Boş yere canı yanmaz insanın. Ya bir
eksiği vardır geleceğe dair , ya da bir fazlalık geçmişten gelen...Hatırlatma *
_Rusya'ya
****
_Oh Jimin özlemişim seni!
Sarıldığı adama bakıyordum.
Jimin'den yaklaşık olarak birkaç santim uzun,kahverengi saçlı bir adam ve oldukça saygılı misafirperverliğiyle, salona geçmemizi istedi.Ne kadar salona geçip otursam da bu durumdan hiç memnun değilim. Hatta uygun bir fırsatta kaçmak bile var aklımda.
_ Siz oturun,rahatınıza bakın, ben de odamdan bilgisayarı alıp geliyorum.
Biletler satılmadan alalım._ Teyzen yok muydu senin?
_ Akşam in bir şeyler alacağını söyledi. Yarım saat önce çıkmıştı. Gelir bir iki saate kadar. Annenle de tanışır.
Eminim iyi anlayacaklar._ Anladım.
Koşar adımlarla merdivenlerden çıktı. Yerimde huzursuzca kıpırdandım.
Ellerimi önümde birleştirip etrafı incelerken Jimin takıldı gözüme.
Daha doğrusu elindekine.Telefonuyla ilgileniyordu. Hem benim telefonumu atıyor,hem de kendisi telefonuyla ilgileniyordu.
_ Senin telefonun neden çöpte değil Jimin?
İnsanlar göründüğü gibi olmuyormuş meğer. Bunu zaten biliyordum ama güvenebilinecek insanların güvenleri bir çırpıda yıkabildiklerini bilmiyordum.
Belki de biliyordum ya bilmek istemiyordum, ya da görmezden geliyordum.
Aslına bakarsak Jimin ile gerçek iki arkadaş olabileceğimizi düşünüyordum. Ve şuan ki durumumuza bakılırsa mükemmel bir arkadaşlığımız var!Derin bir nefes alıp verdi. Açıklama yapacağı belliydi.
_ Senin telefonunu atmamdaki amaç,
sinyallerden konumumuzu bulamasınlar diyeydi. Aynı şekilde annem de telefonu attı. Kendi telefonum da Taehyung ile iletişim kurmak içindi. Kendi telefonumu da atacağım. Gözüne battıysa eğer şimdi atarım._ At...gözüme battı.
"Demek öyle " bakışları atarken ayağa kalktı. Onun aksine dik dik bakıyordum.
Ayakta iken telefonunun SIM kartını çıkarıp kırdı.
O sırada Taehyung elindeki bilgisayar ile geliyordu.
_ Taehyung mutfak nerede?
_ Acıktınız mı? Aceleden soramadım kusura bakmayın. Arka taraftan sola dön.
_Aç değilim çöp atacağım.
Bana bakarak telefonunu gösterdi.
Sanki gözüme sokacak!
Jimin giderken Taehyung bilgisayarını açmakla ilgileniyordu.Yaklaşık yarım dakika sonra ayak sesleri gelince arkaya baktım.
Geldiği gibi annesinin yanına oturdu._ Jimin senden başlayalım. Bana kimlik bilgilerini söyle.
_ Sahte kimlik çıkarmayacak mısın?
_ Çıkartacağım. Ama yeni kimlik oluşturmaya çalışırsak zaman kaybı olur. Önce kendi kimlik bilgilerinizi kaybedip üzerinden oynama yapacağım. Sonra birkaç işlem daha yaptıktan sonra önce kimlik sonra pasaport haline getireceğim. Sen bana bırak kardeşim.
_Tamam.
Kısa zaman sonra annesinin de kimlik bilgilerini aldı. Sıra bana gelmişti ama ben gitmemekte kararlı gibi duruyordum. Bunların yanında sürünecek halim yok.
Taehyung benim kimlik bilgilerimi almadan başka bir sorun olduğunu söyledi.
_ Size kimlik oluşturdum. Kimliklerinizi oluşturacağım daha sonra. Biletlerinizi de aldım ama size uçağın ön kısmından bilet aldım.
Ön kısmında başka yer yok. Bong Soo ile bana arka kısımdan bilet alacağım._ Dördümüze de aynı yerden bilet yok mu?
Jimin endişeli görünüyordu. Beni yanından ayırmak istemiyordu belli ki.
Kaçacağımı az çok tahmin ediyor olması gerek._ Hayır. Dört kişilik aynı yerden bilet kalmamış. Geç kalmışız. Birkaç saat önce almış olsaydık olabilirdi. Bir sonraki uçağı beklemek isterseniz...
_ Hayır. Çok vaktimiz yok. Hemen gidelim.
_ Bong Soo ile arkada otururuz. Bong Soo bana kimlik bilgilerini verir misin?
Hepsi bana bakarken Jimin bir sorun
çıkaracağımı tahmin ediyor gibiydi.Fakat evet. Doğru tahmin ediyordu.
_ Ben gelmek istemiyorum. Taehyung Bey siz bana bilet almayın lütfen.
Ben evime gitmek istiyorum._ Bong Soo bunu konuştuk?
_ Ama çözemedik Jimin.
Ne yapabilirim? Ülkemi bırakıp,işimi bırakıp dilini bile bilmediğim ülkeye nasıl gideceğim?
_ Biraz anlayış gösterin lütfen. Durduk yere beni bilmediğim yerlere götürmeye zorluyorsunuz. Kim bizi öldürecek olan? Hiç konuşmayı denediniz mi? Belki ben ölmek istiyorum. Size ne bundan?
Başını ellerinin arasından çıkardığında dolmuş gözlerini gördüm.
Adeta yalvarıyor gibiydi...
_ Bong Soo. Öyle bir yerdeyiz ki, anlayış kavramını geçtik. Eğer sana anlayış göstermiş olsaydım şuan seni yanıma getirmiş olmazdım. Anladın mı? Şimdi söyle şu bilgilerini.
_ Bize de anlatsana Jimin. Ben bile tam bilmiyorum. Bong Soo da öğrenmiş olur hem.
Taehyung'a hak veriyordum.
Bir öğrenelim ki,ben de durumun farkına varayım.
Tabi bu onlarla gideceğim anlamına gelmiyor.Jimin annesine baktı. Onay istiyormuş gibi duruyordu. Ama hiç anlatmak istemiyor gibiydi.
_Peki, anlatacağım. Ama sözümü kesmeyin ve büyük tepki vermeyin.
Son cümlesini bastırarak söylemişti.
Şimdi ise garip bir heyecan vardı içimde. Geçmişine dair bir şeyler öğreneceğim şimdi.Hayatında neler olmuş?
Neden buradayız?Bunun gibi bir çok soru işaretlerimi birazdan nokta yapacaktım.
_ Ben...birini istemeden öldürdüm.
Jimin sözünü kesmeyin demişti ama girdiğim şoktan dediğinin aksini yaptım.
İstemsizce ağzımdan çıkanlara engel olamadım._ Katilsin yani...öyle mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SWAMP
Ficțiune adolescențiHer şeyin tek sebebiydi belki de o. Jungkook. Herşey ona inanmakla başlıyordu. Belki de herşey onun tek noktası ile bitecekti. Sonradan gelen hayat için üç nokta değil. Kim bilir...belki de bu oyunu başlatan da odur. Bir kez daha...