Bölüm Şarkısı: Ne Jupiter - BilinmezDoğrular değişkendir. İnsana, zamana, mekana, yaşananlara göre değişirler. Aklımıza bir çivi gibi çakılan doğrular bazen insanları avlarken bazen kucaklar. Akışkan zamanda değişken olan doğruların bu değişkenliğini kabullenmek paslanmış bir çiviyi ahşaba zarar vermeden çıkarmak kadar zordur. Zira ya çivi kırılır çıkarken ya da ahşap parçalanır tutunduğu çiviyi bırakırken. Parçalanan şeyler arasında bildiği tüm doğrular birer birer kaybolan insanlar tutunacakları yeni şeyler ararlar. Onlarla birlikte ilerlemek yollarını bulmalarını sağlarken hissettikleri güvenle birlikte parçalanmış şeylerin yerine yeni doğrularını koyarlar.
Kaybolan doğrularını kabul etmekte zorlanan adam zorla tutunmaya çalıştığı değişen doğrularının ruhundan akan bilinmez nehirlere karışarak yok oluşunu izliyordu adeta. Akıntıya kapılıp gidenin bırakmakta zorlandığı doğruları mıydı yoksa kendisi miydi emin değildi. Tutunduğu dal onu farklı uçurumların kenarına sürüklemekte kararlıyken zaten hayatında var olan uçurumlar nedeniyle eski doğrularını yerine koymak istiyor ama bir türlü başarılı olamıyordu.
Klinikten içeri giren adam, değiştiğini kabul etmediği şeylerin arasında kucağında ona sokulan kedinin tüylerini okşarken yeni doğrularına doğru bir adım atmak üzereydi.
"Ah Zhan! Hoş geldin." genç kadın klinikten içeri giren Zhan'ı heyecanla selamlarken bakışlarını yanındaki gence yönlendirdi. Bir şeyleri hatırlamak istercesine kısılan gözleri genç adamla buluşmuştu.
"Hoşbuldum."
"Merhaba." dedi Yibo. Genç kadının kendisini hatırlayıp hatırlamadığını gergin bir şekilde öğrenmeye çalışırken dudaklarını dişliyordu.
"Ah! Sen, sen Wang Yibo'sun değil mi?"
Zhan bakışlarını ikilinin arasında gezdirirken nereden tanıştıklarını anlamaya çalışıyordu.
"Evet."
"Uzun süredir ortalarda görünmüyorsun. Son etkinliğe de katılmamıştın." Genç kadın gözlerini Zhan ve Yibo arasında gezdirdi ve aklına takılan soruyu sordu. "Siz tanışıyor musunuz?"
"Evet de siz nasıl tanışıyorsunuz?" Zhan mırıldanarak kendisine sokulan kedinin başını okşarken merakı mırıltının hissettirdiği rahatlığı gölgeliyordu.
"Yibo kurduğun vakfın bir üyesi. Etkinliklere katılıyor sürekli. Hatta motor grubuyla gelir hep. Az hayvan kurtarmadık sayesinde. Kucaklayarak getirirdi hepsini."
Zhan şaşkın bakışlarla Yibo'nun kendisinden kaçırdığı bakışlarını yakalamaya çalışırken ne zaman kendisinin sebep olduğu bir şey yapsa yüzünde oluşan utangaç ifadeyi görmüş, vakfa üye olmasının nedeninin de kendisi olduğunu anlamıştı. Bununla birlikte yüzüne yayılmaya çalışan koca gülümsemeyi zaptetmek için dudaklarını birbirine bastırdı.
"Abartıyorsun."
"Hayır abartmıyorum. Tanıştığınıza da inanamıyorum. Nasıl oldu da etkinliklerde denk gelmediniz?"
Bunu merak eden tek kişi Fei değildi. Yanındaki genç adamın çehresini şekillendiren duyguların koyuluğu kendi ruhuna yansırken geçen gece genç adamın kendisine söylediği sözler zihnine doğru aktı.
'Yıllarca yüzüne bile bakmadım çünkü biliyordum bir bakışınla bile sana koşmak isteyeceğimi.'
Ona doğru emin adımlarla ilerleyen genç adam zamanında kendisinden kaçmıştı. İçinde yarattığı evrene her gün yeni yıldızlar, galaksiler ekleyerek kendisine olan hislerini büyütürken gözlerine yansıyan evreni görmemesi için hep kaçmıştı. O zamanlar kaçmasına neden olan ne varsa hala etrafında tutarken genç adamın büyüttüğü evrenini yutacak karadeliğini gördüğünde kaçtığı adımlarını ne oldu da kendisine doğru çevirdiğini merak etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nan Hai
Teen FictionKaçmaya çalıştıkça içine çekiliyordu. Gitmek istiyordu ama gidemiyordu. Nedenini kendisi de bilmiyordu. Ne zaman başlamıştı bilmiyordu. Onu son zamanlarda gördüğü anlar bir elin parmaklarını geçmezdi ama her seferinde kaçmak için yer arıyordu. Fakat...