bastırıp çekiyordum. Acıdığını düşündüğüm içinse yanağına hafifçe üflüyordum. Pamukla işimi bitirip yanağına yara bandını taktım. Odadaki  lavaboya ilerleyip pamuğu çöp kovasına atıp ellerimi yıkadım. Havlu ile ellerimi kurulayıp lavaboda çıktım. Seokjin'in yanına oturup yanağına bakarak konuştum.

"Yanağım şimdi daha iyi mi Jin?"

Beni başıyla onaylayıp yarım yamalak gülümsemişti.

"Evet Bay Kim, sizin sayenizde daha iyiyim."

"Seokjin istersen ev içinde bana hyung diye seslenebiliirsin. Evin içinde resmiyete gerek olmadığını  düşünüyorum."

"Pekala Bay- hyung sen nasıl istersen."

Gülümseyip tekrar yanağına baktım. Odayı büyük bir sessizlik kapllarken odanın kapısı tıklanmış ve açılmıştı.

"Taetae ben yeontan ile beraber yürüyüşe çıkacağım. Bu akşam da evde yokum. Malum nöbetim var."

"Ne nöbetmiş bu da ya,her akşam gitmez böyle. Başka yere gidiyorsan hiç sıkıntı değil söyleyebilirsin noona"

Yandan baktığım da kendini gülmemek için tutan seokjin'e bakmıştım. Kafama yediğim yastıkla gülmemi tutamayıp gülmeye başlamıştım. Noona'm ayaklarını yere vura vura yeontan ile evden çıkmıştım. Daha çok gülerken seokjin'in de kendini tutamayıp gülmeye başladığını görmüş ve işitmiştim.

"Bu kız çok alıngan, bir günü öldürecek beni diye korkmuyor değilim."

"Sana kıyamaz gibi gözüküyor hyung"

Gülme işimiz bittikten sonra mutfağa yemek yapmak için girmiş ve yemek yapmaya başlamıştık. Daha çok ben yapıyor o ise benim ısrarlarıma karşı yemek yapmıyor küçük bedeni ile tezgahın ucunda oturuyordu. O ise yardım etmek için ısrar edip duruyordu.

"Hyung lütfenn, ben de yardım etmek istiyorum. İzin ver de yardım edeyim sana."

Israrlarına dayanamayıp ona doğru döndüm.

"Hmm o zaman sende salatayı yapabilirsin seokjinie."

Beni onaylamış ve buzdolabından salata malzemeleri çıkartmış, yıkamaya başlamıştı. O salatayı yaparken ben ise yemekleri pişirmiş altlarına kısmıştım. Sofrayı kurmak için arkamı döndüğüm de sofranın çoktan kurulmuş olduğunu görmüştüm. Yemeklerden tabaklara koyup yemeğe başlamıştık.

"Eline sağlık hyung her şey çok güzel olmuş."

"Afiyet olsun jinnie, senin de eline sağlık salata çok güzel olmuş."

(...)

Yemekleri yedikten sonra sofrayı kaldırmış mutfağı temizlemiştik. Şimdi ise izleyebileceğimiz bir film seçmeye çalışıyorduk. Sessiz salonda bir telefon sesi çalmaya başlamıştı. Bu seokjin'in olmalıydı ki öyleydi. Seokjin telefonu açmış ve karşıdakiyle konuşmaya başlamıştım.

"Efendim byul?"

Karşıdaki ses biraz sayınmaya başladığında seokjin telefonu kulağından uzaklaştırarak yüzünü buruşturmuştu. Önüme gelen saçlarımı geriye doğru atmıştım.

"Tamam byul okula geldiğim de daha sonra konuşuruz."

Telefonu kapattıktan sonra gözlerini devirmiş saçlarını eliyle karıştırmıştı. Kumandayı eline aldığında telefonu tekrar çalmıştı.

"Bugün çok fazla sınanıyorum."

Teledonu açtıktan sonra ciddi bir sesle konuşmaya başlamıştı.

"Evet bayan lisa."

"..."

"Evet, yarın çekimlere geleceğim."

"..."

"Pekala, iyi akşamlar bayan lisa."

Telefonu kapatıp derin bir nefes vermişti.

"Yarın çekimler var da onun için aramış."

"kendini çok yormamaya çalış seokjin."

Beni başı ile onayladığında sonunda filmi açmış ve izlemeye başlamıştık. Rahatsız olmayacağına inanarak kolumu omzuna doğru koymuştum. Yüzünde bir gülümseme olduğun da rahatsız olmadığını anlayıp filmi izlemeye devam ettim.

-Taehyung yine habersiz seokjin'in kalbini biraz daha hızlandırıyordu.-

-----------------------------------------

Eveet, bir bölümün sonuna geldik. Umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi çok seviyorum. Taejin ile kalın💖💖💖

Foster Teacher-TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin