Media: MewGulf
"Ulvesang, The Hunt [Full Album]"
Keyifli Okumalar...
Lena ile süren neredeyse 4 saatlik alışverişimizin sonuna gelmiştik. Açıkçası onun neşesi ve hiç bitmeyen enerjisiyle dört saati nasıl geçirdiğimizin farkına varmamıştım. Elimdeki yığınla çantayı arabaya tıktıktan sonra sürücü koltuğuna geçtim. "Kabul et hadi Mew, sen de bu alışverişten oldukça keyif aldın. Abimin parasını dilediğimizce harcamak çok güzeldi." Lena suratındaki kocaman gülümsemeyle bana bakarken "Tabii, eve dönünce bunu abinin suratına doğru söylemeye ne dersin?" dedim.
Lena omuz silkerek sorumu cevapsız bıraktı. O kendi halinde takılırken bende arabayı eve sürmeye başladım. "Hazır abim de yokken bana biraz ilişkinizden bahseder misin? Nasıl gidiyor sevgililiğiniz?" Pat diye konuya girişiyle şaşırıp kalmıştım. "Sevgililiğimiz mi?" Verdiğim tepkiye kahkaha atıyordu. "Sakın bana o kadar sevişip, birbirinizi bu kadar düşünüp saçma bir vıcıklık sergilemenize rağmen sevgili olmadığınızı söyleme."
Ne diyeceğimi bilmiyordum. Gulf bana sevgilim demişti fakat bunu içinden geldiği ve söylemek istediği için söylediğini söylemişti. "Birbirimize değer veriyor ve seviyorsak eğer illa ki bunu sevgililik sıfatı altına sıkıştırmak zorunda mıyız? Kendimi bir kalıba sokmak istemiyorum. Onu seviyorum, sanırım o da beni seviyor. Hem mental hem de fiziksel olarak sevişiyoruz ve her şey yolunda."
"Mental olarak sevişmek de ne Tanrı aşkına? Abimin seni bu kadar sevmesine şüphe etmemeli, eminim o da bu garip sözcüklerinle oldukça eğleniyordur." Neden söylediğim sözle dalga geçtiğini anlamamıştım ama umursamadım ve daha fazla soru sormasına izin vermemek adına radyodan bir şarkı açtım.
Gulf'ın Ağzından;
Telefonun ekranını önümde oturan ikiliye doğru tutuyordum. "450 C$, kafayı mı yediniz siz? Ne yaptınız, bütün alışveriş merkezini satın mı aldınız?" Lena'nın beni pek taktığı söylenmezdi, Mew ise ağzını açmıştı fakat bir şey demeden geri kapamıştı. "Yemek yok size 1 hafta, aldığınız o gereksiz şeyleri kemirirsiniz artık."
"Hamileyim ben, aç bırakamazsın beni." Hala daha konuşan Lena'ya inanamaz gözlerle bakıyordum. "Parayı harcarken hamile değildin ama, değil mi? Daha fazla sinirlerimle oynamak yerine ortadan kaybolmalısın bence."
Lena odasına kaçmadan önce hızlıca yanağıma bir öpücük kondurmuştu. Yaptığı şımarıklıkları böyle örtebileceğini sanıyorsa yanılıyordu. Artık çocuk değildi, kafasına göre hareket etmemesi gerekiyordu. Hem kendisini, hem de bebeğini düşünmeliydi. Uzun süre tetikçilik işine devam etmeyecektim ve para da gökten yağmayacağına göre harcalamalarımıza dikkat etmemiz gerekiyordu.
Kafamı iki yana sallayıp koltuğa gömülmüş Mew'e döndüm. "Sen niye suçlu suçlu oturuyorsun öyle? Görünüşe göre benim paramdan gram harcamamışsın bile." Mew yerinde gerinip "Harcamadım ama Lena'nın harcamasına izin verdim." dedi. Sözünü tamamladıktan sonra koca bir kahkaha attım. "Komik bir şey mi söyledim?"
"Lena'ya izin mi verdin? Lena bir şey istiyorsa izin almaz ki. Uzun süredir arkadaşı olacaksın bir de. Ona izin vermeseydin bile o bir yolunu bulur yine istediğini yapardı. Yani, saçma sapan suçlu triplerine girme." Mew'in dudağının kenarı kıvrılmıştı. "Eh, haklısın..."
Ayakta dikilmeyi bırakıp Mew'in yanına oturdum. "Bu kadar gevezelik yeter. Saatlerdir ortada olmadığınız için bütün işleri tek başıma yapmak zorunda kaldım. Tamamlanması gereken birkaç şey daha kaldı. Bana yardım etmelisin." Mew usulca kafasını salladıktan sonra laptopu hazırlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Thoughts (BoyxBoy)
Fanfiction| İnsanları para için öldüren sıradan bir tetikçi ve kardeşinin katilinin peşine düşen bir müşteri. | karanlığa fısılda, en dip karanlığa. bir deli gibi, bir aptal gibi, bir ölü gibi. karanlığa fısılda, en acı karanlığa. bir hiçlik...