Tanrısal POV
7 ay önce 02.06.2020
"Çocuklar... Yetmez mi? Amy benim gitmemi bekleyene kadar uyumaz. Uyusa da beklerken uyuyakalır. Üşütür öyle. Bırakın da gideyim artık" diye söyleniyordu Joyce. Gerçekten yorulmaya başlamıştı ve saat çok geç olmuştu. Eve gitmek istiyordu. Bu salak Hywan'la aynı ortamda daha fazla durmak istemiyordu
"Mızmızın teyisin Buğuus" diyip güldü Marina. Gereğinden fazla içmişti ve tamamiyle sarhoş olmuştu. Konuşması kayıyordu
"Bruce olacak güzelim.." diyip güldü Hywan
"He ondan" diyerek bi bardak daha dikti Marina. Sonra da salak salak gülmeye devam etti
"Biz artık gitsek iyi olacak. Yeterince uçtun bu gece" diyen Joyce Marina'nın kolundan tutup çıkışa ilerledi. Hywan ise önüne geçip onu durdurdu
"E daha eğlenecektik, gece henüz bitmedi"
"İyi al sevgilinle kal" Marina'yı bırakarak kapıya ilerledi bu sefer. Yine de Hywan'ın onu bırakmak gibi bir niyeti yoktu. Bu çok açıktı. Yeniden önüne geçince derin bir nefes aldı Joyce, rahatsız olmaya başlamıştı ama ne yapabilirdi ki? Çekip gidemeyeceğini çok iyi biliyordu. Hywan onu her şekilde durdururdu.
"Ne istiyorsun Hywan? Bırak da gideyim. Gerçekten geç oluyor"
"Tamam gidersin. Ama ilk bizimle bir şeyler içeceksin. Öyle sadece dikiliyorsun. Geldiğimizden beri sadece bi shot attın"
"Hayır, daha fazla içmem. Çekil şimdi" daha da tedirgin olmuştu. Neden bu denli ısrar ediyordu ki? İçmek istemiyordu işte. Zaten içtiği bir shot bile şuan başını döndürüyordu. Biraz daha içerse Marina gibi olacaktı. Şu halde bile pek ayık sayılmazdı ve kafası pek basmıyordu
"Hayır"
"Çekil"
"Hayır"
"SANA ÇEKİL DİYORUM ADİ PUŞT!" diyerek Hywan'ı sertçe ittiğinde herkes onlara dönmüştü. Marina bile saçma saçma gülmeyi kesmiş, anlamsız şekilde ikisine bakıyordu
"Sakin ol biraz! Sadece eğlen diye uğraşıyorum şurda!" Hywan sinirli duruyordu. Gerçekten sinirli "İçeceksin dediysem içeceksin."
"Hayır"
"Görürüz" dedikten sonra masaların birinden bir bardak aldı ve Joyce'a döndü. Kolundan tutup çekti ve içirmeye çalıştı. Joyce itip içmemek için debeleniyor, Hywan ise içermek için zorluyordu. Marina anlamsız şekilde bakarken etraftan bağzıları içmesini, bağzıları da kızı bırakmasını söylüyordu.
En son Hywan'ın istediği oldu ve Joyce ne kadar karşı koysa da istemeden biraz içti. Tükürmeye çalıştığı sırada Hywan daha fazla içirdi. İstemsiz olarak içtiğinde kafası iyice bulanmaya başlamıştı.
"Hywan yeter... Cidden istemiyorum!" diyerek debelenmeye devam ediyordu. Ama kafası bulanıklaştıkça debelenmesi daha güçsüz bir hal alıyordu
"Altı üstü biraz alkol, Joyce.. Seni öldürmez değil mi?" nefesi ensesine çarparken Joyce ürperdi. Olması gerekenden de yakındı
"Uzak.. Dur benden"
"Sakin olursan neden durmayayım?"
"İçmek istemiyoruum!" diye bağırdı. Konuşması da kaymaya başlamıştı
"Tamam bak bu son" demişti ama son olmamıştı. Her seferinde bu son diyerek kıza içirmeye devam ediyordu. En sonunda Joyce karşı koymayı bıraktı ve ayakta zor duran bi halde konuşmaya başladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Truth Killer || Texting
Short Story053***: Şimdi.... Sadece yazıp böyle tehdid etmeyeceğim artık 053***: Veya boş yapmayacağım 053***: Onlar sadece biraz... Nasıl denir.. Fragman diyemeyiz de.. Öyle bir şey 053***: Her şey yeni başlıyor millet 053***: Ve bu sefer... Hepinizi izleyece...