↳ s i x

2.3K 238 77
                                    

story

"Şu vizeler bitsin her gün uyumayan adam değil," diye söylenen arkadaşım Kyu'ya baktım. Elinde sanat tarihi kitaplarıyla, kulağına sıkıştırdığı kalemiyle ve yorgun bakışlarıyla kendini önüne çıkan ilk uçurumdan atmak istiyor gibi duruyordu.

"Beynimin %100'ünü kullanmaya başlayacağım diye korkuyorum," dedi Kyu'nun yanında oturan Bora da.

"Lucy misin sen?" dedim sakin sakin kitaba bakarken.

Benim yanımda oturan Eunho da iğrenç bir İngilizce telaffuzla, "Korean Lucy," diye araya girdi. "Ayyy korku filmi adı gibi oldu."

"Bora zaten film olacak olsa korku filmi olur. Baksana bakışlara, auraya."

"Kyu sana aşk kadın diyorum, yavaş yavaş işkence kadına dönüyorsun."

"Yeter," dedim elimdeki kalemi piknik masasına bıkkınlıkla bırakıp. "Daraldım. Bunaldım. Asabiyet basıyor bana. Gidip kafein basmam lazım vücuduma. Kahve alıp geliyorum."

"Dur ben de geliyorum," dedi Kyu hemen ayaklanırken. "Bol karamelli çikolatalı pasta aşeriyorum. Derhal yemem lazım. Regl olmak bana hiç yaramıyor."

Böylece Kyu ile birlikte oturduğumuz yerden o kadar da uzakta olmayan Starbucks'a gittik. İçerisi o kadar da kalabalık değildi, çoğu kişinin ders saatine denk gelmiş olmalıydık. Ellerim altımdaki dar, mavi kotun arka ceplerindeyken sıraya girmiş, duvarlara asılı olan içecek listesini inceliyordum. Dudağımı gerginlikle ısırdım.

"Cold Brew'un üzerini çizmişler, şansıma bakar mısın?" dedim yanımda telefonuna bakan Kyu'ya tabelayı göstererek. Fakat Kyu beni dinlemiyordu, telefonda mesajlaştığı kişiye çok odaklanmıştı. Elimin tersiyle koluna vurdum. "Sana diyorum çilek kafalı. Kimle konuşuyorsun?"

Kyu sarı saçlarının perçemlerinin ardından bana bir bakış atıp telefonunu arka cebine attı. "Kimseyle," deyiverdi hemen. "Soğuk filtre kahve alırsın sen de. Gerçi o kadar acı şeyi midene nasıl indiriyorsun anlamıyorum ama..."

Sıra bize geldiğinde siparişlerimizi verdik. Birkaç dakika içinde de ben elimde kahvem, Kyu elinde paket içerisinde pastasıyla Starbucks'ın çıkışına doğru ilerledik.

Telefonum titrediğinde cebimden çıkardım. Instagram'dan gelen bildirime tıkladım.

jenolee: beyaz yakışmış.

görüldüㅣ13.17pm

Kaşlarım hafifçe çatıldı. Önce üzerimdeki kısa kollu, beyaz crop top'a baktım. Daha sonra kafenin içindeki masalara dönüp insanları gözlerimle taradım.

Jeno kimdi bilmiyordum. Profili gizliydi ve profil fotoğrafında da yüzü belirsizdi. Ayrıca kafedeki insanlardan biri bile bu tarafa bakmıyordu.

"Neye bakıyorsun?"

Kyu'nun meraklı sesini duyduğumda ona döndüm ve başımı iki yana salladım. "Boş ver," diye mırıldandım. "Pastandan biraz yiyebilir miyim?"

"Belki bir çatal verebilirim."

🥝🥝🥝

kyu = 212fahrenheit
💕💕💕

INSTAGRAM ☆ 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin