Okuldaki bir hafta herkesin fısıltılarıyla bakışlarıyla geçip durmuştu. Yo-han gördüğüm kadarıyla amacına ulaşmış kendine verilen görevi yerine getirdiği için çetesindeki yerini almıştı. Gereksiz herif.
Bugun haftanın son günüydü, tatil ve sonrası için koşuşturmayla geçmişti. Okulumuz yılı 4 dönem olarak işliyordu. Her mevsimin ortasında 2 haftalık bir tatil veriyordu. Bu tatillerde okul değiştirmek isteyen öğrencileri sınav yapıyordu. Sınavı geçen öğrencileri önce öğretmenler mülâkat yapıyordu. Daha sonra öğrenci Birliği kurulu olarak bizler onlarla konuşup yönlendirme ve araştırma yapıyorduk . Sosyal ortamda okulu nasıl etkiler? Öğrenciler arasında sorun oluşturur mu? Okulu temsil edecek görevleri yapabilir mi? Nelere ilgisi yeteneği var hangi kulüplere yönlendirilmeliler öğrenci Birliği olarak başkan, yardımcısı ve kulüp başkanları ilgileniyordu.
Mark, Jungwoo, Yangyang ve Kun ile lisede tanışmıştık. Aramızda bir tek Kun farklı bir üniversite kazanmıştı ama kış tatilinde sınava girip bizim yanımıza geri gelmişti. Yaz tatilinde de seçimlere katılıp birliğe girmiştik. Tabi o kendini benden daha çok sevdirip her şeye karışmadığı için başkan olabilmişti. Ben ise yardımcı olmuştum.
Bir de kız arkadaşlarım vardı. Küçüklüğümüzden beri birlikte büyüdüğümüz okuduğumuz. Hepimiz birbirimize komşu sayılırdık. Ailelerimiz de yakındı.
Yeo-reum bana dayanamamış hemen yanıma gelmişti o gün. Çok soğuk gözükse de aslında yumoş yumoş kalbi vardı. Siyah kısacık saçlarıyla simsiyahh moda anlayışı ile aramızdaki cıvıl cıvıl kişiliğini gayet iyi saklıyordu. okulun teknoloji bölümünde No-eul ile birlikte okuyordu.
No-eul aramızdaki en havalı kişiydi. Bebeksi güzelliğiyle ışıklar üzerinde parlardı. Her gün moda defilesi izler gibiydik. Okulda çok popülerdi. Her bölümden tanıdığı vardı. Ne istesek yardıma ihtiyacımız olsa hemen ayarlardı. Diğer kızlarla tanıştığımızdan bir yıl sonra taşınmışlardı. Ona o yüzden küçük kardeşimiz gibi davranırdık.
Ga-eul eğitim bölümündeydi. Ondaki zeka eğitim bölümüne artardı bile. Bölümün birincisiydi. O da çok sakin gibi görünürdü ama ayaklı şakamatiğimiz oydu. Kızıl sonbahar yaprakları rengi saçlarıyla isminin anlamını taşıyordu .
No-eul ve Ga-eul bana mesaj atmışlardı. Onlarda endişelenmişlerdi tahmin edebiliyordum. Kırgınlıkları izin vermemişti yanıma gelmelerine. Tatil geldiğine göre onlarla da aramı düzeltmem konuşmam gerekiyordu.
Yo-han'ın devamlı görüşmek istemesi ve daha bircok şeyi onlarla aramı açmıştı. Çok değiştiğimi söylediklerinde tartışmıştık. Keşke arkadaşlarımı dinleseydim.
Son gün dersim erken bittiği için kızlara mesaj atıp akşam bizim bahçeye toplanmalarını istedim. Eve koştur koştur gidip hepsinin sevdiği yemeklerden hazırlamaya başladım. Yemekler hazır olunca hemen depoya gittim. Arka bahçemizde yan evle ortak olan kocaman ağaçtaki ağaç evi süsleyecektim. Depodan minderleri ışıkları alıp ağaç eve çıktım. İçeriyi temizleyip akşam için hazırladım. Hava kararınca sofrada bizimkileri beklemeye başladım. Bekledikçe bekledim. Saat ilerledikçe canım daha da sıkılmaya başladı. Saat 9 olunca artık beklememin bir anlamı yoktu. Annem içeriden seslenince eve girmenin mantıklı olduğunu düşündüm.
Tam merdivene gelince aşağıda kızları gördüm.- Kızım senin dersin sabah bitmiş olabilir ama bize akşam dersi koymuşlar başkan yardımcısı olarak şu işe el at akşama ders koymasınlar, dedi Ga-eul.
Kocaman sırıtarak ona cevap verdim.
- Yeter ki sen iste.-Hadi ben acıktım çıkın yukarı yahu sonra dertleşirsiniz, Byeol umarım makarna vardır öğlenden beri bir şey yemedim.