12.Bölüm: Aslan Patisi

87 34 10
                                    

Medya: Çağlar
Bölüme başladığız tarihi buraya alabilirim.

İyi okumalar<3

****

"Sa- Samet."

Sameti görmemle gözlerimi dahi kırpamamıştım. Zihnimi bana yapmaya kalkıştığı şeyler istila ederken gözlerimi hemen ondan çektim. Nasıl böyle bir şeye kalkışabilmişti. Arkadaşımdan hoşlanırken. Yada biz hoşlandığını sanırken..

Etraftan ambulansın 5 dakikaya burada olacağına dair konuşmalar duymuştum.

Minel'e baktığımda Çağlar kollarından tutmuş kendine getirmeye çalışıyordu.

O sırada gür bir erkek sesi bahçeyi doldurmuştu. Kafamı kaldırıp nerede olduğunu bulmaya çalıştığımda çatıya gözlerim kaymıştı oradaydı. Kafasında siyah bir şapka ağzındada bir maske vardı. Maskenin üstünde aslan simgesi vardı.

"Herkes baksın!" diye gürlemişti.

"Bir daha bir kadına izni dahili dışında dokunmaya kalkan olursa sonu bu herifinkinden daha kötü olur."deyip birden ortadan kaybolmuştu. Gerisinde fısıldaşan bir grup insan bırakarak.

Benim yüzümden yapmıştı. Samet'in bana yaklaştığını görmüştü. Hissizdim bu durum karşısında ne sevinebiliyor ne de üzülebiliyordum.

Ben içimde duygularımla savaşırken, ambulansın siren sesi kulaklarımı doldurmuştu.

Sameti sudan çıkarmışlar ambulansa bindiriyorlardı. Minel şoktan çıkmış çığlık çığlığa ağlarken bir yandanda ambulansın kapısının ordan Samet'e bakıyordu. Her yeri kan içindeydi.

Ambulansa yerleştirme işi bittiğinde Minel'de binmişti. Birden Çağlar'a seslendim.

"Sende git yalnız bırakma."

Bağırmamla Çağlar'da ambulansa binmiş hastaneye doğru yol almaya başlamışlardı.

Onların gitmesiyle ortamı bu seferde polislerin siren sesleri doldurmuştu. Birisi haber vermiş olmalı. Bora'ya doğru dönerek fısıltıyla konuştum.

"Polislerle görüş hastaneye gidelim hemen. İfade falan vermemiz gerekirse kendimiz gidip veririz." Hemen beni onaylayıp yanımdan ayrılmıştı.

Bora'yı beklerken birden aklıma gelen düşüncelerle vücudum kaskatı olmuştu.

Rüyam..

Gördüğüm rüya buna işaret olabilir miydi? Yoksa bu sadece bir kısmımıydı? Kurşun vardı çünkü. İyice huzursuzlandığım an Bora'nın sesiyle dikkatimi ona vermeye çalıştım.

"Hayatım iyi misin? Bir şey mi oldu yoksa bilmediğim?"

"Hayır hayır iyiyim. Halledebildin mi?"

"Evet gidebiliriz." Tamam anlamında başımı sallayıp arabaya doğru yürümeye başladık. Aklımdaki düşünceleri def ederek kendime şunu söyledim.

Daha fazla ne olabilir ki..

****

Hızlı bir gidişin ardından hastaneye varmıştık. Geldiğimizde Samet'i çoktan ameliyata almışlardı. Fakat durumu pek iç açıcı değildi.

Ama ne demişler, Allah'tan umut kesilmez.

Hastanenin bembeyaz duvarları arasında çaresiz bir şekilde bekliyorduk. Neden hastane duvarları genelde beyaz olurdu hiç düşündünüz mü? İyiliğin rengi, umudun rengi, belkide sıradan bir renk kimileri için.. Siyah olsaydı nasıl olurdu acaba? İnsanların içini kaplayan hüzünle birlikte etrafı gördüklerinde daha bir kasvete bürünmezler miydi? Yada siyah onların bekledikleri kişi için umudunu söndürmez miydi?

Seni Kocam İlan Ediyorum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin