021

1.6K 130 369
                                    

21

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

21. BÖLÜM

"Sanırım Daecheonlular geldi." Chaeyoung'un konuşmasıyla birlikte bakışlarımı telefonumdan çektim ve onları önce Chaeyoung'a, ardından da Chaeyoung'un baktığı yere çevirdim. "Öğrenciler de gelmiş, sadece kuru kalabalık yapacaklar. Neden buradalar?"

Gözümü girişteki öğrencilerden çekmeden, "İlk ve en önemli maçları," diye mırıldandım. "Gelmeleri çok da tuhaf değil aslında."

Bugün maçın olduğu gündü. Herkesin merak ve heyecanla beklediği tek maç da buydu çünkü eğer takım bugün kazanırsa, diğer tüm maçları da kazanır demekti. Daecheon Koleji en zor olanıydı, onlar geçen sene ülkedeki diğer takımlarla da maç yapmış ve fazlaca deneyim kazanmışlardı. Ayrıca doğruyu söylemek gerekirse, Daeyon Koleji, yani biz, ve Daecheon Koleji'nin maç geçmişine bakarsak yüzde atmış beş gibi bir oranla onların bizi yendiklerini görürdük. Çok bir fark yoktu fakat yine de sayısal olarak bizden daha iyilerdi, o yüzden herkes aylardır bu günü bekliyordu. Eğer kazanamazsak ilk maçtan elenmiş olacaktık.

Bense sadece Jungkook'u izlemek için orada olacaktım, maç falan umurumda değildi; ya da kazanıp kazanmamız. Kazanmalarını istememin tek sebebi bunun Jungkook'u çok mutlu edeceğini bilmemdi, bunun dışında pek ilgilendiğim söylenemezdi.

Önce öğrenciler okulun bahçesine giriş yapmıştı. Onlar tüm servisleri boşalttıktan sonra ise, herkesin kendilerini görmek için bahçeye akın ettiği takım oyuncuları servislerinden inmeye başladı. Etraftaki kızların onlara bakışlarını gördükçe midem bulanıyordu çünkü o takımın içinde Baekhyun denen aptal vardı; Jungkook ile okuldan kaçtığımız gün kafede çocuklarının geleceğini kararttığım kişi.

Gözlerimi ona diktim ve ters bakışlarımla onu izlemeye başladım. "Aish," dedi Lalisa o sırada. "Baekhyun hâlâ aynı iticiliği üzerinde taşıyor, bir insan bu kadar mı mide bulandırıcı görünür?"

"Gerçekten," diye mırıldandı, Chaeyoung. "Geçen sene çocuklara çektirdikleri şeyler aklıma geldikçe sinirleniyorum. Resmen onları sakatlayarak maçı kazanmıştı."

Başımı iki yana sallayarak derin bir nefes aldım. "Ağzının ayarı hiç yok," dedim, yaslandığım yerden doğrulurken. "Sadece beş dakika içinde söyledikleri o kadar iğrençti ki, bir de Jungkook'a diyordu ama bu basketbol oyununu tamamen kendisi rekabet haline getirmiş."

Onlar bahçeye girdiklerinde etraflarında oluşan koyun sürüsü de kalabalıklaşırken Baekhyun'un bakışları etrafta gezdi ve en sonunda olmasını en istemediğim şey olup, bakışları gözlerimde durdu. Dudağının kenarı anında alayla kıvrılırken gözlerimi devirdim ve bakışlarımı başka yere çevirdim ama bize doğru geldiğini görebiliyordum.

blindHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin