INSTAGRAM ☆ 3

↳ t w e n t y s i x

story

"Beni evin tam önünde değil de bloğun ötesinde indirsene," dedim evimize az bir mesafe gelmişken. Jeno bana nedenini anlamamış bakışlaf attığında, "Spor arabayla eve bırakıldığımı görsünler istemiyorum," diye ekledim. "Ne kadar bu seksiye binmekten gurur duysam da..."

"Pfft," diye bir ses çıkardı Jeno aniden. Ona şaşkınlıkla bakıp elimi dudaklarımın önüne götürdüm.

"Omo omo," dedim yüksek bir sesle. "İnanmıyor musun? Woah, Jeno Lee... Cidden..."

"Jaemin'in laflarını dinlemek istemediğin için evin önünde bırakmamı istemiyorsun," dedi yüzünde sırıtışla. "Başka nedeni yok."

"Yoo," dedim ve uzanıp çalan SHINee şarkısının sesini yükselttim. "Sen nereden bilirsin böyle şeyleri, valioğlu hazretleri?"

Jeno evimizin olduğu bloğun kenarına arabasını çektiğinde bana dik dik baktı. "Deme şunu."

"Ama öylesin."

"Öyle olduğumu biliyorum. Sen küfür gibi söylüyorsun."

"Nereden baktığına bağlı o," dedim ve emniyet kemerimi çözüp uzanarak Jeno'nun omzunu patpatladım. "Bakış açını değiştirirsen ikimiz için de işler daha kolay olur."

Jeno bu halime gözlerini devirdi ama gülümsüyordu. Ben de gülüyordum zaten. Arka koltuktaki çantama uzanıp omzuma taktım. "Bıraktığın için teşekkürler. Çok eğlendim. Seninle dalga geçmesi çok eğlenceli."

Jeno bana döndü, tam bir şey diyecekken ani bir cesaretle uzandım ve yanağına bir öpücük kondurdum. Jeno diyeceği varsa da demedi, yüzünde belli belirsiz bir gülümsemeyle kaşları havada bana bakarken geri çekildim. Ardından kapıyı açıp ona el salladım. "Adios!"

Eve yüzümde sırıtış, kulaklarıma kan dolmuş halde giderken kalbim küt küt atıyordu.

🥝🥝🥝