11.BÖLÜM

9 4 1
                                    

Boş yere canı yanmaz insanın. Ya bir
eksiği vardır geleceğe dair , ya da bir  fazlalık  geçmişten gelen...

Hatırlatma *

_Rusya'ya

                             ****

_Oh Jimin özlemişim seni!

Sarıldığı adama bakıyordum.
Jimin'den yaklaşık olarak  birkaç santim uzun,kahverengi saçlı  bir  adam ve oldukça saygılı  misafirperverliğiyle, salona geçmemizi  istedi.

Ne kadar salona  geçip  otursam  da bu durumdan  hiç memnun değilim. Hatta  uygun  bir  fırsatta kaçmak  bile  var aklımda.

_ Siz oturun,rahatınıza  bakın, ben de odamdan  bilgisayarı  alıp  geliyorum.
Biletler satılmadan alalım.

_ Teyzen yok muydu  senin?

_ Akşam in  bir şeyler  alacağını  söyledi.  Yarım saat önce çıkmıştı.  Gelir  bir  iki saate kadar. Annenle de tanışır.
Eminim  iyi anlayacaklar.

_ Anladım.

Koşar adımlarla merdivenlerden çıktı.  Yerimde huzursuzca kıpırdandım.
Ellerimi önümde  birleştirip etrafı  incelerken Jimin  takıldı  gözüme.
Daha doğrusu  elindekine.

Telefonuyla ilgileniyordu.  Hem benim  telefonumu  atıyor,hem de kendisi  telefonuyla  ilgileniyordu.

_ Senin  telefonun  neden çöpte değil  Jimin?

İnsanlar göründüğü gibi olmuyormuş meğer. Bunu zaten  biliyordum  ama  güvenebilinecek insanların güvenleri  bir  çırpıda  yıkabildiklerini  bilmiyordum.
Belki  de biliyordum ya bilmek  istemiyordum, ya da görmezden  geliyordum.
Aslına bakarsak Jimin  ile gerçek  iki arkadaş olabileceğimizi  düşünüyordum. Ve şuan ki durumumuza bakılırsa  mükemmel bir  arkadaşlığımız  var!

Derin bir  nefes alıp  verdi.  Açıklama  yapacağı belliydi.

_ Senin  telefonunu atmamdaki  amaç,
sinyallerden  konumumuzu  bulamasınlar  diyeydi.  Aynı  şekilde  annem de telefonu attı.  Kendi telefonum da Taehyung  ile  iletişim  kurmak  içindi. Kendi  telefonumu  da atacağım. Gözüne battıysa  eğer  şimdi  atarım.

_ At...gözüme battı.

"Demek öyle " bakışları  atarken ayağa  kalktı. Onun  aksine  dik  dik  bakıyordum.

Ayakta iken  telefonunun  SIM kartını çıkarıp kırdı.

O sırada  Taehyung  elindeki  bilgisayar ile  geliyordu.

_ Taehyung  mutfak nerede?

_ Acıktınız  mı? Aceleden  soramadım  kusura  bakmayın. Arka taraftan  sola  dön.

_Aç değilim çöp atacağım.

Bana bakarak telefonunu  gösterdi. 
Sanki  gözüme  sokacak!
Jimin giderken  Taehyung  bilgisayarını açmakla  ilgileniyordu.

Yaklaşık  yarım  dakika sonra  ayak  sesleri  gelince arkaya baktım.
Geldiği  gibi annesinin  yanına  oturdu.

_ Jimin  senden başlayalım.  Bana kimlik  bilgilerini  söyle.

_ Sahte kimlik  çıkarmayacak  mısın?

_  Çıkartacağım.  Ama yeni kimlik  oluşturmaya  çalışırsak  zaman kaybı  olur. Önce kendi  kimlik  bilgilerinizi  kaybedip  üzerinden  oynama yapacağım.  Sonra  birkaç  işlem  daha yaptıktan sonra önce  kimlik  sonra  pasaport  haline  getireceğim. Sen bana bırak kardeşim.

_Tamam.

Kısa  zaman  sonra  annesinin de kimlik  bilgilerini  aldı. Sıra  bana gelmişti  ama ben gitmemekte  kararlı gibi duruyordum.  Bunların  yanında  sürünecek  halim  yok.

Taehyung  benim  kimlik  bilgilerimi almadan  başka  bir  sorun olduğunu  söyledi.

_ Size kimlik  oluşturdum. Kimliklerinizi oluşturacağım daha sonra.  Biletlerinizi  de aldım ama size  uçağın  ön kısmından  bilet  aldım.
Ön kısmında  başka yer yok. Bong Soo ile bana arka kısımdan bilet alacağım.

_ Dördümüze  de aynı yerden  bilet  yok mu?

Jimin  endişeli  görünüyordu. Beni  yanından  ayırmak istemiyordu belli ki.
Kaçacağımı az çok  tahmin  ediyor olması  gerek.

_ Hayır. Dört kişilik  aynı  yerden  bilet kalmamış. Geç kalmışız.  Birkaç saat önce  almış  olsaydık olabilirdi.  Bir  sonraki  uçağı  beklemek isterseniz...

_ Hayır.  Çok vaktimiz  yok. Hemen  gidelim.

_ Bong Soo ile  arkada  otururuz. Bong Soo bana kimlik  bilgilerini  verir  misin?

Hepsi  bana bakarken  Jimin  bir  sorun
çıkaracağımı  tahmin  ediyor  gibiydi.

Fakat evet. Doğru  tahmin  ediyordu.

_ Ben gelmek  istemiyorum. Taehyung Bey siz bana bilet  almayın lütfen.
Ben evime gitmek  istiyorum.

_ Bong Soo bunu konuştuk?

_ Ama çözemedik  Jimin.

Ne yapabilirim? Ülkemi bırakıp,işimi bırakıp  dilini  bile bilmediğim  ülkeye  nasıl  gideceğim?

_ Biraz anlayış  gösterin  lütfen. Durduk  yere beni  bilmediğim  yerlere  götürmeye  zorluyorsunuz. Kim bizi öldürecek  olan? Hiç konuşmayı denediniz mi? Belki  ben ölmek  istiyorum. Size ne bundan?

Başını ellerinin arasından çıkardığında  dolmuş  gözlerini  gördüm.

Adeta yalvarıyor gibiydi...

_ Bong Soo. Öyle bir  yerdeyiz ki, anlayış  kavramını  geçtik. Eğer sana anlayış  göstermiş  olsaydım şuan  seni  yanıma  getirmiş  olmazdım. Anladın mı? Şimdi  söyle şu bilgilerini.

_ Bize  de anlatsana Jimin. Ben bile  tam bilmiyorum. Bong  Soo da öğrenmiş  olur hem.

Taehyung'a hak veriyordum.
Bir öğrenelim  ki,ben de durumun  farkına  varayım.
Tabi bu onlarla  gideceğim  anlamına  gelmiyor.

Jimin annesine  baktı. Onay istiyormuş gibi duruyordu.  Ama hiç  anlatmak  istemiyor gibiydi.

_Peki, anlatacağım. Ama sözümü kesmeyin  ve büyük  tepki vermeyin.

Son cümlesini  bastırarak söylemişti.
Şimdi  ise garip bir  heyecan  vardı  içimde. Geçmişine dair  bir  şeyler  öğreneceğim şimdi.

Hayatında neler olmuş?
Neden buradayız?

Bunun  gibi  bir çok  soru  işaretlerimi  birazdan  nokta yapacaktım.

_ Ben...birini istemeden öldürdüm.

Jimin  sözünü  kesmeyin  demişti  ama girdiğim  şoktan dediğinin  aksini  yaptım.
İstemsizce ağzımdan çıkanlara engel olamadım.

_ Katilsin yani...öyle mi?

SWAMPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin