Media: Lena
"Des Rocs, Used to darkness."
Keyifli Okumalar...
"Tekrar etmeme gerek yok, değil mi? İşini bitirdiğin an geri döneceksin. Eğer çok fazla dikkat çekersen bir şeylerden şüphelenebilir." Lena karşımda duymaktan bıktığı sözlerime kafa sallıyordu. "Ayrıca sana çok yaklaşmasına izin verme. O şerefsiz benim önümde bile sana yürümeye çalışmıştı. Ben yokken yapabileceklerini kestiremiyorum." Mew belimden çekiştirip "Yeter artık, geceden beri aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsun." diye fısıldadı. Haklıydı, fakat Lena'yı tek başına Ed'in alanına göndermek vücudumdaki bütün sinirleri teker teker geriyordu.
Geçenki konuşmamızdan sonra planımızı yeniden oluşturup çalışmalara başlamıştık. Ve şimdi ilk adımı atmak üzereydik. Lena Ed'in bulunduğu polis merkezine gidecek ve plan için uydurduğumuz sahte olay üzerinden şikayette bulunacaktı. %100 ihtimalle de Ed, Lena'yı gördükten sonra bizzat kendisi ona yardım etmek isteyecekti. Ve daha sonra da sahte olayı kendisinin değil de kardeşinin çözebileceğini düşünecek ve Lena'yı BRY şirketine yönlendirecekti. Böylelikle hiç kimse Lena'nın orada bulunmasına şüpheyle yaklaşmayacaktı çünkü şirkete onu öneren kişi patronun kardeşi olmuş olacaktı. Plan basit gibi görünse de hamile haliyle Lena'yı bu tür işlere karıştırmak istemiyordum. Ama bizi konuşurken duymuştu ve asla yerinde durmayacağını da biliyordum.
"Geç kalacağız senin yüzünden!" Lena'nın çığırışıyla derin bir nefes verip ona döndüm. "Hala içim rahat değil ama Jack yanında olacak. Güzelce işini halledip dön buraya. Tamam mı?" Lena aceleyle kapıdan çıkarken "Yüz bin kez dediğim gibi, tamam." Kapının dışında bekleyen Jack en sonunda dayanamayıp bağırdı. "Yeter, kırk doğurdum burada. Altı üstü karakola gidip şikayette bulunacak. Tanımıyorsun sanki Lena'yı... Bıraksan teke tek bütün karakolu alt üst edebilecek güçte bir kardeşin var ama sen hala ona küçük bir kız çocuğuymuş gibi davranıyorsun."
Lena sırıtıp Jack'in yanına sırnaştı. "İşte bu yüzden seni abimden daha çok seviyorum Jack." Mew elini sırtıma yerleştirip sakinleşmem için sıvazladı. "Bırak artık, geç kalacaklar cidden." Son bir kez daha Lena'ya dikkatli olmasını söyledikten sonra Mew'le birlikte içeriye geçtik.
Onlar karakolda işlerini hallederken biz de buradan onu gözetleyecektik. Normalde dinleme cihazı takmasını önermiştim fakat karakolda dinleme cihazını bulurlarsa eğer çıkabilecek olan kaos yüzünden vazgeçtim. Tabii bu hiç önlem almadım demek değildi. Mew Lena'nın telefonuyla bizim bilgisayarımızı birbirine bağlamıştı ve yüklediği program sayesinde telefona gelen her ses bize de ulaşmış olacaktı. Dinleme cihazı kadar pratik ve net olmasa da işimizi görecekti sonuçta.
"Kahve ya da içki? Ne içmek istiyorsun?" Mew mutfağa doğru yöneliyordu. "Fark etmez. Sert bir şey olabilir belki." O mutfakta içecekleri hazırlarken ben de çalışma odasına geçip bilgisayarları kurmaya başlamıştım.
Mew çok geçmeden elindeki içeceklerle odaya gelmişti. "Teşekkür ederim." Kahveyi yanıma koyduktan sonra koltuğuna geçecekken onu durdurup dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. "Bir daha teşekkür etmek istedi canım." Mew bir şey söylemeden sadece gülümseyip bilgisayarın başına geçti. "Başlayalım bakalım."
"Programı çalıştırdın mı?" Kafamı iki yana sallayıp "Henüz Jack'lerden bir mesaj gelmedi. İçeri girdiklerinde çalıştırırız." dedim. "Bekliyoruz o zaman." Mırıldanıp koltuğumu ona doğru döndürdüm. "Hhm." O programın son kontrollerine odaklanmıştı ve boş boş beklemektense onun güzel yüzünü izlemek bana daha cazip gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Thoughts (BoyxBoy)
Fanfiction| İnsanları para için öldüren sıradan bir tetikçi ve kardeşinin katilinin peşine düşen bir müşteri. | karanlığa fısılda, en dip karanlığa. bir deli gibi, bir aptal gibi, bir ölü gibi. karanlığa fısılda, en acı karanlığa. bir hiçlik...