Media: Mew ve Gulf
"The Rose, Red." (Hepsi birbirinden yetenekli oğluşlarım. Umuyorum ki bir gün hak ettikleri değeri görecekler.)
Keyifli Okumalar.
Uyanalı uzun bir süre olmasına rağmen yataktan kalkmamış, yanımda hâlâ daha uyuyan Mew'i izliyordum. Ağlamaktan şişmiş ve kızarmış yüzüyle birlikte mışıl mışıl uyuyordu. Dün gece yaşanan şeylerden sonra büyük ihtimal benden utanacak veya ona acıdığımı düşünecekti. Böyle düşünmesini istemiyordum. Gözlerim duvardaki saate kayarken onu izlemeyi kesip sessizce yataktan çıktım.
Mutfağa geçip kahvaltı hazırlamaya başladım. Bir yandan ocaktaki omleti kontrol ederken bir yandan da masaya kahvaltılıkları diziyordum. İçimden mırıldandığım şarkıyla tempo tuttturmuş bir şekilde kestiğim patatesleri kızartma tavasına atıp tezgaha yaslandım. Mew uyandığında dün hiçbir şey yaşanmamış gibi davranacaktım. Bu yüzden oldukça normal davranmaya çalışıyordum.
Ben masayı hazırlamayı bitirdiğimde Mew mutfağa girdi. Kalktıktan sonra banyo yapmıştı ve saçlarını kurutmadan direkt buraya gelmişti. Bozuntuya vermeden masaya oturup "Günaydın, dolaptan içecekleri çıkarır mısın?" diye sordum. "Günaydın." dedikten sonra masaya içecekleri koyup karşıma oturdu.
Ben tabağımı tepeleme doldurup yemeğe başlarken o birkaç parça şey alıp önündekilerle oynuyordu. Sesimi çıkarmayıp onun konuşmaya başlamasını bekledim. Beni çok fazla bekletmeden sessizliği bozdu.
"Dün için-" Sözünü tamamlamasına izin vermeden "Dün hakkında konuşmak istemiyorum. Dün, geçmişte kalan bir şey. Yaşanmamış gibi düşün çünkü ben öyle yapacağım." dedim. Bir şey söylemeden sadece gözlerimin içine baktı. "Teşekkür ederim, her şey için." Minnettar bakışlarına karşılık verip "Teşekkür edilecek bir şey yok, yemeğini ye hadi." deyip yemeğime devam ettim.
İkimiz de yemeğimizi bitirdikten sonra birlikte masayı toplayıp içeri geçtik. Mew tekrar sessizliğe gömülürken ben de laptopta sonraki planın üzerinden geçiyordum. "Adamın bugün saat 17.00'da emniyet müdürlüğünde bir toplantısı var. İlk adımımızı atabilmek için mükemmel bir fırsat." Oturduğu tekli koltuktan kalkıp yanıma geldi. "Sana gönderdiğim maildeki şeyi yayınlamaya çalışacağız. Akladığı kara paraları ortaya çıkaracağız."
Elleriyle saçlarını karıştırıp "Bu ona zarar vermeyecektir çünkü üzerini örtebilir. Fakat etrafındaki insanların ona karşı olan güvenini kaybetmesini sağlayacaktır. İlk darbeyi yedikten sonra bunu kimin planladığını bulmak için işe girişecektir muhtemelen." dedi. Dudaklarını ıslatmak için dilini dudaklarının üzerinde gezdirdiğinde istemsizce gözüm dudaklarında takılı kaldı. Hemen kendimi toparlayıp laptopa geri döndüm.
"Bana verdiğin bilgideki karakol ve bulunduğu departmanı arkadaşlarıma gönderdim. Bugün bulunacağı toplantıdaki bilgisayara ve projeksiyona ulaşabiliriz. Fakat göstereceğimiz resimlerden sonra IP adresini farklı noktalarda göstermemiz lâzım. Ki bu iş de sana düşüyor Mew." Kendine ait bir basım şirketi olmasına rağmen olağanüstü derecede de yazılım bilgilerine sahipti. Lena'nın birçok sosyal platform işini o halletmişti. "İki saatimiz var, başlasak iyi olur."
Evin üç tane odası vardı, bir tanesini işimiz için dizayn etmiştik. Odanın bir köşesi bilgisayarlarla doluydu, diğer bir köşesi ise yığın kağıtla. Mew bilgisayarların başına geçip işe başladı. Ben de onun yanındaki bilgisayarın karşısına oturup adamın arabasına koyduğumuz izleme cihazını aktif ettim.
O hararetli bir şekilde çalışırken zaman gelip çatmıştı. Kısaca yapacağımız şeyin özeti şuydu, adamın toplantı yaptığı odadaki projeksiyondan onun kara para akladığına dair olan görüntüleri gösterecektik. Temelde basit bir plandı fakat bunu olay yerine oldukça uzak bir yerden gerçekleştirmemiz gerekiyordu. İkimiz de derin bir nefes aldık. "Başlayalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Thoughts (BoyxBoy)
Fanfiction| İnsanları para için öldüren sıradan bir tetikçi ve kardeşinin katilinin peşine düşen bir müşteri. | karanlığa fısılda, en dip karanlığa. bir deli gibi, bir aptal gibi, bir ölü gibi. karanlığa fısılda, en acı karanlığa. bir hiçlik...
