18.BÖLÜM

172 10 0
                                    

Tunç sessiz kaldı geriye dönüp bakmadı bile. Oysa içinde geri dönüp ona sarılmak o şekerimsi kokuyu içine çekmek vardı. Yapamadı dönemedi geriye çünkü onu artık üzmek istemedi. Öleceğini öğrenmişti ve artık eskisi gibi olmak istemedi. Hani bir söz vardır ya "kaçan kovalanır."misali en baştan kaçmalıydı bence. Belki o zaman Melis onun değerini anlardı. Arkasına dönmemişti ama arabanın camından onu izliyordu. Aslında onun bu şekilde olması onun hoşuna gitmişti. Ezgi de güzel bir kızdı. Onu mutlu edebilecek herseyi yapmıştı. Omuz silkerek yürümeye devam etti. Melis olanlara inanamadı. Bu çocuk daha dün onun için resimler yapan aşık bir çocuktu. Ne oldu da bu kadar değişmişti. Tunç'la bir araya gelip ona tüm hayatını anlatabilirdi. Herşeyini birbirlerini seviyorlardı peki aralarında bu anlaşmazlık neyin nesiydi.

O anda çöp kutularının arasından Mert çıkageldi. Melis sinirli ses tonuyla" yine mi sen lan" diye bağırdı. Mert sakince arabaya yaslanarak elini saçının arasından geçirdi ve gülümseyerek Melis'e  baktı."siz kızlar sizi takmayan insanlara aşık olursunuz hep huy mu acaba bu yoksa inatlaşma mı ? " dedi.

Melis daha da kızmış bir şekilde yere düşen çantasını hızla kapıp yürümeye başladı. Mert ise arkasından yürüyordu. Yine sakindi. Havalı bir biçimde yürüyor ve etraftaki kızlara göz kırpıyordu. Bu çocuk hiç değişmeyecekti.

*

Tunç ise mutluydu. Ezgi de öyle istediği olmuştu sonunda. Ezgi ve Tunç dün gece olanlardan bahsediyorlardı.  O arada siparişleri almaya biri gelmişti. "Ne istemiştiniz? " Tunç Ezgi den gözlerini ayırıp kafasını yukarı kaldırdı.
"Elif..."

Melis ve Mert hâlâ yürüyordu. Mert arkadan bağırdı:"Hey boynuzlu prenses! Nereye gidiyoruz?" Bu sözüne Melis fazlasıyla kızmıstı. "Kes sesini çapkın maymun!" Hadi canım o da ne demekti öyle. Doğruydu ama Mertin umrunda değildi ve hoşuna bile gitmişti. "Oo.. ilerliyoruz yani boynuzlu isim takmalar felan." Bu çocuk sanırım sırf Melis'i sinir etmek için doğmuştu. Melis yumruklarını sıkıyordu. Nereye gittiğini bile bilmiyordu.

Tunç oturduğu masadan ayağa kalktı. Ezgi bu duruma biraz bozulmuştu. Onun burda ne işi vardı neden çalışıyordu?  Daha sonra Ezgi'ye döndüğünde yerinde yoktu. Belli ki kıskanmıştı. Tunç kafasını sallayarak oradan çıktı. Ileri de Ezginin yürüdüğünü gördü ve bağırdı. Ezgi olduğu yerde durdu. Tunç ona yaklaşınca kızgın olduğunu gördü. "Ne oluyor sana ?"dedi Tunç. Daha fazla suskun kalmadan söze atladı Ezgi "Ne mi oluyor Tunç? Kıza bakışların neydi öyle? " hadi canım kıskanmıştı cidden. Tunç artık zorda kaldığı zaman yaptığı şeyi yaptı. Ezgi'yi öptü. Hemde sokağın ortasında...

Mert Melis'e çarpmıştı. "Hey! Duracağın zaman haber versen Boynuzlu. "

Melis gördüklerini kestirmeye çalışırken Mert merakla onun baktığı yöne baktı. Tunç Ezgi'yi öpüyordu.  " vay be bizim adam hızlı çıkmış."diye hayretle konuştu.  Melis ise hâlâ onları izliyordu. Sonunda ayrıldıklarında Tunç ve Melis göz göze gelmişti.

Eğer sen yoksan...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin