Media: Gulf Kanawut (Sen çok tehlikeli bir insansın Gulf. Hem minnak bir kedi hem de bir kaplan olmayı nasıl başarabiliyorsun hâlâ daha anlayabilmiş değilim.)
"Dreamcatcher, Deja Vu."
Keyifli Okumalar.
Rutubet kokan deponun içindeki o boğucu atmosfer yüzünden derin bir nefes verip bağırmaktan boğazını yırtan adama döndüm. "Kes sesini!" Karşımda sandalyeye bağlanmış kişiye doğru yaklaştım. "O iğrenç ağzından tek bir ses bile duymak istemiyorum. Duydun mu beni?" Korkuyla kafasını sallarken ondan uzaklaştım. Hemen yanımda duran Jack, elindeki çakı ile oynamayı bırakıp bana baktı. "Çok fazla oyalandık, artık işi bitirmeliyiz."
Adımlarım sandalyeye bağlı adamın etrafında turlarken ellerimi omuzlarına yerleştirip "Bak, o çok fazla oyalandığımızı söylüyor." dedim. "Ne yapmalı, ne yapmalı... Ah, buldum!" Jack'ten aldığım silahı aniden adamın ensesine dayayıp kulağına doğru fısıldadım. "Beynini şuradaki duvara fışkırtmaya ne dersin?"
Hızlıca iki yana salladığı kafasıyla "Lanet olsun! Tamam, tamam söyleyeceğim." diye tısladı. Adamın titreyen bedeninin tam karşısına geçip ona baktım. "Fuhuş işleriyle ilgilenen ben değildim. Ben, ben sadece-" Silahımın namlusunu tekrar ona doğru sallayıp "Kekelemeyi bırak ve direkt bunu kimin planladığını söyle." diye bağırdım.
"Scoot, bütün bu işleri planlayan kişi o." Jack'le anında birbirimize dönerken adam devam etti. "Kıdemli bir asker, onunla boy ölçüşemezsiniz." Yüzündeki o tiksinç gülümsemeyi görünce sinirden gerilmiş kaslarımı gevşetip adamın daha fazla bir şey demesine fırsat vermeden silahın tetiğini çektim.
"Şimdi rahat rahat gülebilirsin artık gerizekalı."
Bakışlarımı iğrenç görüntüden çekip arkamı döndüm. "Benden bu kadar Jack, gerisi senin meselen. Eğer yardıma ihtiyacın olursa tekrardan ararsın beni." Jack, uzun zamandır peşinde olduğu kişinin ismini almıştı. Kanada'ya geldiğim günün sabahında bu konuyu bana açmıştı ve yardımımı istemişti. Zhao Zi'ye verdiği söz yüzünden bu işleri tek başına halledemiyordu. Zi her ne kadar Jack'in pis işlerle uğraştığını bilse de bir polis olarak onun rahat bir şekilde davranmasını engelliyordu. Bu yüzden bir tetikçiden, yani benden yardım istemişti.
"Teşekkür ederim Gulf, sen daha fazla oyalanmadan eve geç. Ben buraları halledip çıkacağım." Jack samimi bir şekilde sırtımı sıvazlarken ona görüşürüz deyip depodan ayrıldım.
Eve geçtiğimde hiç kimse ortalıkta gözükmüyordu. Lena'nın odada olduğunu düşünüp rahatsız etmedim. Banyoya gidip kıyafetlerimi değiştirdikten sonra sessiz adımlarla Mew'in yanına geçtim. Hâlâ daha uyumasına şaşırırken yanına uzandım. Biraz fazla ses çıkarmış olmalıyım ki kıpırdanarak gözlerini açtığında "Neredeydin?" diye mırıldandı. Vücudumu ona doğru döndürüp "Jack'leydim, ufak bir işimiz vardı." dedim.
"Anladım." Mew sessizliğe bürünürken ellerimi onun yumuşak saçlarına uzattım. "Güzelce uykunu alabildin mi?" Kafasını sallayıp "Alabildim." dedi. Bakışlarım ilk önce gözlerine sonra da dudaklarına kayınca aramızdaki mesafeyi kapattım. "Bugün Ed ile dışarıda karşılaştım, bizi evine davet etti." Ondan uzaklaşmadan sözlerime devam ettim. "Bir şeyler öğrenebilmek için mükemmel bir fırsat, fakat Lena ve seni o tehlikeye atamam. Olur da oraya gittiğimizde ters bir durumla karşılaşırsak işler sarpa sarar ve -" Mew parmaklarını dudağıma bastırıp susmamı sağladı. "Bu senin tek başına verebileceğin bir karar değil Gulf. Zaten tehlikenin en orta yerinde bulunuyorken elimize geçen bu fırsatı tepemeyiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Thoughts (BoyxBoy)
Fanfiction| İnsanları para için öldüren sıradan bir tetikçi ve kardeşinin katilinin peşine düşen bir müşteri. | karanlığa fısılda, en dip karanlığa. bir deli gibi, bir aptal gibi, bir ölü gibi. karanlığa fısılda, en acı karanlığa. bir hiçlik...