_Dostluğun ne olduğunu biliyor musunuz? diye sordu.
"Evet,"dedi çingene;"erkek kardeşle kız kardeş olmak demektir,birbirine dokunan ama kaynaşmayan iki ruh,elin iki parmağı gibi..."
_ "Peki ya aşk?..."diye devam etti Gringoire.
_ "Ohh,aşk!"dedi kız,sesi titriyor,gözleri parlıyordu. " Aşk iki iken bir olmaktır. Bir erkekle bir kadının birbirine karışıp bir meleğe dönüşmesi...Aşk,cennet demektir."
Notre Dame'ın Kamburu,Victor Hugo
Hatırlatma*
_ Güzel. Hiçbir hata istemiyorum.JİMİN'DEN
Şişmiş gözlerimi aralayabildiğim kadar araladım.
Yataktan çıkmayı hiç istemiyorum.
Bugün sadece tavana bakarak yatmak istiyorum.
Dünyadan bağlantımı kesmek istiyorum.
Ama onun yüzünü de görmek istiyorum.
Sesini duymak istiyorum.
Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum.
Hıçkırarak ağlamak istiyorum.Ne kadar çok şey istiyor muşum öyle değil mi?
Halbuki bana"deneyelim."deseydi başımızda olan tüm dertleri unutup dünyanın en mutlu adamı olacaktım.
Belki de ona sımsıkı sarılacaktım.
Şimdi bütün bunlar gerçekten bir hayal oldu.Gerçekleşemeyecek hayaller.
Güçlükle yataktan kalkıp duşa girdim. Gece de pek uyuduğum söylenemezdi.
Sarsak adımlarla soğuk suyu açıp içine girdim.Başımdan aşağı döküldükçe titriyordum.
Zemine oturup başımı yukarı kaldırdım.
Bu gidişle başım ağrıyabilirdi ama umurumda değildi.Duştan çıkıp üzerimi giyinip saçlarımı kuruttum.
Telefonumu cebime sıkıştırıp odadan çıktım.
Kim bilir dışarıdan nasıl görünüyorum.Mutfağa girdiğimde yemek kokuları burnuma dolmuştu.
Yine en sona ben kalmışım._ Günaydın Jimin.
_ Günaydın Oğlum.Bong Soo'nun yanına oturmayıp karşısına oturdum. Madem beni istemiyordu bende uzak dururdum.
Ne kadar yapabilirsem tabi._ Günaydın.
Duyduklarından emin olmasam da sesimi çıkarmak için zorlamıştım kendimi.
Yüzüme bile bakmıyordu. Herkes derken bana günaydın bile demedi.
Bir kelimeyi çok görüyordu demek._ Sana Günaydın Bong Soo.
Çatallaşan sesimi lanet okuyordum.
Neden güçlü çıkmazsın ki!Bakışları beni bulduğunda en ufak bir pişmanlık belirtisi arıyordum düne dair.
Yoktu.
Hiçbir şey yoktu.
Nasıl bu kadar duygusuz olabiliyordu?_ Günaydın Jimin.
Bundan sonra böyle mi olacaktık?
Bu gerçekten berbat._ Akşama Jungkook Bey geliyor. Teyze sen güzel ellerinle döktürürüsün değil mi?
_ Tabi oğlum. Elimden geleni yaparım.
Jimin hasta mısın oğlum? Dün bir şey de yemedin?Keşke hasta olsam anne.
Keşke bunun sebebi hastalığım olsa._ Hava biraz soğuktu. Üşümüş olabilirim ondan böyledir. Endişelenme.
_ Sıcak çay yapmamı ister misin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SWAMP
Teen FictionHer şeyin tek sebebiydi belki de o. Jungkook. Herşey ona inanmakla başlıyordu. Belki de herşey onun tek noktası ile bitecekti. Sonradan gelen hayat için üç nokta değil. Kim bilir...belki de bu oyunu başlatan da odur. Bir kez daha...