"Bak annecim,bak güzel kızım,martılar uçuyor.bir gün umarım birlikte onlara yiyecek verebiliriz."
Akine içinden bebeğiyle konuşurken aynı anda da elindeki simitleri ufalayarak uçuşan kuşlara atıyordu.
Normalde Bembeyaz olan teni soğuk nedeniyle kızarmıştı.
Üşümüyordu fakat tenine çarpan rüzgar,yüzünü kızartıyordu.
Yavaşça elini karnına koydu ve ayağa kalktı.
Hareketleri iyiden iyiye yavaşlamıştı çünkü karnı kocaman olmuştu.
Doğuma 1 aydan az kaldığını söylüyordu, doktoru.
"Bak kızım şurda ki kediyi görüyor musun?o da yavrularına bakıyor."
Onunla konuşmak artık akine için bir hobiydi.hala isim arıyordu fakat karar vermekte pek de başarılı olduğu söylenemezdi.
o akineye cevap veremese bile,akine dinliyormuş gibi hissediyordu.
Bazen tekmeliyor,bazense asla akineyi uyutmuyordu.
Yavaşça gülümsedi ve
Arabasının kapısını açıp arabaya girdi.Arabaya girdikten sonra Kapıyı kapatıp
Kemerini taktı.Hava kararmıştı.
Derin bir nefes alıp dikkatlice arabayı sürmeye başladı.....
Boş yol olmasına rağmen o dikkatli sürüyordu.
Saat geç olduğunu için tek tük araba ya geçiyor ya geçmiyordu.
Çoğunlukla tır gibi büyük araçlar geçiyordu fakat burası eve giden tek araba yolu olduğu için tırssa bile buradan gidiyordu.İlerden hızla gelen kamyonet tarzı arabaya kaşlarını çatarak baktı
Kamyonet şöförü sarhoştu.bu yüzden şuan kendinden bile haberi yoktu.
Akine direksiyonu hızla sağa kırdı fakat yetişemedi
Hızla çarpan arabayla birlikte kendi arabası takla atarak yuvarlandı.
O direksiyonu sıkı sıkı kavramışken Camların parçalanma sesi kulaklarında çınladı ve uçuşan cam parçaları etine saplandı.
kafasını sertçe direksiyona çarptığında bilincinin bulandığını hissetti.
"Hayır"diye düşündü.
"Şimdi bilincim kapanamaz"Var gücüyle çırpınırken kırılan cam parçaları tenine saplanıyordu.
sıkışmış olan bacakları ve kolu her hareketinde daha da derin kesiliyordu.
Umursamadı.şuan sadece karnındaki bebeği düşünüyordu.
Direndi,ama başaramadı.
Burnunun sızladığını ve akan ılık sıvıyı hissettiğinde bağırmak istedi.
yapamadı.
Bilinci kapanırken var gücüyle kollarını karnına sardı.
Sonrasında hatırladığı tek şey ise sadece karanlıktan ibaretti....
Bütün vücudumun ağrıdığını hissediyordum
Bacaklarımı oynatmaya çalıştım fakat yapamıyordum.
Sıkışmıştılar
Sol kolumu oynatabildim.
sağ kolum ezilmişti,kaportanın altında kalmış,camlar saplanmıştı.
Kolumu kurtarmak için var gücümle çırpındım ve ağlayarak bağırmaya başladım.
Acıyı umursamıyordum.
gözlerimin seçebildiği kadarıyla çok fazla kan vardı.
"Yardım edin"
Tekrar çırpındım.
"Kimse yok mu?"
Ağlamam şiddetlendi ve yuvarlanırken yüzüme siper ettiğim için kesiklerle dolmuş olan sol kolumu acımasını umursamadan karnıma sardım.
"Yalvarırım birisi yardım etsin"
Bilincim tekrar yavaşça kapanmaya başlarken tek yapabildiğim çaresizce ağlamaktı.
"Canımı alın ama o yaşasın yalvarırım."
Delirmiş gibi çırpınırken kimsenin beni duyamayacağını biliyordum
Çaresizliği ilk defa iliklerine kadar hissediyordum.
Gözlerimden akan yaşlarla birlikte hareketlerim yavaşça kesilirken sadece sustum ve ağladım.
Her ne kadar inanmak istemesem bile Sözümü tutamamıştım
Onu koruyamamıştım..
...