Media: Mew Suppasit
"Stray Kids, Hellevator." (Bu sektör harcıyor sizi bebeklerim.)
Keyifli Okumalar.
(Mew'in ağzından.)
Tam tamına beş saattir oturduğum bilgisayar koltuğundan kalkıp saçlarımı çekiştirdim. Başım ağrıyordu ve daha fazla odaklanamıyordum. Saate göz atıp esnememi engelleyemezken çoktan sabahladığımı fark ettim. Evde bir tek ben uyanık olduğum için sessiz adımlarla mutfağa geçtim. Birazdan Gulf ve Lena'da kalkardı. Yatmak yerine kahvaltı hazırlamaya karar verdim.
Yorgun ve uykulu bedenimi ayakta tutmakta zorlanırken yemek masasına kahvaltılıkları yerleştirip omlet yapmaya başladım. Gulf omleti fazla pişmiş seviyordu, bu yüzden biraz daha uzun süre bekletip omleti de masaya koydum. Tezgaha doğru dönmüş domatesleri doğrarken belimi okşayan elle irkilerek arkamı döndüm.
Gulf dağılmış saçlarıyla gülümseyip "Günaydın." dedi. Karşılık olarak ben de ona gülümseyip günaydın dedim. "Neden uyandığımda yanımda yoktun?" O sitemle sorduğu sorudan sonra masaya geçip yerini alınca, etrafa göz atıp her şeyin tam olduğunu görüp ben de yanına oturdum. "Halletmem gereken birkaç küçük iş vardı, bilgisayar başındaydım." Anladım dercesine kafasını sallayıp "Sabahladın mı, gözlerin kıpkırmızı olmuş." diyerek bakışlarını yüzümde gezdirdi. Mırıldanıp onu onayladım.
Yavaş yavaş bana karşı olan bu tavırlarına alışmıştım. Bazen iki yabancıymışız gibi davranıyor, bazen de karşısında sevdiği biri varmış gibi muamele gösteriyordu. Dengesizliği beni garip hissettirse de bundan şikâyetçi değildim. Bana açık açık işimiz bittikten sonra bir şeyler olabileceğini söylemişti ve bu yüzden tedirginlik duymuyordum.
Ergenliği geçeli oldukça uzun bir zaman olmuştu fakat hislerimi kontrol etmekte zorlanıyordum. Gulf ne zaman bana yaklaşsa veya bir etkileşimde bulunsa kalbim her zamankinden on kat daha fazla atıyor ve elim ayağıma dolaşıyordu. Onun kendine olan güveni ve açık sözlülüğü yüzünden bir gün kalp krizi geçirecektim.
Düşüncelerimi kafamdan uzaklaştırmak zor olsa da nihayetinde başarıp ona döndüm. "Lena'yı uyandırdın mı?" Çok sevdiği portakal suyunu yudumlarken "Baya oldu o uyanalı, gelir birazdan." dedi.
Lena masaya çok zaman geçmeden geldiğinde ağzında gevelediği kısık bir günaydınla yerine oturdu.
İki haftanın sonunda artık bizimle birlikte masada yemek yiyordu. Abisinin yoğun baskılarından sonra kendine gelebilmişti. Eskisi gibi neşesi olmasa da, şu anlık iyi sayılırdı. Gulf'ın o üstün çabalarından sonra birkaç kilo almış ve yüzüne renk gelmişti. İlk günlerde benden kaçmaya çalışsa da, daha sonrasında pes edip konuşmaya başlamıştı.
Anlattığı şeyleri Gulf'a ağzımdan kaçıracak olsaydım, büyük ihtimalle yerinde bir dakika bile durmadan Daniel'i öldürmeye giderdi. Bu yüzden Lena ile bunları aramızda bir sır olarak görüyor ve sık sık bundan bahsetmiyorduk.
Masada sadece çatal bıçak sesleri duyulurken Gulf sessizliği bozup konuşmaya başladı. "BRY şirketinin Ed'e yardım eden yöneticisini ortaya çıkardık. Fakat hakkında hâlâ daha hiçbir şey bilmiyoruz. Sanki hiç kötü işlere bulaşmamış bir adam profili çiziyor. Ed'le olan bağlantısını da çözebilmiş değiliz."
Bakışlarım ona kenetlenmişken "Gece dosyaları tekrardan gözden geçirdim, ve tahmin ettiğim gibi çıktı. Biz olaya fazla yüzeysel bir şekilde bakmışız. Bulduğumuz adam Ed'in en yakın arkadaşı değil, Ed'in kardeşiymiş. Bunca zaman fark etmemiş olmamızın sebebi ise onların farklı soyadına ve geçmişine sahip olmaları. Net bilgilere ulaşamasak da bir ilerleme kaydettik." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Thoughts (BoyxBoy)
Fanfiction| İnsanları para için öldüren sıradan bir tetikçi ve kardeşinin katilinin peşine düşen bir müşteri. | karanlığa fısılda, en dip karanlığa. bir deli gibi, bir aptal gibi, bir ölü gibi. karanlığa fısılda, en acı karanlığa. bir hiçlik...