8. BÖLÜM
"Gerçekten çok güzel çıkmışsınız, aman tanrım!"
Derin bir nefes alarak başımı oturduğum masaya yasladım. Gerçekten intihar edecektim çünkü Lalisa ve Chaeyoung ikilisi, az önce Lalisa tarafından Jungkook ve bana gizlice çekilen fotoğrafa bakarak mükemmel bir fotoğraf olduğunu söyleyip duruyordu.
"Ya, Tanrı aşkına," diye yakındım. "Yanlışlıklaydı, bırakın şu fotoğrafa bakmayı artık."
"Lalisa, iyi işti kardeşim." Chaeyoung beni umursamadan Lalisa'nın omzunu sıvazladı. "Böyle performansları senden daha çok istiyorum."
Ağlanacak halime güldüğüm sırada Lalisa, "Her zaman enselerindeyim," dedi ve büyük bir hırsla yumruğunu sıktı. Sonra da Chae'ye döndü ve gözlerini hafifçe sıkıp işaret parmağını ona salladı. "Ama sen sakın yırttığını sanma, sonuçta siz de hâlâ flörtsünüz."
Chaeyoung gülümseyerek omzundaki saçlarını geriye attı. "Biz flörtten daha ilerideyiz canım, en azından öpüştük," dediğinde kaşlarım havalandı, bunu bilmiyordum. "Onlar daha yeni yetme, sen onları daha çok darla."
Başımı iki yana salladım. "Kızlar lütfen, duyacak şimdi," dedim sessizce. "Gerçekten öyle bir şey değildi, bir anlık kazaydı işte."
"Kim duyacakmış?"
Arkamdan gelen sesle bir an resmen yerimden sıçradım ve elimi hızla kalbime götürüp arkama döndüm. Jungkook'u gördüğüm anda dudaklarım aralanırken o ise düz bir ifadeyle bana bakıyordu fakat kalbim, onun düz ifadesine tamamen tezat bir şekilde heyecanla çarpıyordu.
Bir anlığına kızlara bakıp bir şey demeleri için gözlerim büyüttüm ama ikisi de dudaklarını birbirine bastırdı ve gülmemek için kendilerini tuttular. Sinirle önüme dönüp başımı iki yana salladım, beni sattıklarına inanamıyordum.
"Önemli bir şey değil, boşver," dedim elimden geldiğince rahat davranmaya çalışarak.
Dudaklarını büzüp anladığını belirtircesine başını sallarken; ben hâlâ ona baktığım sırada o arkamdaki yerini bozmadan bana doğru eğildi ve bedenini bedenime örterek elindeki boş tabağı masaya bıraktı.
Yok, bu çocuk bu hareketleri kesinlikle bilerek yapıyordu ve Jennie'yi ne kadar heyecanlandırabilirim diye beni sınıyordu; fakat artık yapmamalıydı çünkü gerçekten heyecanlanıyordum.
Bir şey demeden mutfaktan çıktığında gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım ve kızlara döndüm. "Bakın, kesin duydu işte," dedim sessizce.
Kızlar beni takmadan ellerini sessizce birbirine vurdular ve oldukları yerde sevinç dansları yapmaya başladılar. Bu hallerine istemsizce güldüm ama neden bu kadar sevindiklerine anlam veremiyordum, onlar benim arkadaşım değil Jungkook'un arkadaşıydı. Daha bugün tanıdıkları beni ve en yakın arkadaşlarını neden bu kadar yakıştırma çabasındaydılar? Emindim ki Jungkook'un peşinde birçok kız vardı, sonuçta basketbol takımındaydı; hatta daha bugün spor salonunda arkamızda oturan kız Jungook'un ona baktığını sandığında o kızla dalga geçmişlerdi ama beni ve Jungkook'u sürekli yakıştırdıklarını belirten şeyler söyleyip duruyorlardı. Yani konu neden özellikle bendim anlamıyordum, onun etrafında benden güzel birçok kız vardı ve Jungkook ve benim aramda bir şey olsa bile nispet yapmaları gereken kişi ben değil, Jungkook olmalıydı; onlar Jungkook'un yakın arkadaşıydı. Anlamıyordum, belki de öylesineydi; illa bir sebep bulmak zorunda değildim, sonuçta niyetlerinin kötü olmadığını biliyordum. Beni arkadaşları olarak görmek istiyorlardı ve sanırım böyle şeyler de arkadaşlar arasında normaldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blind
Fanfictionjennie, zorbalık gören bir lise son öğrencisiydi. jungkook ise buna şahit olan tek kişi. a jengguk fiction, december 2020