-13-

392 44 43
                                    

Seokjin'in ağzından..

O lanet babam olacak olan adam nerdeyse her şeyi mahvetmişti. Tae hyung benim ona olan hislerimi öğrenmişti. Ona belki sonra söylerim diye düşünürken ses kayıtları bile ortaya çıkmıştı. Şimdi ise yaklaşık yarım saat yağmurun altında durduktan sonra eve gelmiştik. O bana duş almamı söylemişti ve şimdi sıcak suyun altında düşüncelerimden kaçmaya çalışıyordum. Ama bir türlü olmayınca nedensizce sinirlenip suyu kapatıp duşkabinden çıkmıştım. Bornozumu alıp üstüme güzelce sardım. Buhulu aynadan kendime baktım. Anladığım kadarıyla tenim kızarmıştı. Bu duruma göz devirip banyodan çıktım. Karşımda gördüğüm bedenle ne kadar konuşmak istesemde konuşamıyordum. Odama girip kapıyı kapattım. Gözlerim dolmuştu. Yanaklarımdan süzülen göz yaşlarımla kapıya yaslanıp elimle ağzımı kapattım. Hıçkırıklarımı duyması iyi olmazdı. Kendimi bir süre sonra sakinleştirip giyinmeye başlamıştım. Kırmızı bir eşofman takımı giydikten sonra yatağa oturup havlu ile saçlarımı kurulayıp düzelttim. Bornozumu kapının arkasına astım. Yatağıma gidecekken kapım tıklanmıştı. Yatağıma yavaşça oturup boğazımı temizledim.

"Gelebilirsin."

Kapı açıldığında gördüğüm beden ile yutkundum. Başımı eğip yanıma gelmesini bekledim fakat gelmemişti. Başımı tekrar kaldırdığım da tekrar göz göze gelmiştik hyung ile. Ayağa kalktığım da bir anda yanıma gelmiş ve kollarını bana sarmıştı. O bana şimdi sarılmış mıydı? Üzerimdeki şoku çabuk atlatıp heyecanlı kalbime ve sarılmamam konusunda uyaran beynime inat sarılmıştım ona. Omzumda hissettiğim ıslaklıkla derin bir iç geçirdim. O ağlıyordu ve ben hiç bir şey yapamıyordum. Kısık ve boğuk bir sesle konuşmaya başlamıştı.

"Ben özür dilerim seokjin, bunca zaman hislerinin farkında olmadığım için. Tanrım, tam bir salağım."

Sırtımdaki parmaklarını sırtıma doğru batırıyordu. Sakinleştirmek adına hafifçe sırtını okşadım...

(...)

Ne zamandır böyle duruyorduk bilmiyordum ama benim bir cevap vermem gerekirdi. Nasıl bir bataklığın içine düşmüştüm böyle? Çıkmaya çalışırken tae Hyung bana yardım ediyordu fakat yanımdaki tehlikeler onunla birlikte tekrar batırıyordu. Ya sorun yok diyip geçiştirecektim ya da hiç konuşmayacaktık. İkinci seçenek saçma gelse de birinci seçenek daha da saçmaydı. Tanrım yardım et bana, lütfen.. Bu düşündüğüm iki fikirden de vaz geçip ona doğru baktım.
Derin bir nefes alıp dudaklarımı araladım.

"Tae hyung.. Bir şey soracağım."

Başını kaldırıp kızarık gözlerle ve pembeleşmiş burnuyla bakmıştı bana.

"Sor seokjin."

"O ses kaydını dinlediğin de.. Ne düşündün?"

Derin bir nefes aldı her gergin konularda yaptığı gibi.

"Aslında biraz şaşırdım.. Çünkü böyle bir itiraf beklemiyordum. Onca şey yaşanırken senin hislerini nasıl fark edemedim anlayamıyorum."

"Bazen iyi oyuncu olmak gerekir derler ya zaten."

Yarım yamalak gülümseyip dudaklarımı tekrar araladım.

"Hem söylesem ne olurdu ki? Red ederdin beni. Söyleyemezdim bile,bir öğrencinin bir öğretmenine aşk-ı ilan ettiği nerde görülmüş ki?"

"Nerde görüldüğünü bilemiyorum fakat.. Ben bu durumu ilk defa yaşıyorum ve haliyle şaşırdım. Eğer şimdi açıklasaydın hislerini belki o zaman işler değişir."

Son dedikleriyle afallamış ve geri çekilmiştim. Şimdi hislerimi yüzüne doğru açıklasam işler değişir miydi? Bu ne demekti şimdi?

"Anlayamadım hyung?"

O da geri çekilmiş ve güzel gözleriyle bana bakmaya başlamıştı.

"Diyorum ki, bir daha söyle bana neler hissettiğini. Belki ben de üstün ebir şeyler söyleyebilirim."

-Seokjin'in kalbi ikinci kez bu kadar hızlı atıyordu. İlk aşkına açılırken ki kalp atışı, şimdi ki aşkına açılacağında (?) ki kalp atışı nerdeyse aynıydı.-

*Flashback*

Yazarın ağzından..

Tanrı seokjine bir şans vermişti, sınıfın popüler olan çocuğuna açılması için. Fakat seokjin'in şansı, çocuğun Red etmesi ile sona ermişti. Seokjin, hoşlandığı çocukla okul sonrası buluşmuş ve hızlı atan kalbi ile pat diye bir anda çocuğa ona hislerini söylemişti.

"Sen benimle dalgamı geçiyorsun?! Senin gibi çirkin, ezik biriyle çıkacağımı mı zannettin? Keşke içine de tutsaydun da bozmasaydın arkadaşlığımızı."

Çocuk, sokağın ortasında seokjin'i bırakıp gitmişti. O gittiğinde ise gözleri dolu, aynı zamanda yediği hakaretlerden dolayı sinirli bir seokjin bırakmıştı. Seokjin o gün tanrı'ya yemin etmişti.

-Bir daha asla kimseye aşık olmayacağına yemin etmişti.-

Tanrı ise sadece gülümsemişti seokjin'in bu kadar emin olduğuna. Tanrı ise gizli olarak bir söz ekledi yemine.

-Tanrı beni, taehyung ile tanıştırana kadar asla-

Tanrı biliyordu, çocuğun seokjin'i Red edeceğini fakat seokjin'in taehyung ile onun kaderini çizmesi için gerekli olmuş ve bu yüzden de seokjine bir şans vermişti. Tanrı her yarattığı canlı gibi seokjin'in de mutlu olmasını istiyordu.
Fakat seokjin, bunları bilmeden tanrı'ya boş boşuna bir yemin etmişti.

*Flashback end*

İşte seokjin'in kalbi o gün ki gibi hızlı atıyordu. Hem heyecan hem de korkudan. Kin' den, nefret'den. Boşu boşuna bu iki hissinin gerekeiz olduğunu bir tek tanrı biliyordu. Taehyung'un onu her haliyle kabulleneceğine hâlâ inanmıyordu Jin.

"Benim sana karşı hislerim var hyung. Ama sen bunlara karşılık verecek misin? Pek emin değilim açıkçası.  Seninle birlikteyken sürekli kalbim hızlı atmaya başlıyor, karnım kasılmaya ve midem de kelebekler uöuşmaya başlıyor. Biliyorum, bu kara karşılık vermeyeceksin fakat daha fazla içimde tutarsam başka bir şekilde öğrenmenin istemem."

Dediklerimi dinlediğinde başını eğmiş ve bir süre sonra kaldırmıştı.

" Aslında seokjin, aynı şeyler benim içinde geçerli. Sana temas ettiğimde sürekli kalbim hızlanmaya başlıyor, midem kasılıyodu. Fakat bir aptal gibi bunun ne olduğunu anlayamıyordum. O ses kaydını dinledikten sonra dedim ki kendime,
Ben kesinlikle seokjine aşık olmuşum."

Dediklerini dinlerken mutluluktan ağlayacak dereceye gelmiştim fakat şim zamanı değildi. O bana hislerini açıklamıştı. Red edilmememin, aksine onun da bana açılması ile o kadar mutluydum ki şu an. Onun yanına yaklaşıp kollarımı sıkıca ona doğru sardım. Duyduklarım ile bir koşudaymış gibiydi kalp atışlarımı hızı.

"Seni seviyorum seokjin.."

--------------------------

Olaylar çok hızlı mı gidiyor sizce? Bana öyle geliyor.. Neyse umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum, görüşmek üzeree. Tarjin'le kalın 💕

Foster Teacher-TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin