024

1.5K 101 349
                                    

❗️smut uyarısı❗️rahatsız olacakları şimdiden uyarayım, isterseniz bu bölümü geçebilirsiniz. zaten bir dahaki bölüm final. 💖

-

24

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

24. BÖLÜM

"Hadi ama Jennie, iki hafta boyunca okul dışında hiç görüşemedik. Seni çok özledim."

Üzüntüyle dudaklarımı birbirine bastırdım ve kalemimi masaya bırakıp başımı geriye attım. "Sevgilim, ben de seni özledim ama sınavın çok yaklaştığını biliyorsun," dediğimde, sıkıntıyla bir nefes vermişti. "Üstümde büyük bir stres var, çalışmadığımda kendimi kötü hissediyorum."

Dudaklarını büzüp elini çenesinin altına koydu ve yattığı yere daha da yayıldı. Onu gerçekten çok özlemiştim, en son partide ve partinin ertesi gününde rahatça vakit geçirebilmiştik çünkü haftaya üniversite sınavımız vardı ve ben hiç olmadığım kadar telaşlıydım. Başımı dersten kaldırmadığım için birbirimize yeterince vakit ayıramıyorduk, Jungkook da sıkı bir şekilde çalışıyordu ama o kendine de vakit buluyordu. Ben ise ders dışında geçirdiğim her bir saniyede vicdan azabı çekiyordum, bir soru daha fazla diye diye kaç test kitabı bitirmiştim hiçbir fikrim yoktu.

"Zaten maçlar yüzünden okulda da seni yeterince göremiyorum, Jennie," dedi. Sonra da yatağında sırtüstü yatıp kamerayı da biraz yukarıdan tuttu. "Bari bu akşam buluşalım, birkaç saat çalışmamak sana üniversiteyi kaybettirmeyecek."

Derin bir nefes alıp başımı salladım. "Hayır, Jungkook," dedim. "Bir hafta daha dayanacağız, fazla değil."

Gözlerini devirip başka yere baktığında dudaklarıma yerleşen gülümsemeye engel olamadım. Ben de onun hissettiği özlemin aynısını hissediyordum ama o birkaç saatte onlarca soru çözebilirdim, ayrıca o da çalışmalıydı. İki haftadır dayanıyorduk, bir hafta mı dayanamayacaktık?

"Sanki sevgilim değilmişsin gibi hissediyorum," dedi, mızmız bir çocuk gibi çıkan sesiyle. "Sevgililer birbirleriyle vakit geçirir ama bize bak, farklı şehirlerde yaşıyormuşuz gibi görüntülü konuşup duruyoruz."

Dudaklarımı büzdüm ve kameraya yaklaştım. "Ben de seni seviyorum, hayatım," diye mırıldandım ve ona küçük bir öpücük attım. "Kapatma vaktimiz geldi."

Gözlerini kısarak bir süre bana baktığında gülümseyerek başımı sola eğdim ve şirince ona baktım. Böyle yaptığımda bana kıyamayacağını biliyordum, tatlı davranmam hoşuna gidiyordu.

Başını iki yana sallarken, "Hayır, bu sefer beni kandıramayacaksın," dedi, beni şaşırtarak ve yattığı yataktan doğruldu. İşe yarayacağını düşünmüştüm. "Sen gelmezsen ben gelirim, bu gece yanında kalacağım."

blindHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin