INSTAGRAM ☆ 3

↳ t w e n t y f i v e

story

Jeno'nun mükemmel arabasına atladığımda arkama yaslanıp gerindim. "İşte ben buna," dedim ve uzanıp arabanın kaputunu okşadım. "Kader derim. Bu arabayla aramda bozulamaz bir bağ oluştu artık. Arabanı bana vermekten başka şansın yok Jeno Lee."

Jeno dediklerimi duymazdan geldi ve ikimizin de sırt çantalarını uzanıp arka koltuğa koydu. Sonra kemerini takıp arabayı çalıştırdı. Ben de beklemeden tavanı açan düğmeye bastığımda Jeno bana şaşkınlıkla baktı.

"Sen baya sahiplendin arabamı," dedi gaza basıp asfaltta ilerlemeye başlayınca. Ben de sırıttım ve kemerimi taktım.

"Dalga falan geçtiğimi mi sanıyordun? Ohooo... Sen bitmişsin paşam. Bu araba," dedim ve elimle şöyle bir arabasını işaret edip sonra parmağımla kendimi gösterdim. "Benim olacak."

Jeno müzik açtı ve müzik dinleye dinleye, rüzgardan saçlarımız uçuşurken arabayla kampüsten çıktık.

Lee Jeno... Gerçekten çok değişmişti. Bana ilk mesaj attığı gün konuşmaya Jaemin'i tehdit ederek başlamıştı ve şimdi resmen beni evime bırakıyordu. Hem de kendi hür iradesiyle. Bunu yaparken de benim saçmalamalarıma katlanıp gülüyordu.

Kaplandan süt dökmüş kediye dönmüştü, dışardan onu Jaemin'in tayfasıyla görsem kesin yanına dahi bile gitmezdim ama karakteri o kadar farklıydı ki dış görünüşünden...

Kolumu pencereye doğru, başımı da elime yaslayıp Jeno'ya baktım. Kahverengi saçları hoş bir şekilde geriye doğru uçuşuyordu. Bakışları yolda ve bazen de yan aynalardaydı. Kırmızı dudakları, mükemmel yüz hatları, güneş yüzünden kıstığı gözleri...

Jeno bana döndü ve bir saniyeliğine göz göze geldik. Çok bakamadı bana çünkü yola odaklanması gerekiyordu. Ama sonra tekrar döndü ve hafifçe gülümsedi. "Ne oldu?" diye sordu tok sesiyle. Sesi bile hoştu çocuğun.

Jaemin'in dedikleri aklıma geldi birden. Cidden sana yürüyor pezevenk, demişti. O an ne kadar buna inanmasam da artık inanıyordum. Birbirimize çok feci yürüyorduk.

"Hiç," dedim ona bakmaya devam ederken. "Düşünüyordum."

Diliyle dudaklarını ıslatıp yeniden bana kısa süreliğine baktı. "Neyi düşünüyordun?"

"Jaemin'in söylediği şeyin doğru olup olmadığını." Önüme dönüp sırıttım. "Doğru galiba."

"Ne dedi ki?"

Omuzlarımı silktim ve başımı camdan dışarıya, ağaçlı yola çevirdim. "Bilmemen daha eğlenceli."

🥝🥝🥝