14.BÖLÜM 🏬

148 71 44
                                    

Islık çalarak çadırıma doğru ellerim kot pantolonumun cebinde aheste aheste yürürken oldukça keyifliydim.

Nasıl keyifli olmam? Bütün sinir stresimi atmışım.

"Hayırdır kanka ne bu Neşe?"

Yanımda bir anda beliren Neşe ile ıslık çalmayı bıraktım. Neşe neşe içinde yanıma geldi? Ulan yaptığım kafiyeye sıçayım.Yürümeye devam ederken,

"Hava'nın güzelliği içime işledi." Dedim havaya bakıp dudaklarımdaki gülümsemeyle nefesimi içime çekerken. Bir anda gök gürüldemesi ile sırıtmam soldu.

Cenabette değilim ama ?

Yoksa cenabetmiydim?

Bilemedim şimdi.

Neşe ile göz göze gelince kendimi gülümseye zorlayarak "kapalı havaları severim." Dedim.

Böyle ikimiz yan yana konuşarak çadırlara kadar yürürken arkamdan gelen kimin olduğunu net bir şekilde bildiğim inleme sesi ile Neşe ile beraber döndük.

Ben yaptığım eseri sırıtarak izlerken Neşenin eli ağzına giderken gözleri şokla açıldı.

"Hih, ne oldu sana?" Dedi koşar adımla yüzü çeşitli renklere boyanmış Uğur'un yanına giderken.

Ah ressam olacak adamım, şu renklerin uyumuna bakın? Kahve rengi gözlerinin altında serpiştirdiğim hafif mor renkler, elmacık kemiğindeki kırmızı koca lekeler ile muazzam bir tabloyu andırıyordu.

"Öküz tepti" bana ters ters bakarak.

Dediklerini takmadan ıslık çalarak etrafı incelemeye başladım.

"Ama bu ormanda öküz ne arasın?" Dedi bizim saf kafası karışmış Neşe. Elimle yüzümü ovuştururken sızlanmamak için kendimi zor tuttum.

Biri şu kıza gerçek dünyayı anlatsın.

"Bu şehir görünümlü öküz." Neşe'nin kafası daha da karşışırken ortaya atlayarak çözüm getirdim.

"Kavga etmiş işte Neşe."

Daha ben ile Uğur ne olduğunu anlamadan Uğurun kolundan tuttuğu gibi çekelemeye başladı.

Oha çıtı pıtı olan kızdaki güce bak!! Yerli türk kadını çakma hulku seni.

"Gel gel yaralarına pansuman yapalım senin."

"Gerek yok." Uğur her ne kadar itiraz etmeye çalışsa da Neşe dinlemeden çekiştirmeye devam ediyordu.

Uğur kafasını bana çevirip yardım dilenir gibi bakarken bende kardeşlik görevimi yerine getirip Neşe'ye seslendim.

"Neşe?"

İkisi de durup bana bakarken, biri Ne diyeceğimin merakıyla diğeri ise kurtulmanın umuduyla bakıyordu.

"O da sana karşı boş değil."
Neşe'nin gözlerindeki parlamayla aslında Uğurdan intikam alıcam derken birinin duygularıyla oynadığımın çok geç farkına vardım. Uğur anlamamış gibi bakarken ben içten içe dilimi ısırıp salaklığıma sövüyorum.

Tam ağzımı açıp  şaka yaptım diyecekken Neşe daha mutlu bir şekilde Uğur'u çekiştirerek götürmeye başladı.

Bu sefer çizgiyi fazlasıyla aşmıştım galiba.

^^^^^^^^^^^^^^^

Vicdan azabı ile dolanırken karşıma çıkan Gece ile adımlarımı yavşalattım. Yanında gördüğüm adam ile saniyelik bir farkla kaşlarım derinden çatıldı.

ZırVanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin