13.Bölüm: Tavukları Pişirmişem

57 27 0
                                    


Medya: Bölüm sonundaki şarkı 2.22 saniye itibariyle. (Orijinal şarkı değil beyazın atışmasındaki 2.22 saniyesinden itibaren uyum daha çok hoşuma gittiği için bunu düşünebilirsiniz.)

•Buraya bir arkadaşınızı etiketleyerek hikayeme davet etmenizi istiyorum dostlarım.

Bölüme başladığınız tarihi alabilirim.

İyi okumalar<33

                                 ****

İnsanların başına niye böyle şeyler gelir ki? Herkes vukuatsız, sade bir hayat istemez mi? O halde neden insanlar birbirlerinin hayatlarında bu tür olaylar meydana getirir? Demek ki hayatlarını olaysız geçiremeyecek bir sürü insan var. Bu olaylardan da haz alanlar cabası. Kesinlikle öyle insanlardan değildi Helen. Evden işe işten eve monotonluğunu kabul edecek biriydi. Ama hayat ona istediği gibi davranmıyordu...

Kağıdı imzalayıp odadan çıkmıştım. Yaşanan olaylar birebir yazıyordu zaten ayrıca bir şey eklemeye ihtiyaç duymamıştım. Çıktığımda Bora'nın yanına gidip onunda işinin bitmesini bekledim. O da ifadesini imzalayıp işi sonlandığında karakoldan beraber çıktık.

Arabaya binmiş ilerlemeye başlamıştık. Ama tek bir kelime bile etmemişti Bora. Onu konuşturma işi bana düşecekti anlaşılan.

"Nereye gidiyoruz hayatım?" Sesli bir iç çekişten sonra cevap vermişti Bora.

"Seni eve bırakacağım."

"Sen nereye?"

"İşim var."

"Ne işi Bora?"

"Uzatma işte Helen işim var!" Sesini yükselterek söylediğinden bir karşılık verememiştim. Ama benim suçumun olmadığı bir durum yüzünden de bana kızması moralimi bozmuştu.

Yolun kalanını sessiz bir şekilde gitmiştik. Ne o bir şey demiş ne de ben tekrardan konuşmayı denemiştim. Eve vardığımızda da sadece inmemi beklemiş sonrasında bir görüşürüz bile demeden basıp gitmişti. Biran önce bu olayı çözüme bağlaması gerektiğini kafama koyarak merdivenlerden çıkmaya başladım. Anahtarım yanımda yoktu. Kayla'da büyük ihtimal işte olmalıydı. Geriye Minel'in evde olmasını ummaktan başka bir seçenek kalmıyordu. Kapıyı hafifçe tıklatıp beklemeye başladım. Bu sefer tam zile basacakken içeriden bir takım sesler gelmişti. Basmaktan vazgeçip yine beklemeye başladım. Kapıda çok fazla geçmeden açılmıştı zaten.

Minel hastanede olduğu gibi hala mahcup bakışlarla gözlerime bakıyordu. O Samet'i getirmeseydi belki böyle bir olay yaşamayacaktık ama bilerek getirmemişti sonuçta. Onun elindede olan bir şey değildi. Karşımda ezilip büzülmesi daha şimdiden hoşuma gitmiyordu.

"Odama gidiyorum ve şöyle davranmayı kes böyle yaptıkça sana olmayan sinirimi ortaya çıkarıyorsun. " Bu şekilde konuşmak hoşuma gitmiyordu sanki emir verirmiş gibi ama bu kadar sert ve net konuşmasaydım ileride üzerime daha çok titreyecekti. Bu en azından biraz frene basmasını sağlardı. Yani umarım sağlardı.

Onaylamaya benzer bir kaç mırıltı çıkarınca minik bir tebessüm edip yanından ayrıldım. Biraz uzansam iyi olacaktı hastanede uyurken belim ağrımıştı..

****
Bora'dan

Helen'i bırakıp arabayı sahile sürdüm. Bir işim yoktu sadece düşünmem gerekiyordu. Ona soğuk davranmamı gerektiren pek bir şey yapmamıştı. Tek yaptığı şey susmaktı. Sorunda buydu zaten susmuştu. Ona bir şey mi oldu dediğimde söylemeliydi ama o , o zaman da susmayı tercih etmiş ve söylememişti.

Seni Kocam İlan Ediyorum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin