Yeo-reum'dan
Bugün okula gitmeyeceğim için öğlen kalktım. Hiçbir şeyle ilgilenmek istemiyordum. Ne okul ne seçim ne bizim kızlar. Çünkü bugün aylardır beklediğim şey gerçekleşecekti.
Harry Potter hayranı değildim de bağımlısıydım diyebiliriz. Filmlerini kitaplarını defalarca kez izlemiş okumuştum.
Bugünde Seul'de Harry Potter etkinliği vardı. Ona gidecektim.
Yatakta biraz oyalandıktan sonra aşağı mutfağa indim. Annem işe gitmeden önce kahvaltı hazırlamıştı. Kahvaltımı güzelce yapıp ortalığı toplayıp hazırlanmaya başladım.
Aynada kendime baktım saçlarım biraz uzamıştı. En yakın zamanda bulduğum bahaneyle annemi ikna edip saçlarımı kestirmem gerekiyordu. Annemde her kız annesi gibi uzun saçlı olduğumda daha güzel göründüğümü söylüyordu. Ama küçüklüğümden beri bulduğum makasla saçlarımı keserdim. Makasları kaldırdıklarında da saçıma sakız yapıştırırdım.
Telefonumu çıkartıp "Uzamış(!)" saçlarımla anı kalması için fotoğraf çekindim.
Telefonu bırakıp hazırlanmaya başladım. İçi kara delik olan dolabımı açıp bakındım. Hava sıcaktı tamamen siyahlara bürünürsem muhtelemen 5 dakika sonra buharlaşırdım.
Koyu yeşil ekose pileli eteğimi çıkarıp üzerine de siyah t-shirt giydim. Dizime kadar yarım siyah çoraplarımı giyip masamda duran Slytherin'in sembolü olan yılanlı kolyemi taktım. Bu havada yeşil atkımı takamayacağım için ağlayarak odadan çıktım. Kıyafetime uygun olduğu için ve evet yaz mevsiminde uzun siyah notlarımı giydim.
Çantama pelerinimi cüzdanımı anahtarlarımı alıp çıktım.
Metroyla Seul'de gelip etkinlik alanına gitmeden önce biraz gezindim. Çok kalabalıktı. Ve kalabalık insanı bir süre sonra bunaltıyordu. Tek olduğum için de canım sıkılmaya başlamıştı. Yavaş yavaş gideceğim yere yürüdüm.
Büyük bir fuar alanını o kadar güzel düzenlemişlerdi ki gerçekten Hogwarts'da gibiydim. İçeri girince çoğu kişi gibi ben de pelerinimi giydim.
Standları tek tek gezip almak istediklerimi aldım. Fotoğraf çekinmek biraz zor olmuştu. Tanımadığım insanlardan rica etmiştim ama rahat rahat içimden geldiği gibi poz verememiştim. Kendimden çok etrafla ilgileniyordum zaten.
Teknoloji sağolsun sanal gerçeklik gözlüğü ile kurdukları bölüme gidip sıra beklemeye başladım.
Elimde aldıklarım çok ağırlaşmıştı ve bir sürü poşet bileklerimi acıtıyordu. Sıra bana gelene kadar yere oturup eşyaları düzenleyip tekrar poşetlemeye karar verdim.
Aldığım posterler etrafa dağılınca hemen toparlamaya çalıştım. Ama birinin basmasıyla sinirimin tepeme çıkması anlıktı. Oturduğum yerden kalkıp onun konuşmasına izin vermeden bağırmaya başladım.