31 BÖLÜM

10 3 0
                                    

Bakarken kıyamamak mı?
Yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk?

Özdemir ASAF

Hatırlatma*
_ Seni seviyorum. Çok seviyorum. Keşke kelimelerden daha fazlasını yapabilseydim.

*****

BONG SOO'DAN

Kore'ye iniş yaptığımızda ilk işimiz benim evime gitmek oldu. Anahtarımı beni apar topar götürdüklerinden çalıştığım kafenin personel odasında kalmıştı.

Ardından taksi ile evime geldiğimizde ne kadar özlediğimi farkettim. İnsanın evi gibisi yoktu gerçekten.

Jimin benim odamda uyurken Taehyung ile ben düşünüyorduk.

Jungkook ise amcasının yanına gideceğini daha sonradan yanımızda olacağını söyleyip gitmişti.

Peki bizim bir sonraki adımımız ne olacaktı?

Ne yapacaktık?

_ Jimin'e kalsa direkt babasına hesap sormaya giderdik ama bu yanlış olur.

_ Nakil uçağı ne zaman iniş yapıyormuş?

_ Bir saat sonra havaalimanına ulaşırız dedi. Biraz dinlenelim sonra mezarlığa gideceğiz.

Dile kolay gibi görünse de ne kadar zor değil mi?
Mezarlığa gidip gömülecek.
Biz de izleyecek miyiz?

Belki de en zor ve en ağır şeylerden biri bu.
Birinin toprağa verilişini izlemek.
Hele de bu kişi yakınlarımızdansa.

_ Peki ya sonra?
Diye fısıltı çıktı dudaklarımdan.
Ne olacağını kestiremiyordum.
Taehyung da bilmiyordu ne olacağını.
Düşünmekten kafayı sıyıracaktık.

_ Ben de bilmiyorum Bong Soo. Her şey üst üste geldi. Sanki evren bizim başarmamızı istemiyor gibi. Kaybedelim diye her şeyi yapıyor.

Derin nefes alıp verdim. Göğsümde bir baskı var da nefes almamı engelliyor gibiydi.

_ Şimdilik bekleyelim. Jimin'in annesini gömdükten sonra düşünelim. Belki Jungkook tan da yardım alırız? Sonuçta amcası ile Jimin'in babası arkadaşmış öyle değil mi?

_ Sence Jimin böyle bir şeyi kabul eder mi?

Haklıydı.
Etmezdi.
Babasıyla konuşarak da halledilemezdi ki.

_ Jimin'i uyandıralım. Mezarlığa gitmeliyiz. Mezarlığın adresini vereceğim görevlilere. Sen de o sırada Jimin'i uyandır.

Başımla onu onaylayıp odama doğru gittim.

Odanın kapısının kolunu yavaşça aşağı indirip araladım.

İki kolunu da yastığıma sarmış,başını da yastığa gömmüştü.
Nasıl nefes alabiliyordu?
Acaba rüyasında ne görüyordu?

Rüyasında da olsa mutlu olmasını isterdim.
Yeterince parçalara ayrılmıştı çünkü.
Un ufak olmasını istemezdim.

Yatağın öbür ucuna oturup yüzünü göremesem de saçlarını incelemeye başladım.

Belki onunla çok farklı şekilde karşılaşsaydık aramızda bir şeyler olabilirdi.
Onun hayatının çok farklı olduğunu beni Rusya'ya götürmeye çalıştıklarında anlamıştım.
Öyle basit şeyler yaşamıyordu.

O gerçekten çok iyi biri ve bütün bunlara o saf kalbi ile mücadele etmesi, onu çok güçlü biri yapıyor.

Annesinin ölümünün ona ağır gelmesi onu güçsüz yapmaz.
Her ağlayan insan da güçsüz değildir zaten.
Aksine o olaylar insanı daha güçlü yapar.

SWAMPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin