5.7

522 34 36
                                    

Ellerimi yıkarken aynadaki aksime cesaret vermeye çalışıyordum.

8 ay boyunca görüşmesek de o kadar da değiştiğini sanmıyorum. Amcam haklı ortada bir şeyler dönüyor.

Musluğu kapatıp tarağı elime aldım. Nazikçe taramayı denedim ama yok illa vahşi vahşi taramam gerekiyor.

Saçımı yukarıdan bağlayıp kapının yanındaki çantamı aldım.

"Anne ben dışarı çıkıyorum"

"Tamam annecim"

Evin kapısını yavaşça kapatıp asansöre bastım. Gergin gergin ıslık çalarken asansör geldi. Kabine girip nasıl göründüğüme baktım. Nedense kendimden emin olamıyordum.

Asansör durduğunda apartmandan çıkıp kapının demirine bağlı olan bisikletimi açtım.

Bir denemede bisiklete binmeyi başarınca zaferle gülümsedim. Pedallara sakin sakin basarak  Çağlar'ın küçüklüğünün geçtiği sokağa doğru sürdüm bisikleti.

Parkta yoktu, yolda yoktu. Son ihtimal olarak eskiden yaşadığı evin oraya geldim. Bisikletten inip kapıya yanaştım. Üç kez kendimden pek emin olamayarak tıklattım kapıyı.

Kapının açılmasından umudu kesmiştim ki kapı sonunda açıldı.

Gözleri, burnu kızarmış Çağlar Bey kapının ardından göründü.

"Konuşmamız lazım"

Kafasını kaldırıp beni görünce gözleri büyüdü. Kapıyı iyice açtı ve kolumdan çekerek sarıldı bana.

Bu his, bu his neden bu kadar güzel ki?

"Beste her şeyi anlatacağım. Yalansız dolansız her şeyi anlatacağım sana"

Biz hâlâ sarılırken konuşması içimi gıdıklıyordu.

Yavaşça çekildi ama bu sefer de uzanıp elimi tuttu.

Mutfaktaki sandalyelerden ikisini çekip oturdu. Ben de karşısına oturdum.

"Saçlarını kesmişsin"

Fark etmişti demek.

"Evet kestim. Bir değişiklik arıyordum"

"İki türlü de güzelsin"

Aniden gelen iltifatlara asla alışamayacaktım herhalde.

Gözlerimi gözlerine diktim.
En çok da gözlerine bakmayı özlemiştim galiba.

"Neden gittin Çağlar? Ya da gittin mi? Sence ben veda etmen gerekmeyecek kadar değersiz miyim?"

Gözlerimin dolmasına lanet ettim.

"Ben gittim ama isteyerek gitmedim."

"Nasıl yani?"

"Tam olarak şöyle oldu"

8 ay önce Kuzey ve Çağlar'ın konuşması
Çağlar'ın Gözünden

Beste atölyeden çıkınca derin bir sessizlik sarmıştı.

Kuzey sırıtarak konuştu.

"Yoksa sen ve Beste gizli gizli buluşuyor musunuz?"

"Hayır"

"İnandırıcı gelmedi bana. Cesur ve Görkem'e de soralım ne dersin?"

"Hayır onları karıştırma"

"Beste'yi sevmiyorsan Cesur ve Görkem'in mevzuya girmesinden neden rahatsız oldun ki?"

Tamamiyle tuzak sorular soruyordu. Yüzünde benim acı çekmeme sevinen sadist bir ifade dolanıyordu.

ÇAĞLAR | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin