Gözlerimi yavaşça araladığımda burnuma dolan hastane kokusuyla şaşaladım.
İlk birkaç saniye neler olduğuna akıl sır erdiremezken elimle vücudumu yokladım.
En son odamdaydım ve kendimi iyi hissetmiyordum. Bayılmış olmalıyım diye geçirdim içimden.
Ağzımda susuzluktan gelen iğrenç bir kuruluk hissi ve gözlerimin yanması dışında kendimi iyi hissediyordum.
Aklıma üşüşen bir görüntü karabasan gibi çöktü üzerime.
Doğru ya Çağlar ve Aylin'i gördüğüm için berbat hissetmiştim kendimi.
O anı böyle hayal etmediğimden mi yoksa ilk benimle buluşmasını istediğimden mi bilinmez harap etmiştim kendimi.
Sonuç yine buydu. Hayal kırıklığıyla ezilen Beste...
Odanın kapısı açıldı.
Kontrole gelen hemşire uyandığımı görünce sevinçle gülümsedi.
"Uyanmışsın. Kendini nasıl hissediyorsun?"
"Biraz susadım ama iyiyim"
"İyi olmana sevindim. Aileni çağırmamı ister misin?"
"Olabilir"
Hemşire serumumu vesaire kontrol edip odadan çıktı.
Odaya annem girdi.
"Beste güzel kızım korkuttun bizi"
"Özür dilerim"
"Özür dileme birtanem. Bir yandan sınav bir yandan özlem derken kendini çok yordun"
Şaşkınlıkla konuştum.
"Özlem mi?"
Anlayışla gülümsedi.
"Ablan ve ben her şeyi öğrendik. Aniden depresyona girmen, sessizleşmen, donuklaşman bunlara anlam verememiştim ama şimdi daha iyi anlıyorum. Seni birisi daha görmek istiyor"
Kapıya çevirdim gözlerimi.
Amcam ürkekçe kapıdan girdi. Onu görünce gözlerim dolmuştu.
"Amcan seni yalnız bırakır mı Beste? Sen tabi içinden bu ihtiyardan da bıktım diyorsundur ama"
Alayla söylediğini biliyordum ama yine de inkar ettim.
"Amca olur mu öyle şey? Başımın üstünde yerin var"
"Biliyorum şaka yapıyorum yavrum. Bana bakacağım derken kendini ihmal ettin."
"Hayır amca ondan değil şey oldu..."
Anlatmak ve anlatmamak arasında durdum.
"Şey..."
"Aa ne olduysa anlatırsın sonra. Acelesi yok ya zorlama kendini"
Kafamı salladım.
Odaya bu sefer de ablam girdi. Yüzü kireç gibiydi. Korkmuştu herhalde.
"Abla iyi misin?"
"İyiyim. Ben şey-"
Annem lafa atladı.
"Korktu ya ondan öyle"
Ablam elindeki su dolu bardağı bana uzattı.
"Susamışsındır"
Suyu bir dikişte içtim. Gerçekten de susamıştım.
"Anne, abla biz amcamla özel olarak konuşabilir miyiz?"
Annem yerinden kalktı ve ablamla beraber odadan çıktılar.
Yatağın çarşafını elimle düzeltir gibi yaparak nasıl söyleyeceğimi düşümüyordum.
"Bir sorun yok ya. Neymiş konuşacağın mesele"
"Amca Çağlar dönmüş. Ya da hiç gitmemiş bilemiyorum"
Amcam elini kalbine götürüp birkaç saniye bekledi.
"Tane tane anlat. Böyle yüreğime inecek"
Derin bir nefes alıp dün yaşananları detaylıca anlatmaya başladım. Amcam gerçekten çok şaşırmıştı.
"Beste bu işte bir iş var. Benim oğlum öyle şeyler yapacak birisi değildir. İşin aslını öğrenmeden kendini harap etmen yanlış olur. Onu bulup güzelce konuşun. Kesin bir açıklaması vardır"
Parmaklarımla oynamaya devam ettim.
"Sanırım onun nerede olabileceğini biliyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAĞLAR | texting
Short Story0521*: Bu numarayı artık kullanmıyorsun biliyorum 0521*: Bundan destek alarak yazıyorum zaten 0521*: Seni seviyorum Kuzey (Görüldü) 0521*: Bir saniye ne?? Kuzey: Şey Kuzey'in eski hattını ben kullanıyorum. 0521*: Sen kimsin? Kuzey: Çağlar ben, Kuzey...