3. Bölüm "Pişmanlık"

7.7K 353 1
                                    

Prenses izin isteyerek masadan kalktı. Hizmetkarlar ona düğün olana kadar kalacağı odayı gösterdi. Prenses karasız kalmıştı bir taraftan kin duyuyor olsada bu kadar mutlu bir aileyi nasıl göz göre göre arkasından bıçaklayacaktı. Prensesin en merak ettiği Aerion'un tepkileri olmuştu. Aerion prensesi sevmiş mi yoksa aksine kin mi duymuş öğrenmek istiyordu. Bu sırada prenses sıcak yatağında kuş tüğü yastığına sarılarak uyuyakaldı...

********

''Kralım... Kralım?'' dedi hizmetçi. Kralı uykusundan kimse kaldırmazdı. Kaldıramazdı. Ama Aerion israr edince mecbur kalmışlardı. Kral gözlerini araladı ve uykuylu sesiyle hizmetçiye:

''Ne oldu?'' diye sordu.

''Prens Aerion sizinle görüşmek istedi... Acilmiş.'' Kral sinirlenmişti ama bu kadar acil olan konuyuda merak etmişti. Hizmetçiyi odadan gönderip üstünü giyindi ve Aerion'u odasına kabul etti. Aerion hızlı adımlarla odaya girdi ve babasını selamladı. Kral:

''Bu kadar önemli olan konumuz nedir Aerion?'' dedi. Aerion cümlelerini toparlamaya çalışıyordu. Babasının söylediklerini kabul etmeyeceğini bilsede etkili konuşarak onu vazgeçirmek istiyordu.

''Prensesle evlenemem baba...'' dedi. Kral aynı konunun açılmasından hoşnut olmamıştı çünkü bu konu bir çok kez gündeme gelmişti.

''Bu konuyu seninle konuşmayacağım Aerion. Prensesi geri mi gönderelim yani? Sonrada babası bütün ordusunu toplayıp gelsin?!'' Kral haklıydı ama Aerion kabul etmek istemiyordu.

''Baba lütfen dinle. Prensesinde bu evliliği istemediği açıkça belli. Prensesle konuşursak oda babasına durumu izah eder ve ülkesine rahatlıkla geri döner.'' Kral bunu yüzsüzlük olarak gördü.

''Asla böyle bir şey olmayacak Aerion!'' dedi odada bağırarak. Aerion başını yere indirdi.

''Bir kez daha bu konuyla karşıma gelirsen kötü olacak.'' dedikten sonra Aerion hızla odayı terk etti. Bugün düğünleri vardı ve Aerion hazır değildi. Her nekadar prensesi oldukça beğensede onunla evlenemezdi. Bu sırada prenses yeni uyanmıştı. Elbisesini giymiş ve akşam için hazırlanacaktı. O sırada bir hizmetkar altın rengi bir kutuyla odaya girdi. Prenses kutunun içinde ne olduğunu çok merak ediyordu. Hizmetçi prensese yaklaşarak:

''Kralımızdan gelen bir hediye, düğünde takmanız için..'' dedi ve kutuyu açtı. Prenses kutunun içindeki kolyeyi aldı ve inceledi. Daha önce bu kadar güzel ve taşlı kolyeleri annesi takardı. Kolyenin çok değerli olduğuna emindi ve hoşuna gitmişti. Kolyeyi tekrar önenle kutuya koyduktan sonra aynada kendine baktı. Her zaman kendi krallığında giydiği kıyafetleri giymişti. Ama annesi gönderdiği kıyefetleri giymesini istemişti. Çünkü gönderdiği kıyafetler çok güzel ve kadınsıydı. Hemen üstünü değiştirdi ve o kıyefetleri giydi. Böyle daha güzel olmuştu ama bu kıtafetlere alışık değildi. Üzüntülü bir şekilde iç geçirdi. Oysa ura hakkında ne hayaller kurmuştu. Buraya gelin olarak değil zırh içinde şovalyeleriyle gelecekti. Her ne kadar imkansız olsada buradaki herkesi öldürecekti. Daldığı hayellerden hizmetçinin sesiyle çıktı.

''Prensesim herkes bahçede sizi bekliyor.'' dedi. Prenses:

''Kimler olacak?'' diye sordu.

''Bütün aile.'' Bunun üzerine Prenses Eveline bu elbiseyi giydiğinin bir işe yaradığını düşünerek odasından çıktı ve aşağı indi. Herkes orada olacaktı. Kral, Aerion, sarhoş sarışın adam, ona kötü bakışlar atan David ve güler yüzlü Mary. Ve eğer ölmeseydi kraliçe... Bu sırada Eveline çoktan bahçeye varmış herkesin oturduğu çardağa doğru ilerlemeye başladı. Hava güzeldi ve hiç bulut yoktu. Çardağa girdi ve önce kralı olmak üzere herkesi selamladı ve oturdu.

''Bugün çok güzel görünüyorsun Eveline.'' dedi kral. Eveline içten bir gülümsemeyle teşekkür etti. Mary:

''Eveline biraz yürüyelim mi?'' diye sordu. Eveline önden gitmesini eliyle işaret ederek herkesi tekrar selamladıktan sonra çardaktan çıktı. Mary:

''Öncelikle lütfen bana Mary de.''

''Peki.'' dedi Eveline. Bir yandanda dönüp arkasına bakıyordu. Çardaktaki herke onları izliyordu. Eveline utangaç bir şekilde önüne döndü. Mary:

''Ah Eveline... Senin yaşında olmak isterdim.'' dedi iç çekerek. Eveline:

''Siz hala oldukça genç ve güzelsiniz Mary..''

''Ah, teşekkür ederim Eveline..'' dedi ve devam etti.

''Aerion gözlerini senden alamıyor.''dedi. Eveline'in yüzü kızardı başını eğdi.

''Onun için çok zor bir durum. Savaşmaya hazırlandığı krallığın kızıyla evlenmek zorunda.'' dedi Eveline. Haklıydı. Ama Mary:

''Ah Eveline... Böyle düşünme. Sırf sen o krallıktansın diye senden nefret edecek değiliz kızım. Ayrıca Aerion'da gözlerini senden alamıyor senden ondan.'' dedi Eveline diyecek kelime bulamadı. Sanırım kimse bir şey farketmemişti yada ondan şüphelenmemişti. Eveline izin isteyer kaleye girdi. Odasına girdi esmer kıvırcık saçlı bir kadın ve kendi krallığının giyiniminde bir adamla karşılaştı.

''Prensesim ben Rose buda Eddard.'' sizin için buradayız dedi kadın olan. Adının Eddard olduğunu bildiği adam atıldı:

''Babanızdan size bir mektup var Prensesim.'' diyerek eğilip mektubu verdi. Prensen babasının yolladığı kişilere baktıktan sonra mektubu açacakken yanlız olmaya karar verdi.

''Çıkabilirsiniz.'' dedikten sonra Eddard:

''Bana mektup vermek isterseniz Rose'a vermeniz yeterli zaten o hep sizin yanınızda olacak ama ben her zaman yanınızda olamayacağım.'' diyerek Rose ve Eddard odadan çıktı. Prenses yatağına oturarak mektubu kabından çıkararak açtı:

''Sevgili kızım Eveline. Orada ne hallerdesin bilmiyorum. Bazen seni oraya gönderdiğime pişmanlık duyuyorum. Ama maalesef başka bir yolu yok. Annen ve ben seni çok özledik. Umarım orada şimdiden herkesin güvenini kazanmışsındır. Yavaştan hazırlıkları başlattım. Eveline bilmeni isterimki seninle gurur duyuyorum. Tarih yıllarca seni yazacak. Orada dikkatli ol. Kimseye kanma kızım. Güler yüzlerine seni sevmelerine aldanma. Geçmişte yaşananlar sana öğretildi. Ailemizin nasıl barbarca katledildiği öğretildi... Onlara bu yaptıklarımız az bile! Geçmişi tekrar hatırla Eveline.. Kadınlarımıza tecavüz ettiler ve bütün kaleyi yağmaladılar. Annen kardeşini düşürdü Eveline! En kısa sürede intikamımızı almalıyız sevgili kızım. Sana sık sık yazacağım, yanlarındakilere güvenebilirsin. Hepsini bizzat ben seçtim. Şimdilik görüşmek üzere. Kendine iyi bak...''

Eveline bunları okuyunca bütün fikirlerinden vazgeçti. Babası haklıydı. Onlar canavardı. Sadece kendi içlerinde sıcaktılar. Eveline intikam gününü sabırsızlıkla beklemeye başladı. Kim derdiki bu masum kızın bu planlarla kaleye geleceğini? Eveline Kralı ve Aerion'u öldürmemek için kendisini tutuyordu.. Babasının mektuplarıyla hislerini tazelemişti. En yakın zamanda sarayın kapısını babasına açacaktı. Bu sırada içeri Rose girdi.

''Artık hazırlanmalıyız prensesim, vakit geldi.'' diyince. Prenses elbisesini çıkarmaya başladı. Evlenmeye karşı gelmiyordu artık. Her şeyin bir an önce gerçekleşmesi için elinden geleni yapacaktı...

Büyük FedakarlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin