Onu düşüyordu yine her dakika her saniye. Sürekli defterine birseyler karalıyordu fakat kimse ne olduğunu bilmiyordu.O bulduğu bu yöntemle kendini mutlu hissediyordu.Birazcık kıskanıyordu onu "acaba nerdeydi ,kimleydi,ne yapıyordu ,neden göremiyordu onu artık?" içindeki bu sorulara hiç yanıt veremiyordu. İşin kötüsü susturamıyordu da. Oysa ki adını bile bilmiyordu nasıl böyle hissetmişti ki.
Ders başlamıştı. Hoca bugün herkesin istediği bir kişiye mektup yazmasını istemişti.Tunç kime yazıcak az çok tahmin edebilirsiniz.İçinden gelenleri döktü kağıda.O kıza söylemek istediği herşeyi yazdı.Mektupların toplanma zamanı gelmişti.Orhan hoca bu mektupları yazılan adrese göndericekti.Zil çalmıştı herkes kime yazdığını ne yazdığını konusuyordu.Mert de Tunaya sormuştu.Tunç "hiç" diye geçiştirmişti.Mert Tunç'un en yakın arkadaşıydı.Çocuklukları birlikte geçmişti.Tunç ona güvenmiyor muydu ,niye anlatmamıştı o kızı ona?
Orhan hoca mektupları ayırıyordu.Tunç'un mektubu dikkatini çekti.Çünkü ne bir isim vardı ne de adres...Teneffüs de Tunç'u çağırttı ve bu duruma bir açıklama yapmasını istedi.Tunç ilkten biraz çekindi fakat artık birine anlatmalıydı.Orhan hocaya güvenebilirdi.Tüm başından geçenleri anlatmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eğer sen yoksan...
RomanceAşk denen duyguyu ilk defa yaşayan ve yaşadığı bu duygunun bedelini canıyla ödeyen bir gencin hikayesi...