Her şeyden biraz kalır.
Kavanozda biraz kahve,
Kutuda biraz ekmek,
İnsanda biraz acı...Hatırlatma*
_Ona karşı bir şeyler hissettiğimi bir şekilde öğrenmişler. Ben...onu seviyorum.Taehyung'dan beklemediğim bakışlar beni endişelendirmedi değil.
Sanki"bunu senden hiç beklemezdim " der gibi bakıyordu.Gözlerimin içine baktı uzun uzun.
Hayır, bir şey düşünmüyordu sadece bakıyordu._ Taehyung?
Kafasını sağa sola sallayıp kendine geldi.
_ Ah şey...özür dilerim,dalmışım da. Bong Soo'da biliyor mu?
_ Hayır. Benden nefret ettiğini tahmin edebiliyorum.
_ Bildiğin ona aşıksın yani?
Sebepsizce utanıp başımı eğdim.
Çocuk gibi yerdeki fayansları saymaya başladım._ Evet.
2 SAAT SONRA
_Sayın yolcularımız, uçağımız gece 03.00'da uçuş yapacaktır bilginize.
Akşam yemeği sırasında Taehyung aniden ayağa kalkıp sesini bir hostes sesine uyarayım konuşmasıyla kalbimde bir sızı olmuştu.
Ciddi ciddi gidiyordum.
_ Teyze,şu yaptığın yemekten bir daha verir misin ? Şöyle tabağın tepesine kadar doldurursan daha iyi olur.
Uzun zaman yiyemeyeceğim. Depolamak istiyorum._ Tabi oğlum, tabağını uzat.
Masada Taehyung ve teyzesinin seslerinin çıkması garibime gitmiyor değildi. Jimin onun arkadaşı olmasına rağmen tek tük konuşuyorlardı. Jimin sadece tabağı ile bakışıyordu. Arada yaptığı tek şey ise çatalıyla yemeği bir sağa bir sola sürüklemekti.
Neden yemiyorsun diye sorduklarında "Ben yiyorum siz yemeğe devam edin" diyordu.
Düşünceli görünmesi normaldi yaşadıklarına göre.
Muhtemelen gideceğimiz hakkında düşünceliydi.
Onları daha fazla takmayarak önümdeki tabağa odaklandım._Kaç saat uçuş yapacağız?
Taehyung aldığı yeni tabağa gömüldüğü sırada ağzındakileri bitirmekle uğraşıyordu.
_ Sabah 10'da iniş yapmış yağmış oluruz. Yatmadan önce hazırlanın yani.
Söylediği şeye histerikçe güldüm.
_ Hazırlanacak bir şey mi var sanki.
Kıyafetim bile yok.Üste çıktığım sırada Jimin'in yüzü daha çok düşmüş gibiydi.
Daha fazla kimseyi görmek istemediğim için bana ayrılan odaya gitmek üzere ayağa kalktığımda tüm dikkatler benim üzerimdeydi._Ellerinize sağlık efendim. Ben uyuyacağım. E malum yolculuk uzun.
*****
Arabadan inip gözlüğünü çıkardığı sırada geldiği villaya göz attı.
Kendisine ait bir ev olmasına rağmen sık sık geliyordu buraya.Gözlğoğnğ yakasına yerleştirirken adamların içinden geçerek eve girdi.
_ Hoşgeldiniz efendim. Babanız sizi çalışma odasında bekliyor.
Hizmetliler sırayla başarıyla selam verirken onları es geçerek merdivenlere yöneldi.
Odasının önüne gelince kot ceketin yakalarından düzeltip içeriye girdi.
_ Hoşgeldin. Kahve?
_ Olur.
Yaşlı adam hizmetliyi çağırıp bakışlarını oğluna çevirdi.
_ Telefonda dediğin gibi, kaçırdı öyle değil mi?
_ Evet baba. Geçerken bir şey söyleyeceğim dedi kızı paketledi. Nereye gittiklerini bilmiyorum.
_Onu tehdit ettiğim için annesini de kızı da alıp kaçmıştır. Şimdi yurt dışında delik arıyordur fare.
_ Olabilir. Eeeee evlilik yolundaki kuzen nerede?
_ Arkadaşlarıyla takılıyor. Mezun oldu ya havalara girdi.
Kısa kahkahadan sonra aklına gelen şeyle gözlerini babasına dikti.
_ Jimin'e de takık değil miydi bu kız? Nerede gördüyse artık.
Babası histerikçe güldüğü sırada kahvesini yudumladı.
_Eh senin de Bong Soo'ya takık olduğunu bilmemek aptallık olurdu Jungkook?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SWAMP
Fiksi RemajaHer şeyin tek sebebiydi belki de o. Jungkook. Herşey ona inanmakla başlıyordu. Belki de herşey onun tek noktası ile bitecekti. Sonradan gelen hayat için üç nokta değil. Kim bilir...belki de bu oyunu başlatan da odur. Bir kez daha...