16.BÖLÜM

166 8 2
                                    

Tunç yaptığına pişman olmuştu.Geri döndü perdeyi sıyırıp dışarıya baktı.Melis olduğu yere çökmüş elleriyle yüzünü kapatmıştı. Belli ki ağlıyordu. Gözüne birden bir gölge çarptı. Git gide yaklaşıyordu Melis'e. Korktu biri ona zarar mı verecek diye düşündü. Biraz daha dikkatle baktı.
"Mert!"

Hayal kırıklığına uğramıştı yine. Sevdiği kız ve en yakın arkadaşıydı. Tunç kendini film yıldızı gibi hissetti şu sürekli aldatılan,üzülen ama sonunda kazananlardan...

Mert Melis'i olduğu yerden kaldırdı ve sarıldı. Fakat Melis ellerini hâlâ yüzünden çekmemişdi. Tunç bu olanları gördükçe içi içini yiyordu.
"Hadi ama Melis bak olmuyor işte seni istemiyor."dedi. Melis kafasını ellerinin arasından kaldırıp Mert'e baktı ve

"Senden nefret ediyorum.Sen ne pislik ne yüzsüz ne karaktersiz bir insansın senden nefret ediyorum."diye bağırıp olan gücüyle koştu.Nereye gittiğini bile bilmiyordu ama bu yolun sahile çıktığını hatırlıyor gibiydi. Sahile çıkmıştı zaten. Sahilde yürüyüp iskeleye oturdu. Bu yaşadıkları çok saçmaydı. Babasının annesini aldatıp aynı zamanda içerek eve gelmesi bu yetmiyormuş gibi annesini ölesiye dövmesi, Tunç la karşılaşması işte bu yaşadığı tüm olaylar.

Iskeleden atlasa acaba kimin umrunda olurdu. Hergün arkadaşlarıyla kumar oynayan annesinin mi ,sevgilisiyle sorunlar yaşayıp evde savaş çıkaran babasının mı ,perdeyi hızla yüzüne kapatan artık ondan nefret eden Tunç mu yoksa sadece amacı kızları kullanmak olan Mert mi?

Bunalmıştı. Atlamalıydı belki de bu kurtuluş yoluydu onun için. Elleriyle kendini itmeye başladı o anda ardından bir ses duydu. "Bak yine gördüm." Hayal sandı yine arkasına döndü fakat bu sefer gerçekti hayal değildi.Tunç tam arkasında ona gülümsüyordu. Geri döndü ellerini kaldırıp gözlerini silecekti ama o kadar çok ilerlemişti ki dengesini kaybedip düştü.

Duyduğu son ses Tunç' un "Melis dur!"diye bağırması olmuştu.Melis kendini kaybetmiş olmalı ki hiç kurtulmak için çabalamamıstı ve dakikasında bir sürü insan sahile toplanmıştı. Tunç dayanamayıp kendini suya attı. Melis'i tuttu kolundan Melis gerçekten de kendini kaybetmişti. Gün batımına benzeyen o saç rengi daha da koyulaşmış ve süzülüyordu. Sahile akın etmiş olan insanlar ikisine de yardım ettiler.Tunç'a bir ceket vermişlerdi.Melis ise yerde yatıyordu.Birisi ona ilk yardımda bulunuyordu. Ambulans siren seslerini duydu hızla oraya yaklaşıyordu ve gelmişti.Melis'le birlikte oda hastaneye gitti.

Melis kendine gelmişti.Gözlerini açtığında yanında Tunç'u gördü.Tunç gözlerini açtığını görmediği için gözlerini kısarak ona baktı. O anda odaya Mert girdi. Tunç'u görünce direk dışarı çıktı. Tunç onun hastaneye gelmesine bozulmuştu. Ayağa kalktı Melis'in başını okşadı ve alnından öptü. Melis Tunç gitmesin diye kalkıp bağırmak istedi fakat yapamadı içinde bir şey bunu engelledi "GURUR..."

Eğer sen yoksan...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin