5

999 76 79
                                    

Media: Jack ve Zhao Zi

"Monsta X, Lost in the dream" (Kihyun'un ilah gibi sesini dinlemediyseniz çok şey kaybediyorsunuz.)

Keyifli Okumalar.

"Dikkat et! O kutuda kırılacak eşyalar var." Jack'den taşınma sırasında bize yardımcı olması için gönderdiği görevlilerden biri beni onaylayıp işine devam ederken arkama yaslandım. Neredeyse bir hafta süren evrak işlerini hallettikten sonra nihayet taşınabiliyorduk.

Bir gözüm görevlilerin üstünde ve onlara direktifler verirken diğer gözüm de polisin evini gözetliyordu. Görünürde anormal hiçbir şey yoktu. Ben sessizce gözetleme işimi sürdürürken Mew yanıma yaklaştı. "Bu gece burada mı kalacağız?" Kafamı onaylar bir biçimde sallayıp "Evet, her şey hazır olduğuna göre daha fazla oyalanmamızın bir anlamı yok." dedim.

Mew, üzerine giydiği sweatshirtün ipleriyle oynarken benim haricimde her yere bakıyordu. Sırf benimle göz göze gelmemek için üstün bir çaba sarf ediyormuş gibiydi. Gülümseyip ona doğru bir adım attım. "Niye gergin gözüküyorsun ve neden bakışlarını benden kaçırıyorsun Mew?" Yutkundu ve zorla gözlerimin içine bakarak konuştu. "Gerginim çünkü, ona bu kadar yakın olmak beni rahatsız ediyor."

Muzip bakışlarım yerini anlayışlı bir hâle bıraktı. "Eğer buna katlanamayacaksan Jack'lerin yanında kalmaya devam edebilirsin. Planda birkaç değişiklik yapabilirim." Kaşlarını çatıp "Hayır, buna gerek yok. Bu işin bu raddeye hatta daha da fazlasına gelebileceğini bilerek bu işe kalkıştım. Sadece biraz endişeliyim, o kadar. Zamanla alışırım." dedikten sonra yanımdan kaçarcasına uzaklaşıp çalışanların yanına gitti.

Bütün eşyalar eve yerleştirildikten sonra sadece ikimiz kalmıştık. Mew yanımdaki tekli koltukta oturuyor, ben de Jack'le mesajlaşıyordum.

Jack: Yeni evinize alışabildiniz mi kumrular? Eğleniyor musunuz?
Gulf: Görmeyeli espri anlayışın epey bir ilerlemiş sanki Jack.
Jack: Ah, eğlencenizi bozduğum için kızgın mısın yoksa bana? Kızmana hiç gerek yok, kaçtım ben.
Gulf: Zhao Zi'ye hâlâ daha silah aldığını söyleyeceğim, görüşürüz. :)
Jack: Hop, ağzıma fermuar çektim. Bir daha konuşmayacağım. :')

Telefonu kenara bırakıp Mew'e döndüm. "Ee, yan komşumuza merhaba demeyecek miyiz?" Gözlerini kısıp bana baktı. "Merhaba mı?" Onaylarcasına mırıldanıp "Jack'den bizim için kek yapmasını istemiştim. Mutfakta duruyor." dedim.

"Ona kek mi getireceğiz?" Şaşkın bakışlarını umursamadım. "Jack'in yaptığı keki yiyeceği için çok şanslı." Rahatsızca yerinde kıpırdanıp "Ona keki getirip ne yapacağız, ya bizi eve davet ederse?" Onun bizi eve davet edeceğini sanmıyordum. "Eğer bizi eve davet ederse bir haftadır ezberlediğimiz sahte hayata uygun davranacağız."

"Her ihtimale karşı dinleme cihazını yanıma alacağım. Eğer fırsat bulabilirsem bu bizim için avantaj olur." Mew derin bir nefes alıp ayağa kalktı. "O zaman, hadi gidip yan komşumuza merhaba diyelim." Kendini zorladığı her hâlinden belli oluyordu. Onun için, kız kardeşinin katiliyle aynı ortamda  bulunmak işkence gibi bir şey olmalıydı.

Önlem amaçlı yanıma aldığım silah, geniş sweatimin altında kaybolmuştu. Dışarı çıkıp polisin kapısına geldiğimizde Mew sessizce arkamda duruyordu. Kek benim elimdeydi, yapabileceğim en masum surat ifadesini takınarak zili çaldım.

Kapıyı küçük bir kız açmıştı. Uzun turuncu saçlarını iki kulak yapmış küçük kız, elindeki tavşanla birlikte bize bakıyordu. "Babaa, evimize çok yakışıklı abiler gelmiş. Hem de ellerinde kocaman çikolatalı bir kek var!" Küçük kız avazı çıktığı kadar bağırmıştı. "Mellinda, neden yabancılara kapıyı açıyorsun?" Üzerindeki sportif kıyafetleriyle yanımıza doğru gelen adama baktım. Kesinlikle fotoğrafta görüp kafamda çizdiğim katil profilindeki adama benzemiyordu.

Bad Thoughts (BoyxBoy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin