Hastaneye gelmişlerdi.Tunç'un başında doktor vardı.Annesi oturmuş Melis'e kötü kötü bakıyordu.Elif ise annesini yatıştırmaya çalışıyordu.Doktor odadan çıktı.Hiç birşey söylemeden odasına yöneldi.Annesi de doktorun peşine gitti.
Doktor "Durumlar kötü"diyerekten söze başladı.Hastalığının arttığını ve artık bir kurtuluşu olmadığını anlattı.Annesi böyle yorumları çok duymuştu ama ilk defa bundan emindi.Oğlu gün geçtikçe gözlerinin önünde bitiyordu.Çok geçmeden odadan çıktı.Artık gözü hiç birşey görmüyordu.Duvarın kenarında oturan Melis'in kolundan tutup dışarı çıkardı.
"Senden nefret ediyorum,düş yakamızdan" diye bağırdı.Melis neye uğradığını şaşırmıştı.Annesi dayanamadı."O ölüyor.Bize iyilik yap ve git burdan" diye bağırdı.Melis'in gözünden tek damla yaş düşmüştü ve ağladığı o an aklına gelmişti.Keşke Tunç gelip yine gördüm deseydi diye düşündü.Annesinin ağır ağır merdivenleri çıkışını izledi.
Sahile doğru ilerledi.O ne yapmıştı?
Neden bunları yaşıyordu.Birden omzuna dokunan bir elle irkildi.Gelen Mertti.Buseden ayrılmıştı.Belli ki Melis'e geri dönücekti.Melis kendini tutamayıp Mert'e sarıldı.Ağlamamak için dudağını ısırıyordu.Saatlerce konuşmadan oturdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eğer sen yoksan...
RomantizmAşk denen duyguyu ilk defa yaşayan ve yaşadığı bu duygunun bedelini canıyla ödeyen bir gencin hikayesi...