story
"Artık dönebilirsin."
Jeno'nun sesiyle ona döndüm. Verdiğim eşofmanı da giymiş, pantolonunu sandalyeye tişörtü gibi bırakmıştı. Kollarını havaya kaldırıp gerindi ve esnedi.
Bu muydu şimdi uzaktan kötü çocuk gibi duran Jeno? Gerçekten de bugün evime kadar girip sarhoş sarhoş saçma şeyler söyleyen çocukla okuldaki ünlü valinin oğlu aynı kişiler miydi?
Yatağa doğru ilerledim ve kapıya doğru olan tarafa çıkıp Jeno'ya elimle pencere tarafını işaret ettim. "Kendi tarafında dur."
"Pfft, kendi tarafımmış..." Jeno kendini yatağa bırakıp sırt üstü uzanınca ben de yorganı belime kadar çekip ona doğru dönerek yattım. Gözlerim tavana uykulu uykulu bakan Jeno'nun yüzündeydi. Başını birden bana çevirdi, tepemizdeki led ışıklarla aydınlanan gözleri parıldıyordu resmen. Dudaklarını araladı ve tok sesiyle konuştu. "Sağ ol."
"Lamba cini SeoNeul oldum bugün." Gülümsedim ve uzanıp yorganı onun üzerine de örttüm. "Teşekkür etme. Kapıma dayandın. Seni içeri almaktan başka şansım vardı sanki."
"Vardı," dedi uykulu, kısık bir sesle. Yutkununca adem elması aşağıya doğru kaydı. "Beni geri gönderebilirdin." Dudaklarını diliyle ıslattı, bir süre sessizlik içinde bekledi. Sonra bedenini bana doğru döndürdü. Kahverengi saçları yastığa döküldü, bir tutamı gözününün önüne düşünce refleks olarak uzanıp geriye doğru ittirdim.
Bu küçük hareketim sırasında Jeno sadece gözlerime bakıyordu. Yakınımda yatıyordu. Ölçsek iki karış uzağımda etmezdi. Alkol ve parfümünün kokusu geliyordu burnuma ve kötü değildi. Zaten pek umurumda da değildi alkol kokusu, her türlü halimden memnundum.
"Kivi," dedi durduk yere.
"Efendim?" dedim uykulu bir sesle. Aynı zamanda yüzüne bakıyordum.
"Kivi," dedi tekrardan, bu sefer gülüyordu. Gözleri küçülüyordu gülerken. Çok güzellerdi.
"Ne var Jeno?"
"Kivi."
Sarhoş hali karşısında, "Ya sabır," diyerek nefes verince bu halim onu eğlendirmiş olmalı ki birden sesli bir şekilde güldü. Ben de hemen elimle ağzını kapatıp ona şaşkınlıkla baktım. Jeno sessizleşti ama sarsıla sarsıla gülmeye devam etti. "Sessiz olsana manyak! Kıyametin erken gelsin mi istiyorsun?"
Elimi tutup dudaklarından çekti ve sessiz sessiz gülerek yatağa bıraktı. Sonra bana döndü. "Çok garip hissediyorum," dedi gülümseyerek. "Gerçekten sarhoşum galiba. Gerrrçekten cidden."
"Sonunda anladın."
"Evet," dedi gülmeyi bırakıp. "Sonunda anladım." Ona döndüm. Sanki başka bir şeyden bahsediyormuş gibi bakıyordu bana şimdi. Kısık gözleri normal hallerini alırken burnunu çekti ve derin bir nefes verdi. "Keşke daha erken anlasaymışım."
"Evet," diye mırıldandım ben de. "İkimiz için işler daha kolay olabilirdi."
Jeno gözlerime uzun uzun baktı. Sonra kapattı. Uyuyacağını zannedip ben de kapattım. Fakat öyle olmadı tabii ki.
"Hey." Duyduğum sesle gözlerimi açtım. Jeno gözleri yarı açık bir halde uykulu uykulu bana baktı. "Lamba Cini SeoNeul'dan bir şey daha isteyebilir miyim?"
Elimde olmadan gülümsedim, sonra sırt üstü yatıp başımı salladım. "Son dilek hakkın haberin olsun."
Jeno bir şey demedi. Onun yerine çok şaşırtıcı bir şey yaptı. Bana doğru yaklaştı, başını sağ omzum ile göğsüm arasında bir yere koyup sağ kolunu karnımın üzerinden atarak bana sarıldı.
Kalbim küt küt atarken nefesimi tuttum bir süreliğine. Şaşırmıştım çünkü Jeno ile yalnızca konuşuyorduk, birden böyle büyük bir adım atmasını beklemiyordum. Sarhoş olsa da büyük bir adımdı işte.
Başımı eğip yüzünü göremedim, tek görebildiğim mor ışığın altında siyah gibi görünen saçlarıydı.
Ben sessizce saçlarına bakarken, "Hoş," dedi kısık bir sesle.
Merakla devam etmesini bekledim ama etmedi. Ben de sessizce sordum: "Ne hoş?"
"Kokun," dedi. "Hoş."
Sonra uyudu. En azından uyuduğunu düşündüm. Çok geçmeden ben de uykuya daldım zaten.
🥝🥝🥝
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INSTAGRAM ☆ 3
Fanfiction➱ INSTAGRAM SERIES ⋆ 3 kiwi: cevap anahtarı yanlış trigonometri sorusu gibisin © dububaoziㅣlee jeno texting for: @itsallgonnabeoke ☆ (aka @ohmylele) all rights reserved tamamlandı ッ