Resimlerin sesi olmazdı,çığlıkları olurdu. Burada hiç bir ses yoktu , evet.Her birimizin içi ise çığlıklarla doluydu.
Hatırlatma*
_ Lütfen otur...bizimle ye.Neyse ki annem ile bir şekilde onu ikna etmeyi başardık. Şimdi ise kendisine servis açmak için tabak çatal vs. getirmeye gitti.
Nasıl bir anda dedim?
Hangi akılla dedim?
Sorularımın cevabını bilmiyorum ama dediğim gerçekten iyi olmuştu.Hani derler ya 'iyi şeyler aniden olur'
diye. İşte bu da aynen böyle olmuştu._Aferin oğlum . Güzel bir başlangıç yaptın.
_ Birden oldu. İstemeden...
_ olsun. Bu iyi oldu.Bong Soo buraya doğru gelince konuyu derhâl kapatıp başka şeylerden konuşmaya başladık.
_ Oh dekorasyonu güzel olmuş değil mi Bong Soo.
Anlamayarak bana bakıp masada gözlerini gezdirdikten sonra annemin yanına yerleşti.
Ben"neden benim yanıma oturmadı?" diye düşünürken Bong Soo konuşmaya başlamıştı._ Masanın dekorasyonundan mi bahsediyorsun?
Gülerek ortamı ısıtmaya çalışırken annem de bana katıldı.
Bong Soo'un gözlerine baktığımda hala anlamadığı bariz ortadaydı.Kafenin dekorasyonundan bahsediyordum çünkü.
_ Hayır. Kafeden bahsediyorum. Sahibi çok renkli biri olsa gerek.
_ Ahh pardon...evet hem şöminenin yanında kıtap okumak ,hem de yemek yemek için çok güzel bir yer.
Şuan düşündüm de, iyi ki karşıma oturmuş. Ona daha iyi bakabiliyordum.
Yanımda otursaydı ona her baktığımda yanlış anlayabilirdi._ Burada arkadaşın var mı canım?
Annemin samimî konuşmasından dolayı rahatsız olmamasına çok sevindim.
İyi anlaşmaya başlamışlardı bile!_ Burada çok güvendiğim bir arkadaşım yok efendim. Sadece çalışırken sohbet ettiğimiz biri var. Yakın olmasa da arkadaşım.
Lafını bitirir bitirmez aklıma gelen saçma sapan soruları sormadan edemedim . Tam bir aptallık!
_Kız mı?
Sanane Jimin kız mı erkek mi?
Kız olursa kız arkadaştır.
Erkek olursa erkek arkadaştır yani o da sevgili oluyor.Bu kadar basit.Dur bir dakika.
Sevgili mi?_ Erkek. Bir sorun mu var?
Etraftaki çalışanlara göz gezdirdim.
Büyük ihtimal konuştuğu kişi cama yaslanan yaklaşık 15 dakikadır gözünü kirpmadan ayağını bir ritimle sallayarak bizi izleyen aynı zamanda da siparişlerimizi verdiğimiz genç._Sorun yok tabiki. Şey...şuradaki mi?
Gözlerimle işaret ettiğim adama baktı.
_ Ah evet...o._ İsmi nedir peki?
Annemin hafiften boğazını temizlemesinden "Jimin"gözleriyle de
"Saçma sorular sorma ıstersen" diyordu._ Jungkook. Bir sorun-
Sözünü kesip ismiyle seslenmiştim.
Gereksiz kıskançlığım tutmuştu bir kere._Jungkook Bey?
Başka masalara bakıp kimin seslendiğini anlıyor gibiydi. Ama benim seslendiğimi çoktan anlamıştı.
Numara yapıyor olmalıydı.Parmağı ile kendisini göstererek "Ben mi?diyordu.
_ Evet evet siz.
Dakikalarca bizi izlediğine göre anlamaması saçma olurdu.
Yaslandığı camdan doğrularak yanımıza geliyordu.Erkek arkadaş sensin öyle değil mi?
Görürüz şimdi..._ Buyurun efendim.
Geldiğinde bile Bong Soo'dan gözlerini ayırmıyordu! Kesin aşık!
_Yalnız...ben buradayım.
Annem masanın altından ayağıma bastı.
Kontrolden çıkıyordum.
Ne yapayım ama,bakmasın ona.
Birtek ben bakayım istiyorum._ Gördüğünüz üzere Bong Soo ile yemek yiyiyoruz da...meyve suyu bitmiş. Annemin ki de bitmiş. Rica etsem yeniler misiniz?
_ Jimin ben doydum aslında, işimin başına dönsem iyi olur.
_ İçersin içersin.
_Tabi efendim. Yeniliyorum şimdi.
Jungkook bardakları tepsiye koyup giderken rahatladığımı hissediyordum.
Kısa süre sonra bardakları önümüze yerleştirirken gözü yine Bong Soo'ya takıldı.
_Bong Soo yemeğin bitince mesaiye başla. Patron görmesin.
_ Oh doğru kalkmalıyım. Zaten bitirdim.
Bu çocuğu gözüm hiç tutmadı. Bir şeylerin peşinde.
Bong Soo kalkarken kolundan nazikçe tutup yerine oturttum.
İğneleyici bakışlarla Jungkook'a baktım._ Bong Soo kalkmayacak...O bugün benimle. Patrondan bizzat ben izin alacağım. Siz işinize dönebilirsiniz.
Teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SWAMP
Teen FictionHer şeyin tek sebebiydi belki de o. Jungkook. Herşey ona inanmakla başlıyordu. Belki de herşey onun tek noktası ile bitecekti. Sonradan gelen hayat için üç nokta değil. Kim bilir...belki de bu oyunu başlatan da odur. Bir kez daha...